En Sıcak Konular

Türkiye'yi bitirme üçgeni

23 Ocak 2012 08:09 tsi
Türkiye'yi bitirme üçgeni Siyasi İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Dr. Dilek, Türkiye, İran ve Irak üçgenindeki kritik süreci değerlendirdi

SİSAR Genel Koordinatörü Dr. Kaan Dilek, İran-Türkiye-Irak ilişkilerinin şifrelerini anlattı. "Irak'taki Sünni siyaset Şiiler'e rağmen uygulanabilir değil. Ankara, Haşimi diretmesini bir yana bırakmalı" dedi.

Seda Şimşek'in röportajı:

HÜRMÜZ KRİZİ SEÇİM KIYAĞI: Türkiye ile İran arasındaki güç mücadelesi de bölgede değişen dengelerle evriliyor. Özellikle Irak üzerinden yapılan salvolara şahit oluyoruz. Tahran Üniversitesi'nde yüksek lisansını ve doktorasını yapan, İran üzerine yazdığı kitaplarla tanınan Siyasi İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (SİSAR) Genel Koordinatörü Dr. Kaan Dilek ile İran-Türkiye-Irak ilişkilerini konuştuk. Dilek, Hürmüz Boğazı'nda yaşanan gerginlikleri, ABD ve İran'ın birbirlerine yaptığı "seçim kıyağı" olarak görüyor. Bölgedeki İsrail ve İran dehşet dengesinin iki ülkeye meşruiyet zemini hazırladığı değerlendirmesini yapıyor.  2 Mart'ta İran'da yapılacak meclis seçimlerinde "kazanan dini lider ve ekibi olsa da uzun vadede bu seçimlerin galibi seçimlere giremeyen toplumsal güçler olacak" öngörüsünde bulunan Dilek, "Devrimi yapan güçlerin bile bugün birbirlerine düşmesi İran'ın toplumsal ve siyasal bütünlüğünün en büyük tehdidi. Rejimin direği kurumlar halk nezdinde itibarını oldukça kaybetti" sözleriyle İran'ın bir Fars Baharı'na gebe olduğu mesajı veriyor. 
 
HAŞİMİ ÜZERİNDEN TÜRKİYE'YE OPERASYON YAPILIYOR

* Türkiye-İran-Irak üçgeninde Irak kendisini nasıl konumlandırıyor?


Türk dış politikasında Cumhuriyet döneminde Bağdat bir Sünni başkentken, son 8 yıldır bu durum değişti. Irak'taki demografik hakim güç olan Şiiler, Sünni başkent Bağdat'ı da Şiileştirdi. Saddam döneminde yüz binlerce Şii yıllarca İran'da yaşadı, eğitim gördü. Bunlar Saddam rejiminden sonra ülkelerine geri döndüler ve Bağdat'ta yeni bir rejim kurmaya çalıştılar. Bağdat artık Şii bir eksendir ve en yakın müttefiki Tahran'dır. Yani, Irak artık aslında biraz İran'dır ve İran da Şii köklerini Irak'ta bulmaktadır.

SERT GÜÇLERE SAHİP

* İran, Maliki ağzıyla Türkiye'ye bunu mu söylüyor?

Irak'ta seçimlerin ardından 7 ay boyunca hükümet kurulamamıştı. Bağdat'ta bugünkü hükümetin kurulmasının en büyük mimarı İran'dır. İran, Bağdat Hükümeti'ni etkileyecek çok önemli yumşak ve sert güçlere sahiptir. İran'ın Bağdat'a söyletemeyeceği söz yok gibidir. İran, Türkiye ile hem Bağdat Hükümeti hem Kuzey Irak yönetimi hem Suriye hem de bölgedeki İslami hareketler üzerinden konuşmaktadır.

* "İslami Hareketler" dediniz, Hizbullah da dahil mi?

Hizbullah'ın ideolojik yapısından kaynaklanan nedenlerle İran ile yakın bağlara sahip olduğunu düşündürecek oldukça güçlü veriler bulunuyor. Hatta, bazı Hizbullahçılar'ın lojistik desteğini, barınma ve ikametini bugün İran'da gerçekleştirdiğine dair bilgiler var. Hizbullah örgütü ile bağları olan bir Tahran yönetimi, bunu bölgedeki Kürt meselesini dizayn etmek ve Türkiye karşısında stratejik bir araç haline dönüştürmek isteyecektir.

* Bağdat'ta şimdi bir Şii-Sünni çatışması mı gündeme geliyor?

Aslında 2003 yılında Saddam rejiminin yıkılmasıyla Irak'ın bir mezhepler çatışması coğrafyası olması kurgulanmıştı, hatta bu mezhep çatışmalarının Şiiliği kapsayan, Şiilik içinde bir çatışmaya dönüşmesi, Necef- Kum, yani Irak - İran Şii otoriterliğinin çatışması bile düşünülmüş, planlanmaya çalışılmıştı. Ancak, duyarlı Sünni topluluk ve duyarlı Şii Ulema buna izin vermedi.

HEDEF ALMAYA YÖNELTTİ

* Haşimi ile birlikte Irak'ta Sünniler'in geleceği mi tartışmaya açıldı?


Şunun net anlaşılması gerekiyor:  Irak'taki Sünni siyaset Şiiler'e rağmen uygulanabilir değil. Haşimi seçimlerde aldığı yüksek oyla özellikle Sünni siyasetin önemli bir figürü olarak ortaya çıktı, ama aşiretler arası güç dengelerinde bir güce sahip olmaması, Türkiye karşıtı grupları Haşimi üzerinden Türkiye'yi hedef almaya yöneltti.

* Haşimi üzerinden Türkiye'ye mi operasyon yapılıyor?

Evet, ama sadece bu yeterli değil, belki Irak'ın istikrarı, toprak bütünlüğü bu operasyonların hedefi olabilir. Bence, Haşimi meselesi ve onun yargılanma istemi sadece Bağdat'ın kararı değil, Washington'un da onayıyla gerçekleşti.

UYGUN BİR FİGÜRDÜR

* Türkiye'nin Haşimi'den başka müttefiki yok mu Irak'ta?


Şiiler, Saddam ve bölgedeki diğer güçlerle kendilerine karşı çalışan Sünni grupları bir bir listelemişler, bu Sünni siyasi aktörleri fişlemişler ve bunlarla ilgili kendilerine uygun kararlar almışlardır. Haşimi konusu da bunun en önemli göstergesi. Usama Nuceyfi güçlü aşireti ve Şiiler'in de saygı duyduğu bir siyasi aktör olarak Türkiye için çok daha uygun bir figürdür. Ankara, Haşimi diretmesini bir yana bırakıp, Nuceyfi ile ilişkilerini derinleştirmeli ve özellikle de Şiiler ile farklı kanalları olan ilişkiler tesis etmeli.

TÜRKİYE İRAN'I DOĞU AKDENİZ'DEN SÜPÜRDÜ

* Irak'ta yönetimin Sünniler'den Şiiler'e geçmesi Türk dış politikasını nasıl etkiledi?


Sünni -Arap kuşağının, başta Arabistan, Körfez ülkeleri, Ürdün ve diğerlerinin, İran karşısında yıkılan Saddam rejimi yerine  Ankara'yı bir tampon bölge olarak görmek istemeleri dış politikamızda karar alıcıları zorluyor.

* Ankara, "tampon bölge" rolünü üstlendi mi?

Ankara, hem Sünni Arap ülkelerinin bu kaygılarını gidermek, bu ülkelerdeki ekonomik ve sermaye potansiyelini kullanmak istedi hem de dış politikasında bölgesel istikrar ve barışa vurgu yapan söylemlerini ortaya koydu, ama tamamen Sünni blok içinde yer alarak Tahran'ı karşısına almak istemedi. 2010 yılında Tahran'ın nükleer meselesi ile ilgili aldığı uluslararası inisiyatif İran'a büyük bir destek niteliğindeydi. Diğer taraftan savunma hatlarını Suriye-Hamas ve Hizbullah ile Doğu Akdeniz'e kadar uzatmış olan İran'ı bu jeostratejik eksenden sessiz sedasız süpürdü, sürdü. Böyle olunca da, İran'ı bir stratejik rakip olarak karşısına aldı. Filistin meselesi ve İsrail karşıtlığıyla Sünni Arap dünyasında halkların teveccühünü kazanan Ankara, İran'ın kontrol edilmesi konusunda da önemli bir aktör olduğunu ortaya koydu. Hatta, Türkiye'nin İsrail karşıtlığı, aslında İran Doğu Akdeniz'den sürgün edildiği sürece Tel Aviv'i de çok fazla rahatsız etmedi.

Gerginliğin nedeni Türkiye’nin başarısı

* İran Doğu Akdeniz'den nereye sürüldü?


Doğal Şii coğrafyası olan Dicle-Fırat arasına. Bugün Irak ve Türkiye arasındaki gerginliğin nedeni belki de Türkiye'nin Doğu Akdeniz ekseninde başarılı olması ve İran'ı Dicle-Fırat arasına itmesi. Irak ve Türkiye arasındaki sürtüşmenin bir anlamda İran ile Türkiye arasındaki stratejik rekabetin bir devamı olduğunu düşünebiliriz.

* İran Doğu Akdeniz'in rövanşını Irak'la mı alıyor?

İran, Irak konusunda Türkiye'ye, diğer bölgesel güçlere ve uluslararası aktörlere taviz vermeyeceğini, Irak'ı kaybetmemek için her şeyi göze alabileceğini, tüm politik, ideolojik, mezhepsel, ekonomik araçları harekete geçirebileceğini söylüyor.

SURİYE'DEKİ KÜRT BÖLGESİ PKK'NIN KALESİ OLABİLİR

PKK’nın Kandil’e mahkum bir yapı olmaktan öteye geçmeyi hedeflediğini söyleyen Kaan Dilek, “Suriye’yi kendisine üs olarak gören bir anlayışı barındırıyor” dedi.

* Türkiye'nin değişen güç dengelerine göre yeni bir Şii politikası üretmesi ve tedavüle sokması gerekiyor.

Türkiye, 4 Müslüman komşuya sahip. Azerbaycan, İran, Irak, Suriye. Bu ülkelerin hepsi ya demografik açıdan ya da siyasi bakımdan Şii. Yine, Türkiye'nin hemen sınırları dışındaki Türk kökenli insanların çoğu Şii. Türkiye'nin bu soydaşlarıyla da ilişkiler tesis etmesi bir anlamda makro düzeyde Şiilik üzerine politikalar geliştirebilmesine bağlı. Türkiye'nin Sünniler üzerinden olduğu kadar Şiiler üzerinden de bölgesel çıkarları mevcut. Ankara, teopolitik yapmadığı sürece, yani, daha önceki tarihi mirası olan dinleri yönetme yetisini bir dış politika aracı haline getirmediği sürece bölgesinde sorunlarla karşılaşabilir. Irak-Türkiye ilişkilerinden ortaya çıkan fotoğraf bir işaret fişeğidir.

ETKİNSİZLEŞTİRİLİYOR

* Irak'ta dengelerin değişmesi PKK açısından ne ifade ediyor?


Bağdat, İran'ın baskısıyla Eşref Kampı'ndaki Halkın Mücahitleri Militanları'nı sınır dışı ederken, Irak'taki diğer silahlı grupları, örgüt militanlarını da yüzeysel de olsa etkinsizleştirmeye çalışıyor. PKK da Suriye'yi "yeni riskler ve fırsatlar ortamı" olarak görüyor, ince ince Suriye'deki Kürtler üzerindeki yapılanmalarını artırmaya çalışıyor. PKK'nın üst düzey yöneticilerinin rahatlıkla Suriye'de hareket ettiği bilgileri geliyor. Bu bilgilere bakarsak, PKK, Kandil'e mahkum bir yapı olmaktan öteye geçip, Suriye'yi kendisine üs olarak gören bir anlayışı barındırıyor.

Böyle bir ihtimal çok yüksek

* PKK Kandil'den Suriye'ye mi taşınıyor?


PKK Kandil'i yavaş yavaş boşaltarak Suriye'deki Kürt bölgesine mi yerleşiyor? Boşaltılmakta olan Eşref Kampı'ndaki Halkın Mücahitleri Örgütü militanlarının Kandil'e taşınacağı haberleri, ABD-Türkiye stratejik ortaklığının derinleşmesi için PKK meselesinin çözüme kavuşması gerekliliği ve PKK'nın kendi örgütsel arayışı göz önüne alınırsa PKK'nın yeni Kandiller peşinde olması kaçınılmaz. Bu yeni Kandil, Suriye olabilir. Böyle bir ihtimal vardır, üstelik güçlü bir ihtimaldir. Suriyeli Kürtler'in Esad rejiminin yıkılması durumunda özerk bir yapı istediğini düşünürsek, Suriye'deki Kürt bölgesi PKK'nın yeniden doğal yaşam kalesi olabilir.

NÜKLEER MESELE İRAN İÇİN ZAMK GİBİ

 * İran'ın nükleer meselesi İran'ın Türkiye'ye karşı elini kolunu bağlamıyor mu?


İran'ın nükleer meselesi,Tahran'ın en önemli dış politik sorunlarından birisi. Ama, aynı zamanda bu nükleer sorun Tahran'da iç politikada tüm siyasi aktörleri ittifak içinde tutan, farklı görüşleri birleştirebilen bir zamk gibi. İran, nükleer meselede olumsuz her gelişmenin bir anlamda Türkiye'yi de olumsuz etkileyeceğini biliyor, Türkiye'nin dengeleyeci bir rol oynama isteğini de göz önünde bulundurarak Ankara'ya nükleer meselesini teslim ediyor. Türkiye de bölgesindeki bu gelişmelerle ilgili inisiyatifi elden bırakmak istemiyor. Ayrıca, Türkiye de nükleer bir ülke olma çabasında. Bölgesinde barışçı nükleer enerjiyi savunması bir anlamda kendi nükleer faaliyetlerine meşruiyet kazandırmasıdır. Ayrıca, İran'ın nükleer meselesi Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında köprü olduğunu siyasal olarak test edebildiği ya da ortaya koyabildiği en önemli alanlardan birisi.

bugün


Bu haber 1,594 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,013 µs