İttifak ve müttefik
0 0 0000 00:00 tsi
Aslında durum 2002'nin 4 Kasım sabahı neyse bugün de o: Türkiye muhalefetini arıyor.
Son ayların bazı tartışmalarına bakan birileri, gerçekten laik Cumhuriyet'in tehlikede olduğuna inanmış olmalı, 2002'nin 3 Kasım'ından farklı olarak bu kez muhalefeti birleştirecek bir fikir de bulduklarını düşünüyorlar: Adalet ve Kalkınma Partisi'ne karşı laikliğe inanan herkes birleşsin.
Şaşırtıcı olan, bu fikrin, Türkiye siyaset sahnesinde onyıllardır var olan ve başka hiçbir şeyleri yoksa bile siyasi tecrübeleri olduğu sanılan kişilerden gelmesi.
Keşke Türkiye'de siyaset bu kadar basit iki kampa ayrılıyor olsaydı, bir 'laik parti'miz, bir de 'laikliği esnetme parti'miz olsaydı, hayat
kuşkusuz çok daha kolay olurdu.
Oysa maalesef Türkiye'de siyasi bölünme laik-antilaik tabanına oturmuyor. Salt laiklik hassasiyetiyle veya laikliği ortadan kaldırma güdüsüyle oy veren birileri mutlaka vardır ama onlar seçmenin küçük bir azınlığını oluşturuyorlar.
Türkiye'de ana siyasi bölünme belki 200 yıldır değişmedi. Bugün de değişmesi için bir sebep yok, çünkü bu bölünmeyi getiren şartlar aynen yerinde duruyor.
Türkiye'de ana siyasi bölünme, merkezde devlet gücünü kullanan ve refahtan yararlanan, bu arada kendini de 'seçkin' sanan bir grupla çevrede yer
alıp bir an önce kapağı merkeze atıp devlet aygıtını ele geçirmeye, onun gücünden ve refah artırıcı etkisinden yararlanmaya çalışanlar arasında.
Laik-antilaik çatışmasıymış gibi su yüzüne vuran çatışma bu 'seçkin' olduğunu düşünen zümre ile diğerleri arasındaki hayat tarzı, kültür, refahtan pay alma, gücü elinde tutma çatışması esas olarak.
Bu çatışma son derece normal ve son derece demokratik bir çatışma.
Türkiye'deki bu kültürel çatışma ortamını görmeyip, bunun karmaşık yapısını aklında ezberlemeyip siyaset yapmanın, daha doğrusu siyasette başarılı olmanın şu an için görünen bir imkânı yok.
Halka karşı siyaset yapılmaz. Halk, halka rağmen değiştirilemez. Hele hele bu iş demokrasi içinde kalınarak hiç yapılamaz.
Doğrudur, Türkiye'de gereksiz yere çok siyasi parti var. Bunlardan fikirleri birbirine benzer veya yakın olanların ya birleşmesi ya da seçime
bir ittifak kurarak girmesi aklın gereği.
Ancak müttefik seçiminin, Rahşan Ecevit'in önerdiği gibi olması eşyanın tabiatına aykırı. Baksanıza, CHP bile salt laiklik tabanlı bir siyasi bölünme fikrini dile getirdiğine yavaş yavaş pişman olmaya ve bu
konuyu gündemden düşürmeye başladı. Çünkü, diyelim başörtüsü konusunda CHP'nin çıkaracağı gürültü sadece CHP oylarını düşürmekle kalmıyor AKP
oylarını da ya artırıyor ya daha da kemikleştiriyor.
Burada yazının başına dönelim: Türkiye, 3.5 yıl önce ne kadar muhalefet ihtiyacı içindeyse bugün de o kadar aynı ihtiyacı duyuyor. CHP'nin
ana muhalefet olarak performansı umut verici olsaydı, saçma ve temelsiz de olsa benzemezlerin ittifak arayışları gündeme gelmezdi.
Bu arayışları var eden ortamı ciddiye almalıyız ama ittifak girişimlerini değil.
Bu haber 243 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle