Yaşar Büyükanıt'ı gözden çıkardı

12 Ocak 2012 08:16 tsi
Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Başbuğ’un tutuklandığı ‘Andıç’ için ‘Hukuk dışı’ dedi. Büyükanıt’ın da yargılanması gerektiğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da İlker Başbuğ’la birlikte yargılanması gerektiğini savundu. Kılıçdaroğlu, seçilmiş hükümete karşı andıç düzenlemesinin hukuka uygun olmadığını ifade etti.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir grup, Ankara temsilcisine gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. İddianamesi kabul edilen 12 Eylül Darbe Davası’nın da Yüce Divan’da olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu aynı soruşturma kapsamında Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da yargılanması gerektiğini söyledi. İşte Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri:

 “FEZLEKE FIRSAT OLABİLİR”

♦ Hakkınızda düzenlenen fezlekeye çok sert tepki gösterdiniz. Nasıl yorumluyorsunuz?

Fezleke benim için sürpriz olmadı. Aslında daha önce de bekliyordum. Sonuçta eleştiri hakkımı kullandım. Bugün Türkiye’de adil yargılama yok ki, adil yargılamayı etkilemek gibi bir suç olsun. Hukuk sistemi içerisinde yargı görevini yapmalı. Siyasallaştığı zaman bu görevi yapamaz. Açıklamalarına bakarsak başbakanın bu konudan önceden haberdar olduğu anlaşılıyor. Bu fezleke daha düzeyli bir demokrasinin oluşması için fırsat olabilir.

“BÜYÜKANIT YARGILANMALI”

♦ Başbuğ’un tutuklanması üzerine Büyükanıt’ı işaret ettiniz.

Bu dava kapsamında Büyükanıt’da yargılanmalı. Hem böylece Dolmabahçe görüşmesinin de sır perdesi aralanabilir. Dolmabahçe sırları durdukça Büyükanıt dokunulmazdır. Seçilmiş bir hükümete karşı andıç düzenlemesini hukuki bulmam. O zaman demokrasiden söz edemeyiz.

♦ Başbuğ’un yargılanacağı yer tartışmasına ‘yüce divan’ dediniz. Nasıl çözülecek bu tartışma?

Bir Genelkurmay Başkanı’nın ‘terörist’ ilan edilmesi o iddianameyi tümden boşa çıkarmıştır. Ayrıca kaçma şüphesi yok. Neden tutukluyorsunuz? Bir de özel mahkemede yargılıyorsunuz. Oysa yapılması gereken Yüce Divan’da yargılamaktı.

♦ Uludere olayı ile ilgili ‘istihbaratı kim verdi’ iddiasını ısrarla söylüyorsunuz. Bir bilgiye dayanarak mı bunu ifade ettiniz?

İktidarın bana teşekkür etmesi lazım. Başbakan, bakanları oraya gidemezken ben gittim. Biz bu ülkenin bütünlüğü için oraya gittik. O istihbaratı kim verdi hâlâ soruyorum. Ya Amerika ya da İsrail verdi. Genelkurmay biliyor kim olduğunu. Genelkurmay’a ‘git vur’ diyenler kimlerdi. Netleşmiş bir bilgi gidiyor silahlı kuvvetlere. PKK son aylarda yapılan operasyonlarla çok sıkışmıştı. O operasyonlarda istihbaratı veren kurumla bu olaydaki kurum aynı. Daha önceki istihbaratlar doğru çıkınca bunu da doğru kabul etmişler. Bu olay onlar için fırsat oldu. Ayrıca sınır ötesi operasyon tek başına Genelkurmay’ın vereceği bir karar değil. Siyasi iradenin de onay vermesi lazım. Hükümet talimat vermeden vurulamaz.

“KAÇAK OLDUĞU BİLİNSEYDİ...”

♦ Uludere faciası kaza mı tuzak mı ?

İstihbaratı veren kurum bulunursa olay aydınlanır. Fakat ben soruşturmadan bir şey çıkacağına inanmıyorum. Eğer bu olayda sınırdakilerin kaçakçı olduğu bilinseydi, bilgi o şekilde gelseydi uçaklar havalanmazdı. n Mustafa Sarıgül partiye dönebilir mi ? Tüzük kurultayı için imza toplayanları muhalif kanat olarak görmem. Onlar da bu partinin birer üyesi ve CHP için çalışıyorlar. Niye rahatsızlık duyayım? Sarıgül partimize üye değil. Önce başvursun. Partinin yetkili kurullarında görüşülsün. Sosyal demokrat hareketin parçalı bir görüntü arz etmesi de hoş bir şey değil tabii.”

“BENİ DEĞİL CHP’Yİ ELEŞTİRDİ”

♦ Böyle diyorsunuz ama Savcı Sayan’ı eleştirileri nedeniyle partiden ihraç ettiniz ?

Bana kişisel olarak her türlü eleştiriyi yapabilirler. Fakat partiye zarar veren açıklamalara müsamaha gösteremem. Partiye zarar verirlerse partinin yetkili kurulları gereğini yapar. Burada da öyle oldu.

Başbakan’ın imzası ile yaparlar

Genelkurmay’ın irticayla mücadele çalışmaları hakkında emekli bir askerden bilgi aldığını aktaran CHP lideri Kılıçdaroğlu, kendisine anlatılan prosedürü şöyle özetledi: “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi MGK’da kabul edildikten sonra askerler oradaki tehdit değerlendirmelerini ‘emir’ olarak alıyorlar. Genelkurmay’daki ilgili birim kendi çalışmalarını yapıyor ve bu çalışma hükümetin onayına sunuluyor. Örneğin MGSB’de irtica bir tehdit olarak görülmüşse, asker de bu konuda kendi çalışmasını yapıyor. O çalışmayı Başbakan’a sunup onay aldıktan sonra hayata geçiriyorlar. Anlatan asker bu süreçte Başbakan’ın imzasını gözüyle gördüğünü söylüyor.

Adem Yavuz Arslan - Bugün


Bu haber 1,065 defa okundu.