En Sıcak Konular

Darbe yapabilmek için üç şart gerekir

17 Haziran 2007 17:06 tsi
Bu üç şart yoksa o zaman "başka bir çözüm yolu" vardır. İşte darbecilerin "o üç şartı" ve "diğer" yol...

Darbe olacak mı?

Ulusalcı manipülasyon sayesinde toplumsal desteğe sahipmiş gibi gözüken darbe sürecinde yeni bir aşamaya ulaşıldı. Eğer amaç AKP’nin tek başına iktidar olmasını ve yakın gelecekte cumhurbaşkanını istediği gibi seçmesini engellemek idi ise, darbenin de daha çok yol alması gerektiği açıktı.

Ne var ki darbelere alışık bir ülke olan Türkiye’de bile bu işin meşruiyeti en azından üç faktöre bağlı. Bunlardan birincisi toplumsal desteğin olması. Geçen ay askerin internet bildirisi ile başlayan süreçte, bu destek ülkenin batısında ki laik kesimde görüntü olarak yaşandı. Ancak meydanlara dökülen o kalabalıkların gerçekte apolitik bir duruşu temsil ettikleri, AKP karşıtı olma dışında fazla bir ortak yanlarının olmadığı da görüldü. Aslında bunda şaşırtıcı bir yan yok... Türkiye’de bütün darbeler son kertede kendilerini dışlanmış hisseden grupların apolitik tavrı sayesinde meşrulaşmış, böylece ordu onların sözcüsü gibi davranabilmiştir. Ancak söz konusu apolitik tavrın hükümetin neden olduğu bir baskının sonucu gibi sunulması da gerekir. Aksi halde kendilerini siyaset dışı kalmış hisseden kesimler bir süre sonra psikolojik eziklik duygusu içinde evlerine geri dönebilirler. Bunun anlamı meydanlarda toplanan o insanları bir daha sokağa dökme ihtimalinin son derece zayıf olduğudur.

Ancak meşruiyet meselesi toplumsal desteğin ötesinde darbenin ahlaki de olmasını gerektirir. Yani darbenin yapılan haksızlıklara, ya da başa çıkılamayan toplumsal durumlara karşı ‘mecburen’ yapıldığına dair bir kanı yaratılması zorunludur. Oysa geçen ay yaşananlar, medyadan yargı bürokrasisine uzanan bir yelpazede hükmete karşı açıkça gayrı ahlaki bir tavır sergilendiğini, çifte standartla davranıldığını, kuralların kasıtlı olarak değiştirildiğini ortaya koymuştur. Eğer ülkenin batı kısmındaki laik kesimin kör veya yapı olarak ahlaksız olduğunu varsaymıyorsak, bu yaşananların muhtemel bir darbeyi onların gözünde de gayrı ahlaki kılacağını öngörebiliriz.

Nihayet darbelerin meşruiyeti açısından üçüncü faktör, darbecilerin sahip olduklarına inanılan zeka seviyesi ile darbenin zorunluluğu arasındaki ters orantıdır. Yani eğer toplum darbeyi kaçınılmaz kılan toplumsal bir durum yaşanıldığını düşünmekteyse, darbeyi yapacak olanın zekasıyla fazla ilgilenmeyebilir. Sonuçta birilerinin yaşananlara ‘dur’ demesi gerekmektedir ve güce olan ihtiyaç, güç sahibinin diğer niteliklerinden daha önemli olacaktır. Ancak eğer ortada böyle bir durum yoksa ve toplumun giderek artan bir yüzdesini temsil eden, üstelik başarılı olmuş bir hükümetin ‘gitmesi’ isteniyorsa; o zaman gelecek yöneticinin epeyce yüksek bir akıl ve zeka seviyesinde olması, ülkenin iyi yönetilmesinin garanti altına alınması talep edilecektir. Ne var ki son dönemde hükümet aleyhtarlarının sürekli aynı şablon cümleleri ve klişeleri kullanarak ‘siyaset’ yapmaları, ister istemez toplumun bu zeka meselesine takılmasına neden olmuş gözükmekte ve bu durum muhtemel bir darbenin meşruiyetini zedelemektedir...

Kısacası darbe yapmak meşruiyet açısından epeyce zorlaşmıştır. Oysa bazılarının darbe olmasına yönelik arzularının giderek artmakta olduğunu tahmin edebiliriz. Bu durumda topluma muhtemel bir darbeyi kabul ettirmenin yolu ne olabilir? Herhalde en iyisi ‘milli’ bir davanın gündemi ele geçirmesidir...

Öyle ki olay bir devlet meselesi haline gelir, hükümet giderek pasifleşir, kontrol bürokrasinin eline geçer ve devletin beka sorununun çözümü de haliyle işin ehline bırakılır... Hem böylece muhtıra da boşa gitmemiş olur... Ne dersiniz? İşler oraya kadar gelmiş durumda mı?

Etyen Mahçupyan/Gazetem.net



Bu haber 389 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,464 µs