En Sıcak Konular

Referandumda 'hayır' diyenler inanamıyor

5 Ocak 2012 11:10 tsi
Referandumda 'hayır' diyenler inanamıyor Evren’in sanık sandalyesinde hesap verecek olması, çocuklarını 12 Eylül’e kurban veren aileleri rahatlattı. Referandumda 'ret' oyu veren Erdal Eren'in ailesi ise hala inanamıyor!

12 Eylül askeri darbesiyle ilgili iddianame, önceki gün mahkeme tarafından kabul edildi. Böylece 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi’nin yaşayan son üyesi Tahsin Şahinkaya 32 yıl sonra sanık sandalyesine oturdu.

Vatan Gazetesi'nin haberde, Evren ve Şahinkaya’yı hakim önüne getiren süreç darbe mağduru acılı ailelere soruldu. Aradan 32 yıl geçmesine karşın darbe izlerinin hiç silinmediği; çocuklarını, eşlerini, yakınlarını kaybeden ailelerin acılarının taptaze duruyor. 17 yaşındayken yaşı mahkeme kararıyla 18 yapılarak idam edilen Erdal Eren’in ağabeyi Erkan Eren bir sonuç çıkacağına inanmadığı için yorum yapmak istemedi. Diğer ailelerin anlattıkları ise yürek burktu.

"17'LİK ERDAL MI YARGILANACAK"

Başbakan Erdoğan’ın ailesine yazdığı veda mektubunu okuyup ağladığı, idam edilen ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu’nun babası Necmi Pehlivanoğlu Evren’i Allah’a havale ettiğini söyledi: “Onun yandaşları cuntacıları da hakimlerini de savcılarını da Allah’a havale ettim. 95 yaşına geldi, hâlâ korku içinde yaşıyor, korku içinde de ölecek. Allah onun cezasını verecek. İsterse 200 yaşına kadar yaşasın o korku ona yeter. Ben 86 yaşındayım, eşim bu idamdan sonra felç oldu. 17 yaşındaki Erdal Eren devleti mi yıkıyordu da idam ettiler, hemşerimiz Necdet Adalı’yı da idam ettiler. 20 yaşındaki oğlum Mustafa devleti mi yıkacaktı idam ettiler? Utanmıyorlar mı? Devlet kurtuldu mu bunlar idam olunca? Başbakan Meclis’te oğlumun mektubunu okumasaydı haksız yere idam edildiğini kimse bilmeyecekti. Ben Kenan Evren’in yargılanabileceğine inanmıyorum. 750 lira maaşla yaşıyorum, tüm servetimi Mamak’ta gömdüm, paralarımı Kenan Evren ve yandaşları yedi. Referandumda ‘ret’ oyu verdim. İnanmadım bu işlerin düzeleceğine.”

HER 26 KİŞİDEN BİRİ FİŞLENDİ

12 Eylül’de, 44 milyon nüfuslu Türkiye’de 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 171 kişi işkenceden öldü, 230 bin kişi yargılandı, 517 kişi idam edildi, 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına çıktı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu...

12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi Üyesi Tahsin Şahinkaya hakkında hazırlanan iddianamede “Anayasa’yı değiştirmek” suçundan müebbet hapis cezası istendi. 80 sayfalık iddianamede, şüphelilerin o dönem yaşanan terör olaylarının üzerine bilerek gitmediği öne sürülerek, “Şartların olgunlaşması için fırsat kolladılar” denildi. Evren ve Şaninkaya’nın avukatlarına “Davadan dolayı çok üzgünüz” dedikleri öğrenildi.

"DAVA AÇILAMAZ'A ÜÇ CEVAP"

12 Eylülcülerin yargılanması önündeki en büyük engel olarak zaman aşımı görülüyordu. Savcı Kemal Çetin önceki gün kabul edilen tarihi iddianamede zaman aşımının dolmadığı yönünde görüş bildirdi. Savcı iddianamede, zaman aşımı süresinin, 12 Eylül Anayasası’nın yürürlüğe girdiği 9 Kasım 1982 ile Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırıldığı referandum sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlandığı 23 Aralık 2010 tarihi arasında işlemediğini belirtti. Çetin, Evren ve Şahinkaya’nın darbeye gerekçe olarak ileri sürdükleri, İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin hiç kimseye darbe yapma yetkisi vermeyeceğini de vurguladı. Geçici 15. maddenin darbeciler için af anlamına geldiğini tezine karşılık da Savcı Çetin, “Bir af kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşecek eylemler için uygulanacağını kabul etme imkânı yoktur” diyerek karşı çıktı.

"OĞLUMUN KATİLLERİNİ AFFETMEYECEĞİM"

Elmas Eren’in oğlu Hayrettin Eren 12 Eylül sonrasında gözaltında kaybedildi. 32 yıldır haber yok.

“Bu yaştan sonra ne olur kim yargılanır, neye yarar? Çıra gibi yandı gitti. Bir şey olacak diye umudum yok. Ben köşe bucak oğlumu arıyorum, artık bulamayacağımı da biliyorum. Kimseye bedduam yok ama zaman geliyor etmek zorunda kalıyorum. Darbeciler yüzlerce kişiyi öldürdü. Onları asla affetmeyeceğim. Kenan Evren yargılanacak da ne olacak, en fazla evinde hapis yatacak.”

‘Berfo anne Evren ismini duymak bile istemiyor’

8 Ekim 1980’de Kars’ta gözaltındayken kaybedilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın annesi 103 yaşındaki Berfo Kırbayır, Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşmüş ve “Oğlumu bul” demişti. Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır 12 Eylül mimarlarının yargılanmasını şöyle değerlendirdi: “30 yıldır haykırıyoruz. 12 Eylül kendi yarattığı anayasa ile geçici 15. madde zırhı ile yargılanamıyordu. Bu dava bizim için sevindiricidir, bir kazanımdır. Geç kalınmış bir olgudur. Evren, ‘Şartların olgunlaşmasını bekledik’ demişti, tüm olmusuz ölümlere seyirci kalmış ve bunlara müdahale etmemiştir. Darbeye zemin hazırlamış, sonrasında kendisini Cumhurbaşkanlığına taşımıştır. Bu, ülkeye bir ihanettir. Asli görevi olan yurttaşların can güvenliğini sağlayamamış, aksine, yüz binlerce insanın yaşam hakkını elinden almıştır. Yargılanmalıdır. Gecikmeli de olsa demokrasinin bir kazanımı olacaktır. Berfo anne Kenan Evren ismini duymak bile istemiyor. Onun yüreğinde asılsa da yargılansa da evladının katili olacak kalacaktır. Gelecek demokrasi adına umut verici bir karardır. Hakkaniyetle yargılanacak mı, bakacağız. Adil yargılama olmalıdır. Onun canı tatlıdır, intihar etmez. Şimdi sıra hesap zamanı.”

‘Devlet önce kardeşimin mezar yerini söylesin’

İdam edilen ve cenazesi bile verilmeyen Veysel Güney’in ağabeyi Ayhan Güney, “Devlet önce kardeşimin mezarını bize söylesin, sonra darbecileri yargılasın” diyor. Devrimci-Yol davasında yargılanan Veysel Güney, 24 yaşında idam edildi. Ne gözaltına alındığında ne de cezaevinde görüş izni alamayan Güney ailesi, oğullarını son kez idama götürülürken askeri aracın içinde çok kısa bir süre için görebildi. Cenazesi aileye teslim edilmedi. İdam edilen Veysel Güney’in cenazesi 31 yıldır kayıp. “Kenan Evren kardeşimi idam etti, sonra da cenazesini kaybetti. Hâlâ kardeşimin bir mezarı yok. Ben darbecilerin yargılanacağına inanmıyorum. Yargılanacak adam Marmaris’te keyif yapmaz, tutuklanır, yargılanmasını bekler. Yargılanması benim acımı hafifletir ama mezarı bulunmadan benim için adalet yerini bulmaz. Darbeciler hayatlarını yaşıyor. Biz ailece çoktük. Kardeşim yaşasaydı çok farklı, çok güzel bir hayatı olurdu ailemin. İdamı net, cenazesi kayıp. Devletin elinde idam ettiğine dair belgeler var ama cenaze 1981’den beri yok. Yargısız bir infazdı, cenazesini ondan vermediler. Biz canımızdan bir parça kaybettik, acısını hala çekiyoruz aklımızdan çıkmıyor. Darbecilerin hakkı bu dünyada kalmasın, darbeciler formaliteden değil gerçekten yargılansın.”

Bu haber 992 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,186 µs