En Sıcak Konular

"Bu senaryo mide bulandırıyor!"

18 Haziran 2007 09:32 tsi
Amerika'da Hudson Enstitüsü gibi önemli bir düşünce kuruluşunda Türkiye masası direktörlüğü yapan Dr. Ömer Taşpınar Dehşet Senaryosu'nu değerlendirdi. Taşpınar: Mide bulandıran senaryolar...

Ömer Taşpınar'ın yazısı:

Mide bulandıran senaryolar
 
Hudson Enstitüsü'ndeki toplantıda bir Türk uzmanın "ABD şu an PKK'ya bir şey yaparsa bu AKP'ye yarar" dediği ve bu sözlerin onaylandığı ileri sürülüyor. Tuğgeneral seviyesinde katılım olan toplantıda böyle bir değerlendirme yapılmış olmasına insan inanmak istemiyor

Hudson Enstitüsü isimli düşünce kuruluşunda yapılmış olan bir toplantı geçen hafta medyamıza 'Felaket senaryosu' başlığı altında yansıdı ve büyük yankı uyandırdı. Bir 'beyin jimnastiği' yapmak amacıyla yapılmış bu toplantı ortaya şöyle bir senaryo atmış: İstanbul'da 50 kişinin ölümüne yol açan bir PKK saldırısı gerçekleşiyor. Hemen arkasından Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu bir suikaste kurban gidiyor. Bütün bunlar sonucunda Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak'a 50 bin askerlik büyük bir harekât düzenliyor. Bu senaryonun tartışıldığı toplantıyı daha da ilginç kılan unsur hem Genelkurmay Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi SAREM'den hem de Washington askeri ateşeliğinden tuğgeneral seviyesinde ciddi katılım olması.
Böyle bir senaryo ve toplantı, Türkiye'de komplo teorileri üretmek isteyen çevrelere haliyle büyük malzeme sağladı. Washington'da yaşayan bir araştırmacı olarak Türkiye'deki okurları bu şehirdeki bazı düşünce kuruluşları konusunda biraz aydınlatmak gerektiğine inanıyorum. Önce bu toplantının nerede yapıldığından başlayalım. Bu toplantı ABD hükümetine bağlı olmayan bir düşünce kuruluşunda yapıldı. Amerika'da ve de özellikle Washington'da birçok düşünce kuruluşu var. Bunların kimisi ciddiye alınır kimisi pek kaale alınmaz. Bu kurumlar farklı ideolojik konumlara sahiptirler. İngilizce 'think-tank' denen bu kuruluşlar genelde ABD hükümetinden bağımsız çalışırlar. Genelde diyorum zira ABD devleti tarafında kurulmuş ve finanse edilen düşünce kuruluşları da var. Mesela Pentagon için araştırmalar yapan 'RAND Corporation' bunlardan biri. Akla gelen başka resmi bir 'think-tank' gene bütçesi federal hükümet tarafından sağlanan 'United States Institute of Peace.'

Devletten para almıyor ama...
Bahsettiğimiz karanlık senaryolu toplantı ABD devleti tarafından finanse edilen bir araştırma kuruluşunda yapılmadı. Hudson enstitüsü devletten bağımsız bir think-tank. Fakat ideolojik yönü ağır basan bir düşünce kuruluşu. Devletten para almıyor oluşu 'ideolojik' olarak bağımsız olması anlamına gelmiyor bu kuruluşun. Nitekim Hudson Enstitüsü Washington'da neokon görüşleriyle tanınan radikal küçük bir think-tank. Hudson Enstitüsü'nden daha önemli sayılan ve ideolojik olarak muhafazakâr olan düşünce kuruluşları şunlar: American Enterprise Institute, Heritage Foundation, Nixon Center (merkezci-realist), CATO Institute (libertaryen). İdeolojik yanından çok İsrail'e yakın oluşuyla tanınan Washington Enstitüsü de pek objektif olmayan analizler yapan başka bir düşünce kuruluşu. Bu kuruluşların ortak özelliği belirli bir siyasi gündeme sahip olmaları. O çerçeveye uyan araştırmacıları bünyelerinde barındırıyorlar ve gene o amaçlar uğruna analiz yapıyorlar. Bütün think-tank'lerde olduğu gibi başarı kriteri aynı: yürütme ve yasama organları üzerinde belirli bir etki yaratmak.
İdeolojik yönü ağır basmayan ve daha objektif sayılan düşünce kuruluşları da var tabii ki Amerika'da. Bunların en prestijlisi merkezi New York'ta olan Council on Foreign Relations. Gene objektif olma çabası güden ve belirli bir prestij ve ağırlığa sahip bazı Amerikan düşünce kuruluşları şunlar: Carnegie Endowment for International Peace, Brookings, Center for Strategic and International Studies, Woodrow Wilson Center.
Merkez sol ve Demokratlara yakın oluşu nedeniyle, gene ideolojik boyutu olan başka bir düşünce kuruluşuysa yeni kurulan Center for American Progress.
Peki bütün bunlar neden önemli? Cevap basit. Maalesef Türkiye ve Türk okuru ABD'de hangi düşünce kuruluşu ne ifade ediyor pek bilmiyor. İşte o nedenle Washington kaynaklı herhangi bir toplantı hemen ya ABD devletine mal ediliyor ve komplo teorileri kuruluyor. Ya da önemsiz bazı düşünce kuruluşları fazlaca ciddiye alınıyor. Aynı hata ABD kaynaklı gazete haberlerinde de yapılıyor. Mesela basınımız hâlâ Washington Times gazetesinin ciddiye alınmaması gereken ikinci sınıf bir gazete olduğunu idrak edemedi. Bir kez daha ifade etmek yarar var. Ciddiye alınması gereken gazeteler şunlar: New York Times, Washington Post, Los Angeles Times, ve belirli bir oranda Wall Street Journal.
Felaket senaryolu Hudson Enstitüsü konusuna dönelim. Burada tuhaf olan ve sorulması gereken soru şu: neden askerlerimiz böyle bir düşünce kuruluşuna rağbet ediyorlar? Bundan önce hatırlarsanız Genelkurmay İkinci Başkanı Ergin Saygun da bu düşünce kuruluşunda basına kapalı bir konuşma yapmış ve hemen sonrasında kurumun Türkiye uzmanı Zeyno Baran darbe ihtimalinin yüzde 50 olduğunu iddia eden bir yazı kaleme almıştı. Hudson Enstitüsü'ndeki toplantıyı bu sefer çok daha vahim kılan mide bulandırıcı bir unsur var. Toplantı sırasında bir Türk uzmanın "ABD şu anda PKK'ya yönelik bir şey yapmasın, çünkü bu seçim öncesinde AK Parti hükümetine yarar" görüşünü dile getirmesi ve iddiaya göre bunun oradakiler tarafından onaylanması. Tuğgeneral seviyesinde katılım olan bir toplantıda bu tür bir değerlendirme yapılmış olduğuna insan hiç mi hiç inanmak istemiyor. Fakat maalesef bunun doğru olduğunu toplantıya katılmış olanlar konfirme ediyorlar. Böyle tatsız iddiaların ortada dolaşmasını engellemek için basit bir tavsiye ile yazıyı bitirelim. Bu tür toplantılar ideolojik boyutu olan neokon düşünce kuruluşlarında yapılmasın. Askerlerimize ABD'nin en prestijli düşünce kuruluşları yakışır...

Dr. Ömer Taşpınar: Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü

Radikal



Bu haber 353 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,934 µs