Ergenekon'u aşan yapı

19 Ocak 2012 10:31 tsi
Hakim, Savcı, Avukat ve Vekil aynı yere işaret ediyor: "Ergenekon'u da aşan devasa bir örgütlenme" Peki niye kimse oraya gidemiyor? iyibilgi özel

Gazeteci Hrant Dink, 5 yıl önce bugün İstanbul'un göbeğinde katledildi. Mahkeme tüm delillere ve açık ilişkilere rağmen cinayeti 'örgütsüz' buldu.

Peki kararı veren hakimin bile tatmin olmadığı bu noktaya nasıl gelindi?

Karar çıkmadan önce Hrant Dink'in avukatı Fethiye Çetin yaptığı açıklamada, Dink cinayetinin hazırlık sürecinde Ergenekon davasının tutuklu sanıkları Veli Küçük, Oktay Yıldırım ve Kemal Kerinçsiz'in rol aldığını belirterek, "Bugüne kadar Dink cinayeti davası için bu isimleri çağırmak ve ifadelerini almak bile mümkün olmadı. Bu nedenle savcının Ergenekon davası ile ilişkilendirdiği mütalaası da havada kalıyor. Savcı da "Bunları söylüyorum söylüyorum ama kayıtlar imha edilmiş delillendiremiyorum" diyor. Bu çok acı. Ben bu suikastta ve davada Ergenekon'u da aşan devasa bir örgütlenmenin varlığına inanıyorum. Biz sadece tetikçiler ile muhatap oluyoruz." dedi.

Dink davasında ‘terör örgütü yok’ kararı veren hakim de kamuoyunun rahatsızlığını daha fazla görmezden gelemedi ve bugün açıklamalarda bulundu: "Dava açılalı 4.5 yıl oldu. Eğer TİB’den gelen kayıtları araştırmaya kalksak dava birkaç yıl daha uzayabilirdi. Davalar uzayınca da kamuoyundan baskı geliyor, baskı altındayız. Ayrıca davanın uzatılması için yapılanlar da var...Kişisel olarak siz tatmin oldunuz mu?” diye sorarsanız, azmettiren birileri olması gerektiği için evet olmadım. Ama dosyadaki delillere göre en iyi karar bu."

Hakim ve savcı aslında aynı yere işaret ediyor: Yetersiz deliller. "Davanın uzatılması için yapılanlar..." Savcı, dikkat edilirse kayıtların imha edilmesinden yakınıyor. Dava boyunca mahkemenin talep ettiği kayıtların teslim edilmesi konusunda en çok eleştiri alan kurumlardan biri de Telekominikasyon İletişim Başkanlığı olmuştu. Sabah gazetesinden Nazlı Ilıcak da TİB'in oynadığı role dikkat çekiyor:

"Niçin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan talep edilen kayıtlar zamanında gelmedi? Gerçi, ihmalden sorumlu görünen Jandarma mensupları ya da bazı emniyetçiler soruşturmaya tâbi tutuldu; aralarında görevi ihmalden yargılananlar da var. Lâkin görevi ihmal yeterli mi? Ya kasıt mevcutsa?"

(Hakim, savcı ve avukatların dikkat çektiği noktaya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtsız kalmadı ve mahkeme kararının açıklandığı gün, yürütülen soruşturma kapsamında, olay yerine yakın bölgedeki 20 baz istasyonuna ait kayıtlar ve 91 telefon numarasına ait kayıtların silinememesi için tedbir kararı alındı.)

Bütün bu açıklamalardan sonra anlaşılıyor ki, ortada yargının dahi nüfuz etmekte zorlandığı bir alan var. Keza Meclis'ten gelen itirazlar da bu kanıyı destekler şekilde.

Anayasa Komisyonu üyesi Prof. Dr. Mustafa Şentop, Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür'ün aktardığı haliyle, Dink kararı için şöyle dedi:

"Türkiye'de müesses nizam bilemediğimiz, anlayamadığımız yerlere kadar uzanıyor ve güçlü bir örgütlenme içinde. Devlet içindeki organizasyonların, çetelerin yapısı çökertilmiş değil. Dink davası bu açıdan önemli bir işaret. Onun ötesinde bir varlığı gösteriyor. Bunun üzerine gitmek lazım."

Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, "Maalesef sürece dışarıdan bir el hem soruşturma hem de mahkeme safhasında müdahale etti gibi gözüküyor. Biliyorsunuz bu hadise MİT'in, jandarmanın ve devlet içinde ki çok sayıda kurumun aynı anda bulaştığı hadiselerden birisidir. Bu kararda gösteriyorki Derin devlet hala faal vaziyette tükenmiş ve bitmiş değildir." dedi.

www.iyibilgi.com  özel

Bu haber 2,560 defa okundu.