En Sıcak Konular

2012'nin getirdiği tehlikeler

23 Ocak 2012 09:08 tsi
2011 senesi, iyimser ABD vatandaşlarının umutlarını kaybetmeye başladıkları sene olarak hatırlanacak.

Başkan John F.Kennedy, bir keresinde yükselen bir dalganın tüm tekneleri taşıyacağını söylemişti. Fakat bu geri çekilen dalgada ABD vatandaşları daha uzun gemi direkleri olanların daha yükseğe çıktığını, küçük takaların ise parçalara ayrıldığını görüyorlar. Bu dalganın gerçekten yükseklere taşıdığı o kısa anda milyonlarca insan "Amerikan rüyası"nı gerçekleştirmek için gerçek bir şansları olduğuna inandı. Bu rüyalar artık son buldu. 2008 ya da 2009'da işlerini kaybedenler 2011 yılında tüm birikimlerini harcamış oldular. İşsizlik çekleri bitti. Yeniden işe alınmaların haberini veren manşetler -bu yeni istihdam normalde bu sene iş gücüne katılacakların sayılarıyla bile yarışamaz halde- tekrar bir iş edinmeye dair umudu kalmamış 50 yaş civarındakiler için hiçbir şey ifade etmedi.

Sadece birkaç aylığına işsiz kalacaklarını düşünen orta yaşlı insanlar şimdi zorunluluktan emekli olduklarını anladılar. On binlerce dolar eğitim kredisi borcuyla üniversite bitiren gençler ise hiçbir iş bulamıyorlar. İnsanlar arkadaşlarıyla aynı eve çıkmaya başladı. Akrabaları evsiz kaldı. Emlak hareketliliği içinden alınan evler hâlâ satılıktalar ya da zararına satıldılar. ABD'de 7 milyondan fazla aile, evlerini kaybetti. Geçtiğimiz on senenin mali canlılığının karanlık yüzü Avrupa'da görünür oldu. Yunanistan'da başlayan kriz hükümetlerin tasarruf tedbirleri almasıyla devam etti. İtalya'ya da sıçradı. İspanya'da ekonomik durgunluğun başından beri yüzde 20'lerde gezinen işsizlik oranı daha da yükseldi. Düşünülemez denilen Euro'nun sonu gerçek bir olasılığa dönüştü.

Bu sene daha da kötü olacak gibi gözüküyor. Elbette ABD'nin siyasi sorunları çözmesi ve nihayet işsizliği yüzde 6 ya da 7 oranına çekecek ekonomiyi canlandırıcı tedbirler alması mümkün (kriz öncesi bu oran 4-5 arasındaydı ama tekrar o kadar azalacağını düşünmek çok fazla şey ummak olur).

Fakat ABD'nin siyasi sorunlarını çözmesi de, Avrupa'nın sadece tasarrufla sorunları çözemeyeceğini anlaması da pek mümkün gözükmüyor. Tasarruf sadece ekonomik yavaşlamayı daha da şiddetlendirecektir. Büyüme olmadan borç ve Euro krizi sadece daha kötüye gidecektir. 2007'de emlak kriziyle başlayan uzun kriz ve onu takip eden ekonomik durgunluk da devam edecektir.

Üstelik 2008 ve 2009'u başarılı bir şekilde idare etmiş gelişmekte olan piyasa ekonomileri de ufukta görünen sorunları bu kadar iyi çözemeyebilir. Brezilya'nın büyümesi daha şimdiden yavaşladı ve böylece Latin Amerika'daki komşularının endişelerini artırdı.

İyi haber ise bu uzun dönemli sorunları çözmeye çalışmanın aynı zamanda kısa vadedeki sorunları çözmeye de yardımcı olacağı. Ekonomiyi küresel ısınma için yeniden organize etmek aynı zamanda daha fazla yatırım demek. Bu da ekonomik faaliyeti canlandıracak, büyüme ve istihdam yaratacaktır. Daha ilerici bir vergileme aslında geliri en üst sınıftan orta ve alt sınıflara dağıtacak ve böylece hem eşitsizliği azaltıp hem de toplam talebi canlandırmak yoluyla istihdamı artıracaktır. Üst sınıfın daha fazla vergilendirilmesi aynı zamanda kamu yatırımları için gerekli geliri sağlayabilir ve böylece en altta olanlara ve işsizlere biraz sosyal koruma olabilir.

Atlantik'in iki tarafındaki siyaset ve ideolojinin, özellikle de ABD'nin, bunların hiçbirinin olmasına izin vermeyeceğinden endişe ediliyor. Sadece bütçe açığına saplanıp kalmak, sosyal harcamalarda kesintilere gitmeye neden oluyor, eşitsizlikler daha da büyüyor.

Krizden önce bile iktisadi güçte bir yeniden dengeleme süreci başlamıştı. Bu süreçte 200 yıllık tarihsel bir anomali düzeltiliyor. Şöyle ki: Asya'nın toplam GSYİH'daki payı yüzde 50'den bir ara yüzde 10'a kadar düştü. Asya'da ve diğer büyüyen piyasalarda bugün görülen büyümeye yönelik pragmatik hamle Batı'nın kötü tasarlanmış politikalarıyla tam bir zıtlık içerisinde. İdeoloji ve bazı çıkarların özel bir birleşimi sayesinde Batı'da sanki büyümemeye yönelik bir hamle var.

Bu yüzden küresel çaptaki bu iktisadi yeniden dengeleme hız kazanacak ve kaçınılmaz olarak siyasi gerilimlere yol açacak. Küresel ekonominin karşılaştığı ana sorunu da göz önüne aldığımızda eğer bu zorluklar önümüzdeki 12 ay içinde kendilerini göstermezlerse şanslı sayılmalıyız.

Al Jazeera 22 Ocak 2012

Joseph E.Stıglıtz


Zaman



Bu haber 498 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,878 µs