En Sıcak Konular

Köşk'ü ve mahkemeyi fena eleştirdi

18 Haziran 2007 16:59 tsi
Köşk'ü ve mahkemeyi fena eleştirdi Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi'ne '367 gerekçesini' sordu. Arınç, Sezer'in yasayı 15 gün bekletmesini eleştirdi, Köşk'ün 'kelime hatası azarı'na aynı sertlikte karşılık verdi. İşte Meclis Başkanı Arınç'ın kendini tutamadığı an...

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesine çağrıda bulunarak, cumhurbaşkanı seçimi sürecinde verilen kararın gerekçesinin bir an önce yayınlanmasını istedi.

Arınç, "Lütfen kurumlar, görevlerini iyi yerine getirsinler. Demokrasi sorun üretmek, çelme takmak, kaos çıkarmak değildir. Ben yasamayı sıfır hatayla yaptım. diğer kurumlar da görevlerini en az benim kadar itina ile yapsınlar" dedi.

Arınç, TBMM Tören Salonunda düzenlediği 22. Dönem değerlendirme toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. "Dokunulmazlıkların kaldırılmasına" yönelik bir soruyu yanıtlayan Arınç, bu dönemin başından bu yana CHP’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasını talep ettiğini, diğer partilerin ise bu dokunulmazlıkların rektörler, asker ve sivil bürokrasi için de dikkate alınmasını istediğini anımsattı. Arınç, bu konudaki konuşmaların karşıdan karşıya yapıldığını ifade etti.

Göreve eldiğinde Anayasa Uyum Komisyonuna AK Parti ve CHP’den üye istediğini ancak CHP’nin üye bildirmediğini belirten Arınç, dokunulmazlıklar konusunda bir konsensüs oluşamadığını söyledi.

"ABD’deki Hudson Enstitüsü’nün Türkiye’ye yönelik senaryoya" ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Bülent Arınç, bundan büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi.

Arınç, Türkiye üzerine senaryo üretmenin yanlış olduğu kadar, buna itiraz etmemenin, ilgili kuruluşlara bildirmemenin de o kadar yanlış olduğunu vurguladı. TBMM Başkanı Arınç, TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış’ın, yurtdışındaki bütün ziyaretlerini, kendisine yapılan ziyaretleri bir rapor haline Başkanlığa ilettiğini, diğer komisyonların da aynı uygulamayı yaptığını anlattı. Büyükelçilik mensuplarının, askerlerin bu toplantıya katılmasının yararlı olabileceğini ifade eden Arınç, ancak toplantıdan sonra buraya katılanları, neler konuşulduğunu, askeri kurumlara, büyükelçiliklere bildirmesi gerektiğini belirtti. Arınç, Genelkurmay Başkanlığının konuyla ilgili açıklama yapması gerektiğini söyledi.

"TEK BAŞIMA KUVVET DEĞİLİM"

Arınç, milletvekili listelerinin açıklanmasının ardından "Bülent Arınç’ın güç kaybettiği" yönündeki yorumlara ilişkin olarak, "boş laflar" değerlendirmesinde bulundu.
"Ben tek başıma bir kuvvet değilim" diyen Arınç, insanların kişisel meziyetleri olabileceğini, ama bütün kişisel avantajların, her şeyi yapmak için yeterli olmadığını söyledi.
Kendisine verilen görevleri en iyi şekilde yapmaya çalıştığını belirten Arınç, "Yaptığım işi, sağlığım pahasına en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Listeye bakarak, ’Bülent Arınç’ın güç kaybettiğini veya güç kazandığını’ söylemek boş laflardır. Ekip güçlü olduğu zaman o ekibin sağlayacağı başarıdan hepimiz faydalanırız. Siyaset matematik değildir.
Siyasette iki kere iki dört etmez. Onun için doluya koyarsanız almaz, boşa koyarsanız dolmaz. Şu çok başarılıydı niye listeye konmadı hesapları yaparsanız kendi sağlığınızdan olursunuz. Günü geldiğinde bir değişim söz konusu olabilir" diye konuştu.

"LİSTELERE İLGİSİZ KALDIM"

Bir beklenti içinde olmadığını ifade eden Arınç, "Kendimle ilgili hiçbir beklenti içinde değilim, kendimle ilgili bir endişe ve sıkıntı içinde değilim. Kendi karakterimle, siyasi üslubumla, siyaset anlayışımla güçlü olduğuma inanıyorum. Bu gücümü her zaman bir ekibin içerisinde değerlendirmeyi arzu ederim" dedi.
Milletvekili aday listelerinin belli aşamalardan sonra yapıldığına dikkati çeken Arınç, "Ben Bülent Arınç olarak bu listelerin yapılmasında baştan sonuna kadar ilgisiz kaldım, içinde olmadım. Çünkü bulunduğum konum, içinde olmama engeldi" diye konuştu.
"Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in milletvekili adayı olmaması" konusundaki soru üzerine Arınç, "Aday olmama konusundaki bireysel kararını saygıyla karşılıyorum" dedi.

"NEREDE GEREKÇELİ KARAR?

"Meclis’in Cumhurbaşkanını seçememiş olmasına" ilişkin bir soruya da yanıt veren TBMM Başkanı Arınç, mevcut Anayasa ve İçtüzüğe göre işlem yapıldığını belirterek, "Benim yerime 15 Meclis Başkanı da gelse onlar da aynısını yapacaklar" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı sürecinde "Ben Anayasayı uyguladım" diyen Arınç, "Bunun böyle olmamasında bana bir kusur kimse gösteremez.
Milletvekillerine yönelik bir kusuru kimse söyleyemez. Son 3 cumhurbaşkanlığı seçiminde kimsenin aklına 367 gelmemişken, ne oldu ki 367’ye güç kazandırıldı ve Anayasa Mahkemesi ’367 gereklidir’ diye bir karar verdi?" diye sordu.

Kurumları rencide etmemeye çok özen gösterdiğini vurgulayan Arınç, Anayasa Mahkemesinin, cumhurbaşkanı seçiminde 367’nin gerekli görüldüğüne ilişkin kararın gerekçesinin henüz yayınlanmamasını eleştirdi.

Anayasa Mahkemesinin verdiği karara uyularak cumhurbaşkanı seçim sürecinin yeniden tanzim edildiğini belirten Arınç, "Ama ne olur, rica ediyorum ey Anayasa Mahkemesi, verdiğiniz bu kararın gerekçesini ne zaman yayınlayacaksınız? Büyük bir merak içindeyim. Anayasanın 1.
maddesi, ’bu kararlar, gerekçesiyle yayınlanır’ diyor. Sizin kısa kararınızı ricalarımızla birlikte aldıktan sonra uyguladık. Nerede gerekçeli karar? Ve o güzel gerekçelerinizi ne zaman okuyacağız?" diye konuştu.

"YALVARIYORUM, RİCA EDİYORUM..."

22 Temmuz milletvekili genel seçimlerinden sonra yeni Meclisin
toplanarak Başkanlık Divanı ve Meclis Başkanlığı seçimini yapacağını anımsatan Bülent Arınç, "O gerekçeleri bilelim ki Meclis başkanlığı seçiminde ne yapacağız; o gerekçeleri bilelim ki bu karmaşa ve kaostan Türk demokrasisi nasıl kurtulacak bir an önce yararlanalım. Ben bir işlem yapıyorum, 5 dakika sonra bunun gerekçesini ve sonucunu herkes biliyor. Ama bu gerekçeli kararı sizden okuyan, Resmi Gazetede gören var mı? Yalvarıyorum, rica ediyorum o çok değerli kurumumuza, lütfen gerekçeli kararınızı yayınlayın ki Türkiye demokrasisi bir kaosun içine girmesin" dedi. Kendilerinin yüksek mahkemelerin kararlarına uyduklarını, bunu Anayasanın emrettiğine işaret eden Arınç, yasama görevini yerine getirirken, Meclise yön verecek yargı kararlarının gerekçelerinin doyurucu olmasını, Anayasal gereklere uygun olmasını beklediklerini bildirdi.

"ALNIM AÇIK, BAŞIM DİK"

"Meclis Başkanlığı seçiminin neye göre yapılacağını" soran TBMM Başkanı Arınç, şöyle devam etti: "Yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkiler, Anayasa tabiriyle medeni ilişkiler ise yasama bizde, yargı mahkemelerde, yürütme Başbakanlık ve hükümette ise bana yasama yapma konusunda verdiğiniz kararla engel oluşturdunuz. Ben o engeli aşmak istiyorum. Bana yol gösteriniz, bunu bekliyoruz. Ben her gün çıkıp da meclis başkanı olarak, Meclisin Çankaya kapısından yukarıya doğru ’nerede bu karar?’ diye bağıracak halim yok. Veya biraz daha yukarılara doğru ’şöyle şöyle olmayacak mı?’ diye bağırmak zorunda değilim. Herkes her şeyi biliyor.

Lütfen kurumlar, görevlerini iyi yerlerine getirsinler. Demokrasi sorun üretmek, çelme takmak, kaos çıkarmak değildir. Ben yasamayı sıfır hatayla yaptım. Diğer kurumlar da görevlerini en az benim kadar itina ile yapsınlar."

Cumhurbaşkanı seçiminde Parlamentonun görevini yerine getirdiğini vurgulayan Bülent Arınç, siyasi partilerin Genel Kurula girmeleri veya girmemeleri konusundaki değerlendirmenin millet tarafından yapılacağını söyledi.

22 Temmuzdan sonra oluşacak yeni Meclisin, önce Başkanlık divanını,
ondan sonra da Cumhurbaşkanını seçeceğini ifade eden Arınç, "Seçmesin mi istiyorsunuz? Böyle mi gitsin istiyorsunuz? Yani siyaset kurumu kördüğüm olsun mu istiyorsunuz? Bundan birileri daha büyük kazanç mı sağlasınlar? Türkiye’nin önü mü kesilsin? Türkiye’de kurumlararası çatışma mı çıksın? Halkı ümitsizliğe mi düşürelim? Hayır... Mademki arzunuz bu değil, herkes görevini anında, zamanında ve yerince yapmalı. Cumhurbaşkanı seçimi konusunda benim alnım açık ve başım dik, tüm milletvekillerimizin olduğu gibi" diye konuştu.

Arınç'tan Sezer'e: Aynen iade edilen kanun için 15 günlük inceleme olur mu?

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Anayasa değişikliğine ilişkin kanunun halkoyuna sunulmasının uygun görüldüğüne ilişkin 15 Haziranda TBMM’ye bir yazı gönderdiğini ancak yazının üzerinde 8 Haziran tarihi olduğunu söyledi.

Arınç, 22. Yasama Dönemini değerlendirmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Mecliste 4/C statüsünde çalışan personelin durumuna ilişkin bir soruyu yanıtlarken Arınç, bu statüdeki personelin 850 YTL ile bin 150 YTL arasında maaş aldığını bildirdi.

"İŞİ BU NOKTAYA GETİRENLER"

"Meclis, Cumhurbaşkanını seçemedi..." diyerek sorusuna başlayan gazeteciye Arınç, "Meclise seçtirtmediler" diye karşılık verdi.
"Anayasa Mahkemesinin, CHP’nin Anayasa değişikliğine ilişkin yasanın iptali istemini yarın görüşeceğinin ve Cumhurbaşkanı Sezer’in bu yasayı referanduma götüreceğinin" anımsatılması üzerine Arınç, "367 kararını gördükten sonra susmayı tercih ettiğini" belirtti.

Kendisi gibi bazı Anayasa hukukçularının, bu sıfatı kullanmamaya başladığını kaydeden Arınç, "Ben hukukçuyum, Anayasa hukukçusuyum" diyecek, çok cesaretli insanların ortaya çıkamadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Sezer’in, referanduma götürme kararından sonra gazetelerde, "Ayıkla pirincin taşını" ve "İpin ucu kaçmış" şeklinde haberler çıktığını anımsatan Arınç, "Demek öyle karar verilmiş ki pirinci ayıklamaya başlayacağız" dedi.

TBMM Başkanı Arınç, bundan sonra ne olacağının, 10-15 soruyla cevaplandırıldığını belirterek, bu soruların cevabını okuduktan sonra aklının iyice karıştığını kaydetti.

Bunun sorumlusunun kendileri değil, işi bu noktaya getirenler olduğunu söyleyen Arınç, bunların kim olduğunu çok iyi bildiklerini, sağa, sola saklanmamaları gerektiğini söyledi.

"KELİME HATASI YÜZÜNDEN NEREDEYSE AZARLADI"

Cumhurbaşkanı Sezer’in, TBMM’ye, "Anayasa değişikliğine ilişkin kanunun halkoyuna sunulmasının uygun görüldüğü, bu yasanın halkoyuna sunulmak üzere Resmi Gazetede yayınlanması için Başbakanlığa gönderildiğine" ilişkin bir yazı gönderdiğini belirten Arınç, bu yazının 15 Haziran, saat 11.30’da geldiğini bildirdi.

Yazıyı basın mensuplarına gösteren Arınç, bu yazının üzerinde ise 8 Haziran tarihinin olduğunu ifade etti. "Buna maddi bir yanlışlık" denilebileceğini belirten Arınç, böyle bir yanlışlığın yapılmaması gerektiğini, Sezer’in çok titiz biri olduğunu kaydetti.

Arınç, yasama bölümünde sıfır hata ile çalıştıklarını, gönderdikleri bir kanundaki kelime hatası nedeniyle Sezer’in kendilerini neredeyse azarladığını söyledi.

Yürürlük kelimesinde "r" harfini unuttuklarını belirten Bülent Arınç, şöyle devam etti: "Bundan dolayı, ’kelime hatasına dikkat edin’ diyen kurum, bu tarihi yanlış yazmış olamaz. İhtimal nedir? 8 Haziranda bu hazırdı, şu veya bu sebeple gönderilmedi. 15 günün son dakikasında gönderildi denilebilir.
Veya başka bir açıklama varsa o yapılabilir. Ben işin orasında değilim.
15 günlük süre, bizim içtihadımızda birinci defa gönderilen bir kanunun
incelenmesi için gerekli süredir, buna ihtiyaç da vardır. İade üzerine gönderilen ve bir kelimesi bile değişmemiş bir kanun için tekrar 15 günlük inceleme süresi olabilir mi? Bir kısım hukukçular ’olabilir’, bir kısmı ’gerek yok’ diyebilir. Bazı kanunlar, ertesi gün, bazıları 3. gün, bazıları 8. günde bize gelmiştir. İkinci defa gönderilen kanun için 15 günlük süreyi beklemek, ihtiyaç olmayabilir. Ama Sayın Cumhurbaşkanı bu hakkını kullanmıştır. 15’inde gelen bir şey niçin 8 Haziran tarihini taşımaktadır? İpin ucu biraz kaçmışa ve pirincin taşını ayıklamaya, süratle başlamamız gerekiyor."

KADROLAŞMA İDDİALARI...

TBMM Başkanı Arınç, "CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek’in, Meclisteki kadrolaşma iddialarına ilişkin açıklamalarının" anımsatılması üzerine, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu yeğeni Burcu Arınç’ın, herkesin kadrolu çalıştığı Milli Saraylarda sözleşmeli olarak çalıştığını söyledi.
"Herkesin oğluna, kızına, damadına kadro dağıttığı bir Mecliste, benim bir mimar yeğenimin 4/B sözleşmeli olarak çalışması acaba ne kadar üzücü. Allah’tan korkun" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"Elimde, bu parlamentoya çeşitli başkanlar dönemlerinde girmiş, milletvekili, bakanlar ve genel başkanların oğlu, kızı, damadı, damadının çocuklarından oluşan bir büyük liste var. Sayın Şimşek’e de ’Bu listeyi önce bir Genel Başkanına sor, ondan sonra grup başkanvekillerine, tatmin olmadıysan ben sana tamamını vereyim’ demiştim. Ama ben namuslu bir insanım. Parlamentomuzda görevli olarak çalışan bu insanları küçültmek ve onların isimlerini açıklamak istemem.
Ama bazı insanlar, böyle mal bulmuş mağribi gibi bir ismi ortaya koyarak beni eleştirmek yoluna gittiler. Burada kaç Meclis Başkanının damadı, yeğeni var biliyor musunuz? Ben sıradan bir üniversitenin değil, İTÜ Mimarlık bölümünü bitirmiş ve ’Amca bana ne zaman kadro vereceksin?’ diye sorduğu zaman, ben onu işçi olarak çalıştırıyorum. Bunları büyüterek, belden aşağı vurmak isteyenlere sadece teessüf ediyorum."

Haber7



Bu haber 548 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,206 µs