En Sıcak Konular

"Think'i gitmiş 'tank'ı kalmış sözde düşünce kuruluşları!"

18 Haziran 2007 15:44 tsi
ABD'deki "dehşet senaryosu"nun yankıları sürüyor. Tartışmaya Washington'dan katılan bir gazeteci toplantının yapıldığı düşünce kuruluşları ile ilgili ilginç bir tanımlama yapıyor...

Zaman'dan Ali H. Aslan'ın yazısı:

Skandal toplantı ve sorular
 
Washington'da dış siyasete ilişkin senaryoların dolaşmadığı gün yoktur. ABD'nin dünyadaki ağırlığından dolayı, burada Oscar kazanan senaryoların gerçek filme dönüşme ihtimali fazladır. Bazen bir deli kuyuya bir senaryo atar, kırk akıllı çıkaramaz, akılsızlar inandırılır, bilahare 'oyun' (mesela Irak Savaşı) sahneye konur.

Haddizatında Washington dış politika ahalisinin hayatı, dünyayla oyun oynamakla geçer. Senaryoların akademik bir havaya büründürüldüğü özel 'oyun'lu toplantılar sıkça yapılır. Katılımcılara stratejik konularda muhtemel senaryolar verilir ve fikir egzersizi yapmaları istenir. Organizatör bazen devlet, bazen bir düşünce kuruluşu (think-tank), bazen çokuluslu bir şirket olabilir. Konuları çoğu zaman hassas olduğundan söz konusu toplantılar genelde gizli yapılır. Hudson Enstitüsü'nde geçen çarşamba yapılan toplantı da aynı türdendi.

Eminim ki ne organizatörler ne de katılımcılar Hudson toplantısının kamuoyuna sızacağını tahmin ediyordu. Neyse ki demokrasilerde birilerinin özel toplantı yapma hakkı kadar, başkalarının da bilgi edinme hakkı var. Ve bazen şans habercilerin yüzüne gülebiliyor...

Toplantının haberlerini yaptık; ama hâlâ cevap bekleyen çok soru var. Neden böyle bir toplantı? Neden şimdi? Neden bu derece korkunç senaryolar? Neden Hudson'da? Neden general düzeyinde bir Türk askerî katılımı var? Neden Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nden bile gizleniyor? Genelkurmay düşünce kuruluşu SAREM'den bir heyetin bu toplantıya katılacağı neden teamülen büyükelçiye bildirilmiyor? Neden konuşulacak senaryolar gönderilen davetiyelerde belli olduğu halde Türk yetkililer çekince koymuyor? Yoksa içeriğini bilmedikleri bir toplantıya çekilip tuzağa mı düşürülüyorlar? Toplantıda bazı senaryolara itiraz etmek şöyle dursun, katılanlar, hatta daha da ileri götürenler oluyor mu?

Washington'da Erdoğan hükümeti karşıtı bazı Türk uzmanlar bir süredir, 'ABD, Kuzey Irak'taki PKK liderlerini şu aşamada teslim etmesin, yoksa AK Parti'ye yarar' görüşünü seslendiriyor olabilir. Bunlar AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış'ın Washington Büyükelçiliği'ndeki basın toplantısındaki ifadeleriyle 'vatan hainliğiyle eşdeğer' ve 'iğrenç' de karşılanabilir. Ama ya toplantıda bu görüşlere paralel fikir beyan eden veya sükutla tasdik eden Türk askerî yetkililer olduğu yönündeki duyumlara ne demeli?

Acaba bazı Türk subaylar için AK Parti'yi devirme hedefi, terör örgütü PKK'nın belini kırmaktan daha mı önemli? Mesela haddini bilmez biri seçimlerde Çankaya'nın gözdesi CHP'ye yarayacağı gerekçesiyle PKK'lı liderlerin şu aşamada derdest edilmemesini savunsaydı, komutanlarımızın tepkisi ne olurdu?

Neden Türk ordusunun seçkin subayları, Bağış'ın NDI toplantısındaki ifadesiyle 'hortumcu' bazı hükümet karşıtı Türk işadamlarıyla bağlantılı, belki Başkan Yardımcısı Richard Cheney'nin neocon yuvası ofisinde koltuk sevdasıyla ya da daha cafcaflı bir düşünce kuruluşuna sıçrama hevesiyle AK Parti hükümetine karşı sistematik bir kampanya yürüten 'sözde Türkiye uzmanları'yla ısrarla aynı karelere giriyor? Neden bu ülkenin helal süt emmiş nice evladının asılsız ithamlar yüzünden yakınından bile geçemediği Genelkurmay gibi güzide kurumlarımızın kapıları bu tiplere sonuna kadar açılıyor?

Dahası mı? Neden terörle mücadele kisvesiyle İslam dünyasına neokoloniyalist bir savaş açmış olan Hudson Enstitüsü, Washington Enstitüsü, AEI gibi 'think'i gitmiş 'tank'ı kalmış sözde düşünce kuruluşları Genelkurmay heyetlerinin vazgeçilmez adresi? 'İslami terör' kavramına isabetle karşı çıkan paşalarımız neden bu tür yakıştırmaların Amerika'daki üretim merkezlerinde sıkça boy göstermekten imtina etmiyor? Neden ileri derecede İslam fobisinden muzdarip, sahte Türk dostu bazı Amerikalı 'uzman'ların ipiyle kuyuya iniliyor?

Washington, bir istihbarat cennetidir. Herkes herkesin ağzını arar. Hudson'daki toplantı da belli ki bir ağız arama operasyonu. Sabah saat 09.00'dan öğleden sonra 15.00'e kadar sürecek şekilde planlanmış. Amerikalılar yüksek rütbeli Türk komutanların da bulunduğu bir ortamda iç ve dış siyasetle ilgili senaryolar ortaya atarak nabız tutmak istemiş olabilir. Toplantı organizatörünün Bush hükümetinin yanı sıra Genelkurmay çevrelerine de yakın bir Türk uzman olduğu göz önünde bulundurulursa, Amerikan tarafı da 'acaba Türkler bizim tepkimizi mi ölçüyor?' diye düşünmüş olabilir. Ama Pentagon'dan ve diğer Amerikan hükümet kurumlarından Türk tarafı kadar üst düzey resmi bir katılım olmaması, bilgi alışveriş dengesinin daha çok Amerikan lehinde gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

Hadi iki müttefik ordunun karargâhlarında muhtemel bir ortak tehdide karşı zihin egzersizi yapılsa neyse. Toplantıya hangi iyi niyet ve talimatlarla katılmış olurlarsa olsunlar, Türkiye'nin ABD ile pek de aynı fikirde olmadığı Kuzey Irak konusunda, ağızlarından çıkan laflar bağlayıcı olan askerî yetkililerimiz, üstelik bir düşünce kuruluşu ortamında niye görüş serdediyor diye sorulmaz mı?

Vatanseverliği tekelinde tuttuğunu sanan bazı çevreler bu sorulardan rahatsız olabilir. Ben ise gerçek vatanseverliğin bu tür soruları sormaktan ve cevaplarını vermekten geçtiğini düşünüyorum.



Bu haber 650 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,212 µs