En Sıcak Konular

Türkiye ve Rusya'dan ortak bildiri

25 Ocak 2012 20:41 tsi
Türkiye ve Rusya'dan ortak bildiri Rusya ve Türkiye arasında Üst Düzey İstişare Konseyi (ÜDİK) bünyesinde oluşturulan Ortak Stratejik Planlama Grubu toplantısı ortak bildirisi yayınlandı.

Rusya ve Türkiye arasında Üst Düzey İstişare Konseyi (ÜDİK) bünyesinde oluşturulan Ortak Stratejik Planlama Grubu toplantısı ortak bildirisinde, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanmakta olan değişim ve dönüşüm sürecinin, bu ülkelerin halklarının adil ve meşru taleplerinden kaynaklandığı hususunda mutabık kalındığı ifade edilerek, "Taraflar, Suriye'deki sorunun barışçıl çözümüne yönelik Arap Birliği'nin çabalarını desteklemektedirler" denildi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov başkanlığında bugün Moskova'da düzenlenen toplantının ardından yayımlanan ortak bildiride, bakanlar, Avrupa-Atlantik coğrafyasının güvenlik ve istikrarının, güvenliğin bölünmezliği ve kapsamlı güvenlik ilkeleri üzerine inşa edildiğini ve anılan coğrafyada yer alan tüm ülkelerin güvenliklerinin birbirlerine bağlı olduğunu teyit ettikleri kaydedildi.

Bildiride, "Bu anlayışla, Avrupa-Atlantik güvenlik mimarisinin ve bu mimariyi oluşturan temel uluslararası düzenlemelerin günümüz ihtiyaçlarına uygun şekilde geliştirilmesi ve güçlendirilmesi hususunda birlikte çalışmak arzularını ortaya koymuşlardır. NATO ile Rusya'nın güvenliğinin birbirine bağlı olduğunu göz önüne alarak, Rusya-NATO Konseyi çerçevesindeki siyasi diyalog ve pratik işbirliğinin daha da genişletilmesi ve derinleştirilmesi yönünde çabaların yoğunlaştırılması konusundaki ilgilerini belirtmişlerdir" denildi.

Tarafların, ikili düzeyde ve çok taraflı forumlarda AB ile ilişkilere dair düzenli danışmalarda bulunmanın önemine işaret ettikleri ifade edilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Bakanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanmakta olan değişim ve dönüşüm sürecinin, bu ülkelerin halklarının adil ve meşru taleplerinden kaynaklandığı hususunda mutabık kalmışlardır. Bölgedeki krizlere çözüm arayışlarının, uluslararası hukuk çerçevesinde olması, münhasıran barışçıl yollarla, güce başvurulmadan, bölge ülkelerinin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, ulusal birliğine ve egemenliğine saygı gösterilerek, kapsamlı ulusal diyalog tesisi temelinde yürütülmesi gereklidir. Taraflar, Suriye'deki sorunun barışçıl çözümüne yönelik Arap Birliği'nin çabalarını desteklemektedirler.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde meydana gelen köklü değişim ve dönüşümlerin, özellikle başta Arap-İsrail ihtilafı olmak üzere gündemdeki diğer meselelerin göz ardı edilmesine yol açmaması konusunda fikir birliği içinde olunduğu bir kere daha vurgulanmıştır. Taraflar, Arap-İsrail ihtilafının ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları, Madrid ilkeleri ve Arap barış girişiminin sağladığı çerçeve de dahil olmak üzere uluslararası hukuk temelinde kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulmasına olan bağlılıklarını teyit etmişlerdir."

-Balkanlar-

Bakanların, Balkanlar'da istikrarın sağlanmasına yönelik çabaların arttırılmasını destekledikleri, bu bağlamda, Bosna-Hersek'in Dayton Barış Anlaşması ile tescil edilen bağımsızlığı, toprak bütünlüğü, egemenliği ve anayasal yapısının korunmasına dair taahhütleri ile demokratik bir devlet olarak gelişmesine katkıda bulunma niyetlerini teyit ettikleri ifade edilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

"Taraflar, Bosna-Hersek ile ilgili meselelerin ele alınabileceği yetkili uluslararası forumların, BM Güvenlik Konseyi ile Barışı Uygulama Konseyi ve onun bünyesindeki Yönlendirme Kurulu olduğundan hareketle, bunların dışındaki tek taraflı girişimleri reddetmişlerdir Taraflar, Bosna-Hersek ile ilgili meselelerde, Barışı Uygulama Konseyi Yönlendirme Kurulu bağlamında ve ikili temelde düzenli biçimde diyalog tesis etmek ve eşgüdüm içinde hareket etmek hususunda anlaşmışlardır.

Bakanlar, Kosova konusunda Belgrad ile Priştine arasındaki diyalog sürecinin devamını desteklemişlerdir."

Bildiride, bakanların, Kıbrıs sorununun çözümünün ancak BM çerçevesinde ve iki tarafın karşılıklı mutabakatına dayalı siyasi bir uzlaşı ile mümkün olabileceğini ve Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözümün Doğu Akdeniz'de ve bölgede barış ve istikrara büyük katkı sağlayacağını teyit ettikleri kaydedildi.

-İran'ın nükleer programı-

Tarafların, İran'ın nükleer programı etrafındaki durumdan endişelerini ifade ettikleri de belirtilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın Almanya, Çin, Rusya, Birleşik Krallık, ABD ve Fransa adına 21 Eylül tarihinde yaptığı açıklamaya atıfla, İran'ın nükleer programı ile ilgili soruna kapsamlı ve uzun vadeli çözümün ancak diplomasi yoluyla, ön şartlar ileri sürülmeden yeniden başlatılacak müzakerelerle, karşılıklılık temelinde ve aşamalı olarak bulunabileceğini vurgulamışlardır. Taraflar, İran'a yönelik ilave yaptırımların ve özellikle tek taraflı yaptırımların sorunun çözümüne katkısı bulunmayacağına inançlarını dile getirmişlerdir. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'ndan (NPT) kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi kaydıyla İran'ın nükleer enerjiden barışçı amaçlarla yararlanma hakkına dikkat çeken taraflar, İran'ın nükleer programının tümüyle barışçı niteliğine uluslararası toplumun güveninin sağlanabilmesini teminen İran ile UAEA arasındaki diyalog ve işbirliğinin artırılmasına olan desteklerini kaydetmişlerdir.

Bakanlar, Hürmüz Boğazı'ndaki seyrüseferin sağlanması bağlamında İran'la ilgili olarak ortaya çıkan gelişmelerden duydukları kaygıyı dile getirmişlerdir. Taraflar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki genel istikrarsızlık ışığında, konfrontasyan istikametindeki gelişmelerin, sadece bu coğrafyadaki ülkeler için değil, uluslararası toplumun tümü için ciddi menfi neticeleri olacağı hususunda görüş birliğine varmışlardır. Bakanlar taraflara itidalli hareket etme, gerginliği arttıracak açıklama ve hareketlerden kaçınma çağrısında bulunmuşlardır."

-Karadeniz-

Bildiride, Dışişleri Bakanları'nın, Karadeniz bölgesinin işbirliği, güvenlik ve refah alanına dönüştürülmesinin sahildar ülkelerin üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu; bu çerçevede, "Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Gücü"nün (BLACKSEAFOR) yanı sıra Karadeniz'in deniz güvenliğinin korunması amacıyla oluşturulan "Karadeniz Uyumu Harekatı" (KUH) ile Karadeniz'de Güven ve Güvenlik Arttırıcı Önlemler (KGGAÖ) Belgesi kapsamında Karadeniz bölgesinde güvenlik ve işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik işbirliğinin sürdürülmesinin önem taşıdığını teyit ettikleri belirtildi.

Tarafların, Deniz Kuvvetleri arasında ikili işbirliği alanında kaydedilen gelişmelerden duyulan memnuniyeti belirttikleri ifade edilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Taraflar, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün (KEİ) bölgesel sahiplenme temelinde son 20 yılda Karadeniz Bölgesi'nde ekonomik işbirliği başta olmak üzere, barış, istikrar ve refahın geliştirilmesine yaptığı katkıyı takdirle kaydetmişler ve KEİ'nin 20. yıl dönümünün üye ülkelerin işbirliğinin pekiştirilmesine yönelik siyasi iradelerini teyit edecekleri tarihi bir dönemeç olacağı hususundaki inançlarını dile getirmişlerdir. Türk tarafı, KEİ'nin kuruluşunun 20. yıl dönümü vesilesiyle İstanbul'da bir Zirve tertip etme niyeti konusunda Rus tarafını bilgilendirmiştir. Rus tarafı bunu not etmiştir. Zirve'nin hazırlıkları ve KEİ çerçevesindeki işbirliğinin ileri götürülmesi için düzenli istişarelerde bulunmayı kararlaştırmışlardır. Bu çerçevede, 2001 yılında Moskova Bakanlar Konseyinde kabul edilen 'KEİ- Geleceğe Yönelik Ekonomik Gündem' başlıklı belgeyi yeni küresel ve bölgesel gelişmeler ışığında güncelleyerek Örgütün gelecek on yıla ilişkin vizyon ve faaliyetlerini kapsayacak şekilde birlikte güncellemek konusunda mutabık kalan taraflar ayrıca, AB'nin Karadeniz'de çok taraflı işbirliği girişimlerinde KEİ'yi temel ortak olarak kabul etmesinin önemini vurgulamışlardır.'

-Güney Kafkasya-

Bakanların, Güney Kafkasya'daki durum üzerinde görüş teatisinde bulundukları ifade edilen bildiride, "Bölgede kalıcı barış, güvenlik ve istikrar ortamının sağlanmasına yönelik ortak niyetleri yenilemişlerdir. Taraflar, bölgedeki sürüncemede kalmış ihtilafları çözmek için tüm Kafkasya devletlerinin güç kullanımından ve güç kullanma tehdidinden imtina etmesi, münhasıran barışçıl yöntemlerin kullanılması gereğinden hareket etmektedirler" denildi.

Bakanların, bölgede iyi komşuluk ilişkilerinin kurulması ve pekiştirilmesinin unsuru olarak insani, kültürel, ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin önemini belirttikleri ifade edilen bildiride şunlar kaydedildi:

"Taraflar, Yukarı Karabağ sorununun süratle çözümlenmesi konusundaki arzularını vurgulamışlardır. Ermenistan ve Azerbaycan tarafından, AGİT Minsk Grubu arabuluculuğunda yürütülmekte olan Yukarı Karabağ ihtilafının çözümlenmesine yönelik çalışmaların yakın zamanda sonuç vermesine dair beklentilerini dile getirmişlerdir. Bakanlar, mevcut statükonun korunmasının kabul edilemezliği hususundaki inançlarını teyiden ifade etmişler; Yukarı Karabağ ihtilafına BM Şartı, Helsinki Nihai Belgesi ve AGİT Minsk Grubu Eşbaşkan ülkelerin liderlerinin Temmuz 2009 Aquila, Haziran 2010 Muskoka ve Mayıs 2011 Deauville ortak açıklamalarının muhteviyatı temelinde barışçıl çözüm bulunması imkanlarının bulunduğunu teyit etmişlerdir.

Taraflar, Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanlarının Yukarı Karabağ sorununun çözümü konusundaki 23 Ocak 2012 tarihli Ortak Açıklamasının barış sürecinin geliştirilmesine ilave ivme kazandırdığını teyit etmişlerdir. Türkiye ve Rusya'nın, imkanlarını ihtilaf bölgesinde istikrar sağlanması maksadıyla kullanmaya devam etme niyetleri teyit edilmiştir."

Bakanların, geniş potansiyele sahip Orta Asya coğrafyasında daha yakın işbirliği geliştirme konusunda neler yapılabileceğine ilişkin görüş alışverişinde bulunarak, bölgedeki istikrar ve güvenliğin desteklenmesi konusunda mutabık kaldıkları belirtilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Bakanlar, iki ülkenin de Afganistan'ın istikrara kavuşturulmasına yönelik çabaları bulunduğunu, bu konuda bölgesel işbirliğini son derece önemli gördüklerini kaydetmişlerdir.

Taraflar, bölgesel işbirliği bağlamında halihazırda mevcut olan ve olumlu katkı sağlayan ŞİÖ, İKÖ, Recca, AvET, OGAÖ ve CICA dahil bölgesel işbirliği mekanizmalarının daha da geliştirilmesine ve iyileştirilmesine hazır olduklarını teyit etmişlerdir. Bu çerçevede, İstanbul'da 2011 Kasım ayında düzenlenen bölgesel Afganistan konferansında onaylanan güven arttırıcı önlemlerin hayata geçirilmesinin önem taşıdığı vurgulanmıştır.

Bakanlar, Afganistan'daki uzlaşı sürecinin bizzat Afganlıların öncülüğünde ve silahlı muhalefetin, silah bırakma, Afganistan anayasasını tanıma ve El Kaide ve diğer aşırılıkçı örgütlerle temasları kesin şekilde kesme olmak üzere üç ana prensibe ön koşulsuz şekilde riayet etmesi temelinde gerçekleşmesi gerektiği hususunda mutabık kalmışlardır."

Dışişleri Bakanları'nın, Asya-Pasifik bölgesinin artmakta olan ağırlığını ve dünya barışı açısından önemini göz önüne alarak, bölge ülkeleriyle işbirliğinin geliştirilmesi üzerinde durdukları ifade edilen bildiride, tarafların, Kore Yarımadası'ndaki nükleer soruna dair altılı müzakerelerin en süratli şekilde yeniden başlatılmasının yararına işaret ettikleri, söz konusu meselenin çözümünün başta Kuzeydoğu Asya olmak üzere Asya-Pasifik bölgesinde ve tüm dünyada olumlu sonuçlar sağlayacağını belirttikleri kaydedildi.

Tarafların, Rusya Federasyonu'ndan, Kuzey Kore toprakları üzerinden Kore Cumhuriyeti'ne doğalgaz boru hattı inşa edilmesi projesinin hayata geçirilmesinin, Kore Yarımadası'nda barış ve istikrarın tesisine katkı sağlayacağı görüşünde oldukları da belirtilen bildiride, "Bakanlar, Ortak Stratejik Planlama Grubu çalışmalarının yararlı ve etkin olduğu değerlendirmesinde bulunarak, geniş bir yelpazede gündem konuları üzerinde derin ve yapıcı görüş teatisinde bulunulması, iki ülke işbirliğinin yeni yönelimlerinin belirlenmesi ve Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantılarına sunulmak üzere tekliflerin hazırlanması için Grup'un yararlı bir mekanizma olduğu hususunda mutabık kalmışlardır" denildi.

aa

Bu haber 980 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,006 µs