Büyükanıt: Bana kızıyorlar biliyorum

18 Haziran 2007 09:09 tsi
12 Nisanda basın mensupları ile yazılmamasını istediği bir konuşma yapan Orgenaral Büyükanıt, Ulusalcı kanadın kendisine nasıl baktığını da dile getirmiş.

Sabah Yazarı Emre Aköz'ün dün bir hayli ses getiren "Çook alametler belirdi" başlıklı yazısını dün sizlere, "Büyükanıt farkında, içine çekilebilir mi?" baylığı ile sunmuştuk. Yazı, bazı çevrelerin Genelkurmay Başkanı Orgenaral Yaşar Büyükanıt'ı etkilemeye ve faşist hareketin içine çekmeye çalıştığına dikkat çekiyordu.

Bugün Star yazarı Şamil Tayyar, bu yazıya atıfta bulunarak bir yazı kaleme aldı ve 12 Nisan'da yaptığı basın toplantısı öncesi Orgenaral Yaşar Büyükanıt'ın gazete ve telvizyon temsilcileriyle yaptığı ama yazılmamasını rica ettiği bir sohbetten söz etti. Söz verdiği için bu konuşmayı yazmayacağını belirten Şamil Tayyar konuyla ilgili bir cümleyi aktarmayı ihmal etmedi. Paşa Ulusalcı çevrelerden kendisine yöneltilen eleştirilere cevap niteliğinde bir cümle sarf ederek, "Bana kızdıklarını biliyorum ama ben sözde değil özde konuşurum" demiş.

İşte Şamil Tayyar'ın yazılmayan söyleşiyi konu edinen yazısının tam metni:

Bana kızdıklarını biliyorum
 
Emre Aköz, dün Sabah’taki köşesinde, son dönemde faşist hareketin tırmanışa geçtiğini savunuyor. Yakın tarihte, bu tanımlamayı Prof. Dr. Mümtazer Türköne’den okumuştum. Yeni bir faşist dalgaya işaret ediyordu.

Benim de katıldığım tespitler bunlar. Belki yeni durumu daha iyi izah edebilmek için ‘Neo-faşist’ ifadesini kullanmak gerekebilir. Çünkü; bu yeni akım, 12 Eylül öncesinden çok farklı ideolojik kaynaklardan besleniyor. Özellikle öncü kadroları, bir nevi, Hitler’i yaratan nasyonal sosyalistleri andırıyor. Oldukça güçlü de görünüyorlar. Televizyonları, gazeteleri var. Çöplükten bomba bile bulabiliyorlar.

Aslında üzerinde durmak istediğim konu bu değildi. Aköz’ün şu cümlesine takıldım: ‘Ben hükümetin ve Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt’ın bu gelişmelerin farkında olduğunu sanıyorum. Ancak bazı çevreler Büyükanıt’ı etkilemeye ve faşist hareketin içine çekmeye çalışıyor. Başarırlar mı? Allah korusun!’

Aynı temenniye katılıyorum. Ayrıca tarihe not düşmek istiyorum. Biliyorsunuz, 12 Nisan’da Büyükanıt’ın o meşhur basın toplantısı vardı. Kimi çevreler, o toplantıdan neredeyse darbe çağrısı bekliyordu. Olmadı. Büyükanıt’ın özenli üslubu dikkat çekiciydi.

O açıklamadan rahatsız olanlar, televizyon programları ve gazete köşelerinde feryat etmeye başladılar: ‘Olmadı Büyükanıt. Gerekirse bu millet 70 ordu kurar.’ Ne hikmettir, bu cümleyle ilgili en ufak takibat yapılmadı. Bunu söyleyen bir AK Partili olsaydı herhalde partisini kapatmanın eşiğine getirirdi.

İşte o kritik günlerde, Çankaya’da yeniden restore edilen Atatürk Müze Köşkü’nün açılış töreni vardı. Cumhurbaşkanı Sezer’in davetine, devletin zirvesi eksiksiz riayet etmişti. Resepsiyonda Büyükanıt, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle uzun süre sohbet ettikten sonra o bölümden ayrıldı. Sonra ne oldu bilmiyorum, Büyükanıt tekrar gazetecilerin olduğu bölüme gelerek sohbetin yazılmamasını istedi.

Tarihin tozlu raflarına gömülen o notlarda dikkat çekici bir ifade vardı. Basın toplantısından sonra özellikle ulusalcı çevrelerden kendisine yönelik tepkilere verdiği bir cevap... O sohbeti, söz verdiğimiz için yazmadık ama tarihe tanıklık etmek adına sadece şu ifadeyi izinleriyle aktarmak istiyorum: ‘Bana kızdıklarını biliyorum ama ben sözde değil özde konuşurum.’

Derken 27 Nisan bildirisi ve takip eden açıklamalar. Son olarak Bülent Orakoğlu’nun şu ifadesi: ‘Genelkurmay Başkanı, genç subaylar sendromuyla karşı karşıya...’

Demek oluyor ki, Büyükanıt da büyük sınav veriyor.

Star

Bu haber 388 defa okundu.