Uyanan Ejder ile hesaplaşma zamanı!

18 Haziran 2007 13:38 tsi
Çin Dış Ticaret Bakanı Bo Xilai Türkiye’de. iyibilgi’ye konuşan ekonomist Doç. Dr. İbrahim Öztürk uyanan ejder ile hesaplaşma yollarını anlattı. iyibilgi özel

Çin ve Türkiye ilişkilerini geliştirme yolları arıyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen üst düzey askeri temasların ardından, dün iki ülke yetkilileri ticari ilişkileri geliştirme yollarını aradı. Haziran ayı başında Çin’i ziyarete eden Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ “Çin ile dünyaya bakışımız aynı” demişti.  Şimdiyse Çin Dış Ticaret Bakanı Bo Xilai Türkiye’de.

Türk-Çin İş Forumu’nda konuşan Xilai “Türkiye’ye ilk kez geliyorum. Çok geç kaldığımı düşünüyorum. Keşke birkaç sene önce gelebilseydim, her şey daha farklı olabilirdi” sözleriyle başlayarak, Türkiye’nin ve İstanbul’un güzelliklerine, tarihi ve coğrafi dokusuna hayran kaldığını söyledi. Geçen yıl Türk heyetinin yaptığı ziyaretin ardından Çin ile Türkiye arasındaki ticarette büyük bir mesafe katedildiğini söyledi. Xilai, dış ticaretin 2006’da yüzde 50’nin üzerinde artış gösterdiğini, bu yılın ilk dört ayında ise bu artışın yüzde 100’ün üzerinde olduğunu belirterek, “Türkiye’ye gelen heyetimiz içinde ileri teknoloji firmaları, telekominikasyon, müteahhitlik ve diğer sanayi kollarında üretim yapan firmalar var. Bunların hepsi Türkiye ile iş yapmak istiyorlar” diye konuştu. Napolyon’un Türkiye ve Çin ile ilgili sözlerine atıf yapan Çinli Bakan Xilai, “ Napolyon demiş ki dünya eğer bir ülke olsaydı başkenti mutlaka İstanbul olurdu. Çin ise uyuyan bir aslan. Eğer uyanırsa tüm dünya sarsılır.Napolyon çok doğru tahmin yapmış. Şimdi Çin uyandı, Türkiye ise coğrafi olarak dünyanın en önemli yerinde duruyor. Tahmin ettiğimizden çok güzel bir ülke ile karşılaştık.Avrupa’da oturup şimdi Asya’ya bakıyoruz.Her şey çok mükemmel” diye konuştu.

Peki, Çin-Türk ilişkileri nereye gidiyor. Bu konuyu Doç. Dr. İbrahim Öztürk ile konuştuk.

Çin ve Türkiye ilişkilerinin son yıllarda geliştiğinin altını çizen Öztürk, askeri ziyaret ile ilgili sorumuza verdiği yanıtta bunun rutin bir gezi olabileceğini, ayrıntısını bilmediğini söyledi. Ancak son günlerde özellikle Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın konuşmalarından yansıdığı şekliyle ABD’den rahatsızlık duyulduğunun sezildiğini belirten Öztürk, Türkiye’nin bir NATO üyesi olduğunu ve teorik olarak Rusya’nın hala düşman devletler arasında sayıldığını, ancak Putin’in konuşmasının Genelkurmay sitesine konduğunu belirtti. Bunun bir kafa karışıklığı olarak da nitelenebileceğini ileri süren Öztürk ordunun yeni oluşan konjonktürde denge arayışı içerisinde olabileceğini belirtiyor. “Ancak devlette stratejik olarak batıdan uzaklaşma durumu yok” diyen Öztürk “Çin ile ilgili de böyle. Türkiye’nin Çin, Hindistan, Rusya eksenine kayması gerektiği şeklinde düşünceler var. Ancak bu Türkiye’nin ‘Grand’ stratejisine ters” diyor.

Ekonomik olarak nasıl ilişki kurmalı?

Çin ile ekonomik ilişkinin özel sektöre bırakılmaması gerektiğini belirten İbrahim Öztürk “Özel sektörün kafası batıda. Devletin eliyle Türk özel sektörünün batıya yönelmesi sağlanmalıdır. Bu noktada Ticaret Bakanlığı’nın yaptığı önemli” diyor. Çin’de bu tip şeylerin merkezden idare edildiğini” belirten Öztürk “Çin daha çok turisti Türkiye’ye gönderebilir. Daha önce bu konuda bir anlaşma sağlanmış ancak gelişme yaşanmamıştı. Ancak bu noktadan sonra ilişkiler gelişebilir. Daha çok turist gelebilir” diyor. Çinli bakanın Türkiye’nin tarımına yaptığı vurguyu hatırlattığımız Öztürk “Türkiye’nin tarımının ilk önce kendisine yetmesi lazım. Belki fındık satılabilir. Ancak şunu unutmamalı: Türkiye’nin potansiyel tarımı var ama verimsiz. Hollanda Danimarka standardında üretim devrimi yapılması lazım” diyor. Türkiye’nin tarım ile dış ticaret açığını kapatamayacağını belirten Öztürk, “hizmet sektörü gibi diğer alanlara yönelmeliyiz” diyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,600 defa okundu.