Ortadoğu'da petrodolar savaşı
0 0 0000 00:00 tsi
Amerikan emperyalizmi Ortadoğu'da savaş rüzgarları estirmeye devam ediyor.Peki savaş rüzgarları neden estiriliyor? Petrol ticaretinde Dolar yerine Euro kullanımı bu rüzgarın sebebi olabilir mi?.. İşte cevabı..
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, İranlı meslektaşı Mahmud Ahmedinejadla buluştuğunda her ikisinin de Amerikan emperyalizmine karşı atağa geçmesi kaçınılmaz.
Her iki lider de kendilerini egemen güçlere karşı direnen devrimciler olarak görüyor. Biri kurtuluş lideri Simon Bolivarın izini sürerken, diğeri de Ayetullah Humeyninin İslam Devrimini yeniden alevlendirmeye çalışıyor. Her ikisi de kendilerini hakları elinden alınmış halkların savaşçıları sayıyor ve söylemleriyle de dünya siyasetinin proleterleri gibi davranıyor. Amerikan yönetimi her iki lideri -Chavezi biraz, Ahmedinejadı daha fazla olmakla birlikte- çoktan Hitlere benzetti bile.
Her şey bir yana, iki lider de yeni bir tür petro-popülizmi temsil ediyor. Dünyanın başını döndüren petrol fiyatlarından aldıkları rüzgarla, ABDnin siyasi, askerî ve moral güç kaybını kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için kullanıyorlar. Kendilerini büyük biradere ya da büyük şeytana karşı ayaklanan kitlenin liderleri olarak sunuyorlar. Chavez, neo liberal düzeni yıkmaya çalışırken, Ahmedinejad nükleer enerji hakkını savunuyor. Her iki lider de BM Genel Kurulunda adalete vurgu yaparak, küçüklere dayatmada bulunan büyük ve zengin devletlere karşı dayanışmayı öne çıkardı. Bu isyanlar sadece evlerinde değil, ayakta kalma mücadelesi veren üçüncü dünyada da coşkuyla karşılanıyor.
Aslında her iki liderin de bırakın devrimci olmayı, yeni bir görüş bile öne sürdüklerinden söz edilemez. Her ikisi de güçlerini ülkelerindeki petrolden alıyorlar. Petrolün dünya piyasalarında artan fiyatından elde ettikleri gelir onlara, düşük fiyatlarla asla cesaret edemeyecekleri bir hareket serbestisi sağlıyor. Her iki devlet başkanı da seçimleri petrol gelirini yemek masalarının üzerine akıtacakları vaadiyle kazandı. Buna karşılık Chavez, yoksulların devlete bağımlılığını daha da artıran pahalı sosyal programları petrol geliriyle beslemeye başladı. Petrol pahalı kalmaya devam ettikçe, Chavez devrimi de hızını kesmeyecek. Chavez ayrıca çeşitli hediye ve sübvansiyonlarla komşu ülkelerde de söz sahibi olmaya çalışıyor ve böylelikle büyük komşusuna karşı bir güç olmayı garantilemiş oluyor. Ahmedinejad ise, ne olduğu belirsiz bir atom programıyla bütün dünyayı kandırmaya ve İsraili tehdit etmeye çalışıyor. İran, kendi petrolüne -özellikle de bugünkü fiyatlara bakıldığında- muhtaç olduğu için ona ambargo koymayı kaldıramayacak BM Güvenlik Konseyi üyelerine karşı ne denli güçlü olduğunu biliyor.
Washingtonun bu kadar fazla tepki göstermesinin arkasında da petrol zengini bölgelerdeki etkisini kaybetmesi yatıyor. Amerikalılar petrol üreticilerinin kendilerine başkaldırmasına alışık değil. ABD, kendisine bağlı kalarak ürettiği sürece 1945ten bu yana Ortadoğudaki bütün petrol diktatörlüklerini destekledi. Ancak Washington kontrolünü kaybetmeye başladı. ABD, 11 Eylül 2001de kendisine saldıran teröristlerin, aslında şimdiye dek finanse ettiği Suudi Arabistanın resmî Vahhabi ideolojisine mensup olduğunu gördü. Üstelik Ortadoğu demokratikleşirse, iktidara petro-popülist Chavez ve Ahmedinejadı destekleyecek İslamcılar gelebilir.
Bu arada Latin Amerika halkları da ABDden yüz çevirmeye başladı. ABD, alt kıtada da kendi neo liberal izleğini takip edecek diktatörleri destekledi. Ancak Latin halkları büyük biraderin kuklalarından sıkıldı. Zaten Chavez de oluşan bu anti-Amerikan akımın ürünü. Chavez havayı, tıpkı Ahmedinejad gibi, iç politikadaki sorunlara odaklanmayı engelleyecek ve kendisini kahraman yapmayı sağlayacak şekilde ısıtmaya devam ediyor. Kahraman liderlerin son önerisi de yine bu türden: Petrol için dolar yerine Euro kullanmak...
NICOLAS RICHTER-Süddeutsche Zeitung, 16 Haziran 2006
Zaman
Bu haber 267 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle