'Oyun Tahtası'nda metafizik hamleler

27 Aralık 2011 13:26 tsi
Sibirya ve Kutuplar...iyibilgi özel

Geçtiğimiz günlerde çağdaş Hristiyanlık üzerine yapılmış uluslararası bir araştırmadan elde edilen bulgular, dünya ile birlikte eş zamanlı olarak Türkiye kamuoyunun dikkatine sunuldu. Habere göre:

"ABD'deki Pew Araştırma Merkezi'nin Din ve Kamu Yaşamı Forumu'nun yaptığı araştırma, Avrupa'nın günümüzde dünyadaki Hıristiyanların dörtte birine ev sahipliği yaptığını, geçen yüzyılda ise dünyadaki Hristiyanların üçte ikisinin Avrupa'da yaşadığını ortaya koydu.

Araştırmaya göre, dünyadaki Hristiyan nüfusunun yaklaşık dörtte biri şu anda Sahra Altı Afrikasında, yüzde 37'si Amerika kıtasında, yüzde 13'ü de Asya-Pasifik bölgesinde yaşıyor. En küçük Hristiyan nüfusunun, bu dinin yayıldığı bölge olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da bulunduğu, bu bölgedeki Hıristiyanların, genel nüfusun yüzde 4'ünü oluşturduğu belirtildi."

Araştırmaya göre yüzyıl önce Hristiyan nüfus ağırlıklı olarak Avrupa'dayken, günümüzde birinciliği Amerika kıtası almış. Nasıl oluyor da 'Hristiyan Birliği' olarak eleştirilen Avrupa, Asya-Pasifik ile terazide eşitlenmiş? Bu toplumsal dönüşümün nasıl olduğu ise ne yazık ki araştırmada paylaşılmamış. Oysa Avrasya'daki satranç tahtasında dönen jeopolitik oyunu anlamak için din, elzem bir parametre. Keza hangi ittifakların nasıl kurulacağı biraz da buna bağlı. Örneğin Kore yarımadasındaki gelişmelere bakalım. Kuzey Kore'deki rejimin din üzerindeki amansız kontrolü, herhangi bir dinin o bölgede etkili olmasını engelledi. Oysa Güney Kore, Hristiyanlık açısından son derece bereketli toprakları içeriyor. ABD'deki Evanjelistler ile çeşitli paralellikler taşıyan Moon tarikatı, sadece Güney Kore siyasetinde etkili değil. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban-ki Moon akla gelen ilk örnek...Bunun dışında ABD'deki Evanjelistler ile bir çok konuda ortak hareket ediyorlar.

Dünya üzerinde Hz. İsa'nın krallığını kurmak isteyen bu iki grup, son dönemdeki gelişmeleri nasıl okur, ne tür bir oyun planı hazırlar; ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

Ancak hazır Asya-Pasifik bölgesine dikkat çekmişken, bölgeyle ilgili iki "garip" haberi, dikkatinize sunmak isteriz.

1- Japan Times'ın 25 Aralık Pazar günü yayınladığı habere göre, Hz. İsa'nın naaşı, aslında Japonya'nın 2800 nüfuslu Shingo adlı bir köyünde gömülüymüş!

Hikaye şöyle: 1500 yıllık olduğu iddia edilen "Takenouchi Yazıtları"na göre, Hz. İsa, 21 yaşında Japonya'yı ziyaret ediyor ve 33 yaşına kadar burada "eğitim" görüyor. Daha sonra Kudüs'e dönüyor ve orada...çarmıha gerilmiyor. Onun yerine "kardeşi" Isukiri kendisini feda ediyor, İsa peygamber de SİBİRYA'ya kaçıyor. Bir kaç sene sonra ALASKA üzerinden Japonya'ya geçiyor. Şingo köyünde 106 yaşına kadar yaşıyor, üç çocuğu oluyor.

Bu efsanenin kaynağı olan "Takenouchi Yazıtları" Wado Kosaka adlı bir "kozmoarkeolog" tarafından 1970'lerde "keşfediliyor". Söz konusu belgeler, Kyoto Üniversitesine göre tamamen uydurma. Ancak içerik itibariyle hayli ilginç bilgiler saklı. İnsanoğlu'nun dünyadışı atalarından tutun, Atlantis'in akıbetine kadar pek çok hikaye, Hz. İsa'nın yaşamıyla birlikte anlatılmış. 1935 yılından beri dolaşımda olan efsane, Şingo köyünü turistik bir çekim merkezi haline getirmiş.

Kaynak: http://www.japantimes.co.jp/text/fv20111225a1.html


2- Yukarıdaki habere benzer bir çalışma, 22 Aralık günü CNN tarafından duyruldu. Haberin başlığı ise şöyle: "Sibiryalı İsa"

Haberin başında, editörün notu ibaresi ile okuyucularını uyaran CNN, haberin orjinalinin Vice adlı bir siteye ait olduğunu, haberin örnek bir gazetecilik çalışması olduğu için kendilerini "çektiğini" ve paylaşmak istediklerini duyuruyor. Gelelim habere.

Sibirya'nın ortasında Petropavlovka bölgesinde, 1990 yılında kurulmuş ve şimdiye kadar 5000 müridi bulunan Son Ahit Kilisesi'nin ruhani lideri Vissarion (Öğretmen) yıllar sonra ilk kez bir gazeteci ile görüşmeyi kabul etmiş. Sibirya'nın derinliklerine giden ABD'li gazeteci Rocco Castoro zorlu bir yolculuktan sonra, Yeni Ahit'in devamını duyurduğunu iddia eden, eski adı Sergey Anatolyevitch olan Vissarion ile yaptığı görüşmeyi ve bu külte ait gözlemlerini paylaşmış. Son Ahit Kilisesi ağırlıklı olarak Hristiyanlığa ait öğeler üzerine kurulmuş olsa da, Budizm, Hinduizm ve çeşitli Pagan dinlerinden temaları da bir araya getirmiş durumda. 1980'de "Tanrının buyruğunu" duyduğunu ve yeniden doğduğunu iddia eden Vissarion'un öğretilerinde göze çarpan iki konu, "Dünya dışı aklın" harekete geçmesi ve "son günlerin yaklaştığı".

Kaynak: http://edition.cnn.com/2011/12/22/world/asia/vice-jesus-of-siberia/index.html

Peş peşe gelen bu haberlerin Noel bayramına denk gelmesi, tesadüf olmasa gerek. Hristiyan dünyası için hareketli ve dikkat edilmesi gerekilen bir dönem başlıyor, anlaşılan. İlginç olan durum, Güney Kore'de Moon Tarikatı'nın "Mesih" olduğunu iddia eden tarikat liderinden sonra oyuna Japonya ve Rusya da dahil olmuş gibi gözüküyor.

Peki Çin? Onu da Malta Şövalyeleri'ne sormak lazım...

www.iyibilgi.com  Şanghay

Bu haber 4,147 defa okundu.