Ergin: Düzenleme Erdoğan için değil

18 Ocak 2012 19:30 tsi
TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Milletvekillerinin sorularını Adalet Bakanı Sadullah Ergin yanıtladı.

TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Ergin, ''Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresine ilişkin düzenlemede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önü mü açılıyor?'' yönündeki soru üzerine, söz konusu düzenlemenin, spesifik olarak somut bir olaya yönelik olmadığını söyledi. Parlamentonun 7 yıl görev yapmak üzere seçtiği bir Cumhurbaşkanı olduğunu belirten Ergin, ''Parlamento 7 yıllığına ve bir kez için seçmiştir Sayın Gül'ü. Kendi seçildiği dönemdeki statü içinde değerlendirilmesi gerekir. Dolayısıyla burada falanca kişinin, Sayın Başbakan'ın, filancanın, şuraya gelebilmesi için yapılmış bir düzenleme söz konusu değildir'' diye konuştu. Ergin, düzenlemenin Başkanlık sistemine geçiş için getirilip getirilmediği sorusuna da ''Getirmiş olduğumuz kanun tasarısı kimseye özgü, özel bir düzenleme değildir'' yanıtını verdi.

Ergin, normal şartlarda Gül'ün 7 yıl olması gereken görev süresinin tartışıldığını, bu tartışmaları YSK'nın ya da başka kesimlerin değil Parlamentonun sonuçlandırmasının doğru olduğunu kaydetti. Bakan Ergin, Gül'ün 10 yıl görev yapması ile ilgili bir çekingenin, sıkıntının söz konusu olmadığını, ancak Gül'ün 7 yıllığına ve bir kez seçildiğini ifade etti.

Sadullah Ergin, başka bir soruyu yanıtlarken, önceki cumhurbaşkanlarının aday olamayacağının tasarı içinde düzenlendiğini hatırlattı.

Bakan Ergin, tutuklu milletvekilleri aday olursa kampanyalarını nasıl yürüteceklerine ilişkin soruyu da yanıtladı. Ergin, söz konusu milletvekillerinin, milletvekili adayı gösterildiklerinde de tutuklu olduklarını anımsatarak, ''Kampanyaya bulundukları mekandan katılmış oldular. Aday gösterilmelerinin nasıl bir sonuç doğuracağına bizler değil, yargılamayı yapan hakimler karar verecektir'' dedi.

Ergin, seçim kampanyalarında Cumhurbaşkanı adaylarına Hazine yardımı yapılıp yapılmayacağı konusunun geçen yasama dönemindeki komisyon çalışmalarında da gündeme geldiğini, sonuçta bu yardımın yapılmaması yönünde karara varıldığını anımsattı.

''Temel yasa'' olarak görüşülen tasarının 1. Bölümü'nün görüşmelerine geçildi.

MHP'li Bal: Anayasayı kanunla değiştirmek gibi bir durum ortaya çıktı

Temel kanun olarak ele alınan tasarının tümü üzerinde MHP Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Faruk Bal, Cumhurbaşkanı'nın görev süresine ilişkin yapılan Anayasa değişikliği ile yetkili ama sorumsuz bir cumhurbaşkanı yaratıldığını, bunun da diktatörlüğün kapısını açtığını ileri sürdü.

Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı'nın 7 yıl değil 5 yılda bir seçileceğine ilişkin düzenlemenin yapıldığını belirten Bal, ancak şimdi görüşülen tasarıyla, geçici bir madde ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin 7 yıl olmasına ilişkin düzenleme yapıldığını ifade etti.

Tasarı ile ilgili eleştirilerin TBMM Anayasa Komisyonundaki görüşmelerde de dile getirildiğini anlatan Bal, ''Bu görüşmelerde tasarıyı ne hukuki, ne ahlaki bulduğumuzu söyledik. Ama parmak üstünlüğü ortaya çıktı ve kabul edildi. Anayasada belirlenen 5 yıllık süre kanunla 7 yıla çıkarıldı. Anayasayı kanunla değiştirmek, dolayısıyla halkın iradesini kanunla değiştirmek gibi bir durum ortaya çıktı. Halkın iradesi ve Anayasayı kanunla değiştirmeye kalkmanın demokraside ne anlamı var? Tasarı Anayasaya, siyasi etiğe, siyaset ahlakına aykırı'' diye konuştu.

Tasarıda ''Seçmen oyunu kendisi kullanır'', ''Seçmen oyunu gizli kullanır'' gibi ifadelere yer verildiğini belirten Faruk Bal, ''Bunların burada yer alması abesle iştigaldir. Çünkü bunlar Anayasanın ve seçim kanunlarının içerisinde zaten var'' dedi.

-''Amaç, Gül'ün tasfiyesi''-

BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, AK Parti'nin, ileriye dönük bazı hesaplar nedeniyle böyle bir tasarıyı gündeme getirdiğini ileri sürdü. Kurt, şunları söyledi:

''AKP, devlet içinde kendini kalıcı hale getirme politikasına bu dönemde ivme kazandıracak. Devleti biraz daha tekeline almak için böyle bir süreye ihtiyaç vardır. AKP'nin, bu süreci Sayın Erdoğan olmadan yürütme şansı yok. Bunu biliyorlar. Sayın Erdoğan'ın 10 günlük hastalığı süresinde AKP'nin parti olmadığını gördük. Çok başlılık başladı.

Bir çatırdamayı önleme projesidir bu geçici madde. Hedef şudur: Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün görev süresini 2014'e kadar uzatmak, sonra çift sandık koyarak yerel ve genel seçimi bir arada yapmak ve Sayın Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığına aday göstermek. Burada birinci kurban Sayın Gül olacak ki bir daha siyasete dönmesin diye. Tasarı, Sayın Gül'ü tasfiye planıdır. Bu nedenle tasarı kişiye özel bir düzenlemedir. Bütün amaç, Sayın Erdoğan'ı bir dönem daha Başbakanlıkta tutmak ve sonra Cumhurbaşkanlığına taşımak.''

-''Fetret yapılanması''-

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, tasarının Anayasal dayanağının olmadığını, bu nedenle Cumhurbaşkanı Gül'ün 22 Ağustos itibariyle yapacağı işlemlerin Anayasal olarak tartışmalı görüleceğini ileri sürdü.

Böyle bir düzenlemenin demokrasilerde örneğinin bulunmadığını savunan Kart, şöyle devam etti:

''Bu düzenlemeyle, bürokraside oluşturulan parti ve polis devletinin yanına, Anayasal hiyerarşisi yapılanmasını da ekleyerek Orta Asya tipi demokrasiyi inşa edeceksiniz. Halk oyu ile gelen, Anayasal sistemde geniş yetkilere sahip olan ancak halk oyu ile gelmesine rağmen adeta kral gibi ülkeyi yöneten bir Cumhurbaşkanı, diğer taraftan seçimle gelen Başbakanlık makamı... Yetki kavgası kaçınılmaz olan süreci yapılandırıyorsunuz.

Fetret yapılanmasını yaratması kaçınılmaz böyle düzenlemenin tarihi sorumluluğuna, vebaline ortak olmak istemiyoruz. Tarih önünde iktidarı uyarmalıyız. Siyasi iktidar bu tasarıyla siyaseten vermesi gereken hesap verme mekanizmasını ortadan kaldırıyor. Demokrasi ve hukukun içi boşaltılıyor. Bu tasarıyla yeni Kenan Evrenler yaratılıyor.''

-''Sivilleşmede önemli adım''

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, tasarıyla ilgili tartışmalarda, içerikle, yapılmak istenenlerle ilgili detaylı, hukuki bilgilerin dikkate sunulmadığını söyledi.

 Şentop, 11. Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili tartışmaların, sadece siyasetçiler arasında değil, akademisyenler arasında da yapıldığına işaret etti.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin, tepkisel düzenleme olduğunun söylendiğini anımsatan Şentop, bunun, tepkisel düzenleme olmadığını kaydetti.

Şentop, Türkiye'de, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin, sivilleşme, demokratik sistemin yerleşmesi bakımından çok önemli bir adım, büyük kazanım olduğunu belirterek, ''Bundan Türkiye'nin geri dönmesi mümkün değil'' dedi.

Akademisyenler arasında 11. Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili 5 ve 7 yıl olması şeklinde iki farklı görüş bulunduğunu hatırlatan Şentop, ''Bir yerde iki hukukçu varsa, üç farklı görüş çıkar'' şeklinde bir sözün bulunduğunu kaydetti.

Mustafa Şentop, parlamenter sistemde cumhurbaşkanının görev süresinin nasıl sona ereceğinin belli olduğunu anımsatarak, ''Parlamenter sistemde cumhurbaşkanını azletme imkanı verilmemiştir, Yüce Divan hariç. Cumhurbaşkanının görev süresinin, daha sonra yapılan hukuki düzenlemeyle değiştirileceğini kabul etmek, cumhurbaşkanını dolaylı olarak parlamento tarafından azledileceğini benimsemek demektir. Cumhurbaşkanın süresini 5 yıldan 3 yıla indirirsem, dolayısıyla azletmiş olurum. Hukuki düzenlemelerin, anayasa değişikliklerinin geriye yürüyeceğini kabul edersek, cumhurbaşkanının dolaylı olarak azledilmesinin yolunu açmış oluruz. Bu bakımdan da 7 yıllık süre meselesi önemlidir'' diye konuştu.

aa




Bu haber 739 defa okundu.