En Sıcak Konular

Davutoğlu'ndan Fransa'ya çağrı!

29 Aralık 2011 13:40 tsi
Davutoğlu'ndan Fransa'ya çağrı! Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fransa Meclisi'ne "Başkalarının acıları üstüne emperyalist planlar kurmayın" diye seslendi.

Davutoğlu, "4. Büyükelçiler Konferansı" çerçevesinde Trakya Üniversitesinde ''Balkan Savaşı'ndan Balkan Barışı'na: 100. Yılında Türk Dış Politikası'' konulu konferansa katılarak konuşma yaptı.

Soğuk Savaş sonrası devletler arası ilişkilerin hala normalleşemediğini, normalleşme gerektiğini söyleyen Davutoğlu, ne acılar yaşarsa yaşasın Türkiye'nin politikasının bütün halklarla kaynaşmak olduğunu bildirdi.

Balkan savaşlarındaki 5 ay 5 gün süren Edirne müdafaasına ilişkin konuşan Davutoğlu, bu savaşlar bu acılar yaşandıktan sonra, Balkanlar'dan kopup gelen, her Rumeli türküsü ile gözleri dolan Mustafa Kemal Atatürk'ün Balkan Paktı'na öncülük ettiğine dikkati çekti.

Davutoğlu şunları kaydetti:

"Her millet kendi acısını tek acı sanır, ama biz bütün milletlerin acısını anlarız. Çünkü en büyük acıyı biz çektik. Şimdi biz dönüp bu anlayışı Fransız Meclisi'ne söylüyoruz: Başkalarının acıları üstüne emperyalist planlar kurmayın. 1915'te sizler acı çekmediniz. Gelibolu'da 250 bin şehit verenler acı çekti. Maraş'ta, Urfa'da acı çekildi.

İşte iki lider arasındaki fark da burada. Mustafa Kemal ile Sarkozy arasındaki fark burada. Birisi doğduğu yeri terk eder, her Rumeli türküsünde gözleri dolar. Yeni bir ulus devletin kurucusu olarak milletini tahrik edebilir, 'Yunanlılar sizi işgal etti' diyerek acılarını her gün hatırlatabilirdi. Ama öyle demedi aksine Venizelos'a elini uzattı, çünkü Atatürk gibi bir lider yaklaşık 10 asırlık bir harmanın ürünüdür. O liderler Selimiye'ye bakarak gücü gördüler.

Oysa sadece Sarkozy için demiyorum, Fransız liderler hiçbir acı çekmeden başka milletlere acı çektirerek bugünlere geldiler. Şimdi de başkalarının acıları üstüne yeni bir tarih inşa etmeye çalışıyorlar. Ve dönüp diyorlar ki şu milletin acısı acı değildir, bilinmese de olur, çünkü o başka. Ama bir başka halkın acısı doğuştan suçlu görünen millete hatırlatılması gereken bir acıdır."

Davutoğlu, Ermenistan ile protokollerin imza töreninde Zürih'te yapması öngörülen, ancak yapmadığı açıklamayı hatırlatarak, konuşmasını yapmış olsaydı orada "Sizi adil bir hafızaya çağırıyorum, tek taraflı bir hafızaya değil. Bütün hafızaların birleştirilip kolektif bir vicdanın ortaya çıkması demek" diyeceğini kaydetti.

-Edirne-

Türk milletinin ruhunun bazı şehirlerde tecessüm ettiğini, bazı şehirlerin merkez ve başşehir olduğunu belirten Davutoğlu, Edirne'nin de böyle bir başşehir olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, "Başşehirler baş eğmezler, teslim olmazlar, herkes onu terk etse, o şehrin ahalisi o şehirle birlikte o imtihanı verir. Edirne bu imtihanı vermiş büyük bir şehirdir. Onun için büyükelçilerimizle, temsil ettiğimiz bu büyük milletin, bu büyük devletin, bu büyük ülkenin ruhunu keşfetmek için de Edirne'deyiz. Tekrar tekrar anlamak için Edirne'deyiz" diye konuştu.

Kendisinin Konya'da doğduğunu ve Konya'nın büyük Anadolu harmanlanmasının başşehri olduğunu anımsatan Davutoğlu, bu başşehrin bütün manevi birikimini yansıtanın ve sembolünün de Hazreti Mevlana ve Mesnevi olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Mevlana'yı çekin alın, Konya'nın o büyük başşehir kimliğini alın Konya geriye kalmaz" dedi.

Bursa'nın da Büyük Selçuklu birikiminin, Bizans ile daha doğrudan temasa geçerek, estetiğinin taşındığı bir şehir olduğunu dile getiren Davutoğlu, Bursa'nın daha sonra kendi siluetini pek çok Balkan şehrinde yansıtarak bir prototip olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, "Tabiri caizse 1071 Malazgirt'ten 1400'lere kadar, üçyüz yıllık, Türk'ün o Anadolu'daki büyük harmanlanmasının nihai kemal şehri Bursa'dır. Bu kemalin Rumeli'ye taşındığı, Rumeli'de taşa, mimariye, estetiğe, yazıya büründüğü ve yeni Rumeli başşehri de Edirne'dir" diye konuştu.

Bu üç şehrin birbirini takip eden bir silsile halinde İstanbul'un taşlarını döşediğini vurgulayan Davutoğlu, "İstanbul, o muhteşem medeniyet şehri olarak doğarken, Konya'dan, Bursa'dan, Rumeli'nin merkezi olan Edirne'den hazırlanan o büyük birikimin üzerinde, dünyanın belki de medeniyet sahnesi anlamında en muhteşem şehrini oluşturmuştur. Edirne, daha sonra Balkanlara nüfuz edecek harmanlanmanın odaklandığı, kimlik ve nüfuz bulduğu bir şehir. Onun için Edirneli olmak bir ayrıcalıktır" dedi.

Hayatının bazı dönemlerinde bazı şehirlerde yaşamayı özlemle istediğini ve bu şehirlerden birinin de Edirne olduğunu belirten Davutoğlu, akademik hayata dönmesi halinde Trakya Üniversitesi'nde "Edirne'nin ruhu" üzerine bir ders yapmak arzusunda olduğunu ifade etti.

İstanbul'dan önce Edirne için de "der saadet" unvanının kullanıldığını hatırlatan Davutoğlu, Mevlana ile Konya'nın birleşmesi gibi Selimiye ile de Edirne'nin birleştiğini söyledi. Davutoğlu, "Selimiye bizi anlatır" dedi.

Bazı yapıları gördüğünde, başından ayrılamadığı dünyada dört eser bulunduğunu belirten Davutoğlu, bu eserler her seyredişinde yeni şeyler keşfedildiğini ve insanlığın anonim kültürünün, estetiğinin ve zevkinin yakalandığını kaydetti.

Bunların, Zeytin Dağı'ndan Mescid-i Aksa'ya bakıldığında Kudüs'ün görünüşü, Gırnata'dan El Hamra'nın görünüşü, Tac Mahal ve Selimiye olduğunu belirten Davutoğlu, "Selimiye'ye bakmak, ahengin, derinliğin, oranın, hem teknik anlamda oranın hem de ruh ile madde arasındaki o büyük uyumun anlamını kavramaktır" dedi.

Öğrencilere de dinlenmek için ve derslerden sıkıldıklarında Selimiye'yi seyretmelerini öneren Davutoğlu, "Selimiye Edirne gibi bir hocadır, çünkü büyük bir üstadın elinden çıkmıştır" diye konuştu.

Edirne kuşatması sırasında şehrin ruhunun, şehri teslim etmemek için savaşan Türklere güç verdiğini ifade eden Davutoğlu, "Edirne'nin onuru, Selimiye'nin onuru kıyamete kadar yaşayacaktır" ifadelerini kullandı.

aa

Bu haber 719 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,400 µs