En Sıcak Konular

Kürt dostlarıma sevgim azalmadı

17 Haziran 2007 12:49 tsi
Kürt dostlarıma sevgim azalmadı “Son yılbaşı, hem Kurban Bayramı hem de Hasanım'ın doğum günüydü. Torunlarımı ve tüm ailemi alıp oğlumun yanına gittik. Kurbanımızı Şırnak'taki Kürt dostlarımla birlikte kestik, yemeği onların evinde pişirdik, oğlumun birliğinde dağıttık. Allah'ı

Ülkenin gündemi ne olursa olsun konuşanlar, tartışanlar, yazanlar, fikir yürütenler hep aynı. Gazeteciler, siyasetçiler, akademisyenler, bürokratlar ve diğerleri… Ama onlara, gündemlerin asıl kahramanlarına kimse fikrini sormuyor. Mikrofonda onlara tanınan süre, ağlarken, sızlarken haykırdıkları feryatlarla sınırlı. O da, medyanın malzeme ihtiyacı kadar... Bir babanın, çeyrek asır boyunca gözü gibi büyüttüğü, sakınıp kolladığı oğlunu vatanına pervasızca feda etmesi bile kafi değil söz söyleyebilmesi için. Çünkü süslü cümleler değil ağızlarından dökülen. Sadece gerçekler. Şimdi gerçeklerle yüzleşme vakti… Kim, ne derse desin!


Oğlunuzun şehit olma ihtimali hiç aklınıza gelmişmiydi?

Kafa yormuyordum. Çünkü ben inanan bir insanım. Kaderin önüne geçemezsin kardeşim. Her sabah, ezanla kalkar işyerime gelir oğlumla telefonla konuşurdum. “Oğlum işimizin başındayız Allah'ın izniyle. Sen vatani görevini düzgünce yap.” derdim. Son telefon görüşmemizde “Dedim ki, oğlum biliyorum terbiyeli bir insansın ama sakın ola terbiyesizlik yapma. Orası Peygamber ocağı. 'Sen hiç beni merak etme. Ben burada vazifemin başındayım. Sen evdeki insanlarıma iyi bak.' dedi. şimdi bir kızı bir oğlu, iki tane yavrusu bana emanet kaldı. Her şeyimi oğluma göre ayarlamıştım. Takdiri ilahi. Allah verir Allah alır. Kimse de karşı çıkamaz.


Haberi nasıl aldınız-, tepkiniz ne oldu?


Her gün haber izlerken oraları izliyorduk. Tabi ki korkuyla. Hele ki son oğlumun olayında, beni oğlum her gün arardı. Son Cumartesi günü aramadı. Ben aramaya başladım, birliğine ulaştım, sordum, “Amca 15 dakika sonra arayın.” dediler. 15 dakika sonra aradım bir genç “Amca bir yere kadar gitmiş, biraz sonra tekrar ara” dedi. Üçüncü kez bir genç çıktı, sonra bir komutan aldı elinden. “Hasan, bir yere intikale gitmiş, siz bir saat sonra arayın dedi. Televizyon seyrediyordum. Bir alt yazı geçti. “Bir yarbay, bir binbaşı, bir er şehit oldu” diye. O anda vücudum yanmaya başladı. İçim kurudu. Dostum vardı Cizre'de. Onu aradım. O da kötü haber vermemek için telefona bir sefer çıktı bir daha çıkmadı. İki saat sonra evimize bir yarbay geldi. Oğlumuzun şehit olduğunu söyledi. Allah rahmet eylesin.Oğlumun buradan son gidişi 18 gün önceydi. Uzak görüş dürbünü alıp geri vazifesini tamamlamaya gitti. Geldiğinde komşularımızla helallik almış. Herkese uğramış. O yüzden yanıp tutuşuyor arkadaşları. 'Hasan helalleşmek için mi gelmiş buraya' diye. Herkes gözyaşı döküyor. Ben hiç gözyaşı dökmedim, dökmek de istemiyorum


Hiç mi ağlamadınız?

Yalnız kaldığımda bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden. Pırlanta gibi bir delikanlıydı. Firmamın ismi de oğlumun adını taşıyor zaten. Sonsuza kadar şehidimi yaşatacağım. Borcum var oğluma. Bana şehit babası unvanını verdi. Benim oğlum bana bir defa 'Ya' bile demedi. Böyle bir çocuğu kaybetmek çok zor ama vatan için her şeye katlanmak gerekiyor. Ama başımızdaki büyüklerin bu kanı durdurması çok basit. Biz insanız, anlayan, konuşabilen, idrak edebilen insanlarız. İslam ülkesinde yaşıyoruz, kavga bizim neyimize. 1000 yıldır bir arada yaşıyoruz. Kaynaştık. Kardeşiz. Din kardeşliğini bırak, Adem'den gelmeyiz. Camide beklerken Hıristiyan arkadaşlar da geldiler taziye için. Her toplumdan gelenler oldu. Allah razı olsun.


Sizin Kürt komşunuz var mı?

Evet. Var olmasının yanında, bir de yeni Kürt dostlar edinmiştim kendime. Oğlumun askerlik yaptığı yerlerde. Oğlum yılbaşı doğumludur. Ben oğlumun her yılbaşı yaş gününü kutlarım. Çünkü bir evin bir oğlu olduğu için. Bu sene de yılbaşı Kurban Bayramı'na denk gelince, ne işim var benim evde diyerek oğlumun yanına gittim yılbaşında. Sınıra. Bütün torunlarımı ve ailemi götürerek. Orada onun yanında yaş gününü kutladım Kurbanlarımı orada kestim, birliğe yedirdim. Oradaki Kürt dostlarım o kadar cana yakınlar ki. Allah razı olsun. Evlerini açtılar bize. Kurbanı onlar buldular, yardım ettiler. Yemeği onlar yaptılar. Tencerelerle kazanlarla götürdüm. İnanın bana o insanlar diyor ki PKK bizim yanımıza doğru gelsin, terör gelsin biz biraz daha ileri gideriz. Onlar da terörü lanetliyor. Bunu oturup konuştumben bu insanlarla. Biz kardeşiz diyor herkes. Ama bu işin içinde dış güçler var. Bunların oyunları hep. Bu mayınlar nereden geliyor ya? Bize olunca terör değil, Avrupa'ya Amerika'ya olunca terör. Yazık… Yazık…


Hasan'ın şehadetinden sonra da Kürtlere sevginiz sürüyor mu?


Daha fazla!. Çünkü öbürlerinin, bu ülkeyi seven, bu ülkede yaşayan insanlar olduğunu kabul etmiyorum. Onların kökenlerinden şüpheliyim. Benim tanıdığım Kürtler, bu ülkede yaşamayı seven insanlar. Benim altımda Kürt komşum var. Dört dörtlük bir insan. Namazında niyazında…İşinde gücünde. Yani bu işleri yapanlar belli. Amerikası, Avrupası. Danimarka bugün hâlâ yayın yapıyor. Kardeşim dost ülke değil miyiz?. Müttefik değil miyiz?Birleşmiş Milletlerde değil miyiz ya? Başımızdaki insanların kafasını kaldırması, dikelmesi lazım.


Sizce bu sorun nasıl çözülür?

Benim bir isteğim, dileğim var. Bu ülkede terör biter Recep bey. Buna inanın. başımızdaki devletin bütün kurumlarının bir araya gelip bu işi halletmeleri çok kolay. Bu canların yanması yazıktır günahtır. Çocuklarımız 20-25 yaşlarında yok olup gidiyorlar. Laz, Abaza, Çerkez, Gürcü birbirimize girmişiz, evlenmişiz, akraba olmuşuz artık. Benim önerilerim ne?. Şimdi üç-beş ay askerlik yapmış çocuğun ne işi var orada? Bu kadar paralar çalınıp çırpılırken neden kalkıp da özel harekat timleri kurmuyoruz? Savaşı bilmeyen evlatlarımızın orada heba olması çok ayıp. Terörist orada beş dakika üç tane dağı aşıyor. Bizim çocuklarımız bilmiyor ki, savaşın ne anlama geldiğini. Zaten savaş değil ki, kalleşlik.


Hasan ne kadardır oradaydı?

Yaklaşık 8 aydır. Acemiliği Isparta'da yapmıştı. Bir dostum, isterse acemi birliğinde kalabilir dedi Oğlum ben kaderime razıyım diye istemedi. Kaderin önüne geçilmiyor.


Kürt meselesi konusunda ne düşünüyorsunuz?


Bir Kürt dostum bana dedi biliyor musunuz? Benim nüfus kağıdım aynı senin gibi. İstediğim yerden gidip, istediğim arsayı, evi alıp, istediğim yerde oturabiliyorum. Kimse bana bir şey sormuyor, Ayrılık niye? Çanakkale'de Kürt, Türk kucak kucağa şehit olsun. Şehadet mertebesine ersin, bu vatanı bize bıraksınlar biz kalkalım bu ülkeyi bölmeye. Böyle bir şey mümkün mü ” diyor. Ama Avrupalı, Amerikalı bir örgüt kurmuş kendine. Hem parasını veriyor, hem yiyeceğini veriyor hem mermisini veriyor hem talimatını veriyor. Şurada şunu yapacaksın, burada bunu yapacaksın diye. Birilerine yaptırıyor. Bizi bölmek istiyorlar. Boşu boşuna uğraşıyorlar da. Alevi dediler, Sünni dediler, sağ dediler, sol dediler hiçbir şekilde başaramadılar, başaramayacaklar. Türkiye'yi dolaşıp, çoluk çocuğumun rızkını çıkarırken her türlü insanla oturdum ben. Her insandan bir feyiz aldım.


Oğlunuzla bunları konuşur muydunuz?


Benim bütün derdimi paylaştığım insan oğlumdu. Bakın hiçbir kimseyle tek bir kavgası, tek bir küfrü yoktur. Zaten son yolculuğuna uğurlarken biz bunu gördük. Ben tansiyondan dolayı bazen sinirli ve asabi olabiliyorum. O yüzden oğlumun bana söylediği bir şey vardı. Baba bana söz veriyorsun, ben askerden gelene kadar hiç kimseye kötü bir kelam etmek ya da kötü bir gözle bakmak yok. Ama kendisi gelemediği için, bundan sonra da söz veriyorum, ömrüm boyunca hiç kimseye kötü kelime kullanmayacağım ve kötü gözle bakamayacağım.


Siyasilerden arayan oldu mu?


Bütün partilerden gelenler oldu. Başbakan aradı, sağolsun, kendisinden ülkeyi daha yumuşak yönetmesini istedim.O da kabullendi ve kamuoyuna açıklayamadığı şeyler olduğunu ama çok üzüldüğünü dile getirdi. Sağolsun Türkiye'nin hepsi acımı paylaştığı için ayakta kalabildim.


Allah sabır versin Hepimize.. Tüm ülkemize


PROTESTOLAR AYIP!

Cenazelerdeki atmosferi nasıl karşılıyorsunuz? Protestolar var… Siyasete malzeme edildiğinizi düşünüyor musunuz?

Şimdi bazı provakatör insanlar var. Çok ayıp. Bir şehidin vazifesini camide yaparken bu gibi şeylerin yapılması çok ayıp. Biz ibadet ediyoruz. Şehide son görevimizi yapıyoruz. Onu güzel uğurlamamız lazım. Cami dışında insanlar pankart taşıyacakmış, derdini anlatacakmış anlatsın ama cami içinde yapılan şeyler bence çok yanlış. Bizim yaşam şeklimize hiç uymuyor.

Zannetmiyorum ki bir şehit anne ve babası oğlunu malzeme olarak versin. Oğlunu siyaset için kullansın. Çünkü o anda, o anne babanın içinin yangınını kimse bilemez.

yenişafak



Bu haber 530 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,818 µs