En Sıcak Konular

Savaşın modası geçti mi?

27 Aralık 2011 10:26 tsi
Savaş terimi iki ülke arasında en az 1000 kişinin şiddet sonucu öldüğü durumlar için kullanılıyor. Artık böyle bir çatışma çıkması neredeyse imkansız.

Irak’ın işgali iki ulusal ordu arasındaki topyekûn savaşın en yakın örneği. Ancak pekâla son örneği de olabilir. Savaşın modasının geçtiği teorisi ilk defa 1980’lerin sonunda akademisyenlerin bazı hayalkırıklıklarını fark etmesi ile gündeme geldi. Üçüncü Dünya Savaşı, nükleer bir kıyamet, kaçınılmaz görünüyordu, ancak gerçekleşmedi. Kore Savaşı’ndan beri büyük güçler arasında savaş yaşanmadı. Yüzyıllarca hiç tereddütsüz savaşan Avrupa devletleri de 40 yıldır hiçbir şey yapmadı.

Çatışma yok olmadı

Peki o zamandan beri dünyada neler oluyor? Silahlı çatışma yok olmadı, bugün cep telefonu olan herhangi bir kişi kan dökümü yayabilir. Ancak savaşın yaygınlığı konusundaki izlenimlerimiz yanıltıcı olabilir. Sadece objektif sayılar trendleri belirleyebilir.
“Savaş” küresel felaketlerden çete savaşlarına kadar uzanan bulanık bir kategori. Genel kabul gören tanıma göre “savaş”, asker ve sivil olmak üzere bir yıl içinde en az 1000 kişinin şiddet sonucu öldüğü durumlar için kullanılıyor. Rusya ve Gürcistan arasındaki 2008’deki beş günlük çatışma eşiği kaçırdı, Kuzey ile Güney Kore arasındaki çatışmalar da aynı şekilde...

Asker ve sivil ölümü eşit

Ülkeler silahlı ve düşman olmayı sürdürdüğü için savaş hiç de imkansız değil. Ancak yeni bir devletlerarası savaş nerede çıkabilir? ABD’nin eski Savunma Bakanı Robert Gates bu yıl “Başkan’a Asya, Ortadoğu ya da Afrika’ya büyük bir ordu göndermeyi önerecek bir savunma bakanı olursa gidip kafasını kontrol ettirmeli” demişti. Ticarete dayanan refahlarını savaş başlatarak havaya uçuracak olan Çinli liderler için de aynısı geçerli. Peki diğer silahlı çatışmalar ne alemde? İç savaşlar azaldı, küçüldü ve yerelleşti. Bugünün iç savaşları organize suça daha yakın. Aslında haydut çetesi olan silahlı milisler Kolombiya’da kokain gibi kaynakları tekel haline getiriyor ya da Somali ve Nijerya’da olduğu gibi dini fanatiklere hürmet edenler yerel halkları terörize ediyorlar. Şu an devam eden en büyük savaş olan Afganistan’da geçen yıl 500 Amerikalı, 100 NATO askeri ve 5 bin Afgan öldü. Vietnam’da ise her yıl 5 bin Amerikalı, 150 bin Vietnamlı ölmüştü. İstatistiklere göre yüzyıl önce savaşta ölümlerinin yüzde 90’ı asker ve yüzde 10’u sivildi. Bugünkü oran ise yarı yarıya.

Savaş artık kâr getirmiyor

Savaş neden düşüşte? Bir kere artık buna değmiyor. Yüzyıllar boyunca savaş toprakları yeniden bölüştürdü, imparatorluklar kurdu ya da dağıttı ve devletleri haritadan sildi. Ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra nerdeyse hiçbir sınır güç kullanımı ile değişmedi. Kore Savaşı bir milyon ölüye neden oldu, ancak sınır başta nasılsa öyle kaldı.

İran-Irak Savaşı 650 bin kişiyi öldürdü, sonuç yine aynıydı. Irak’ın Kuveyt’i 1990’daki ilhakı ters tepti. İsrail 1967’de toprak ele geçirdi, ama o zamandan beri birçoğunu geri iade etti ve gerisi de tartışmalı. Savaşın boşuna olmasının bir nedeni de normlar ve tabular ile düzenlenen ve çatışmaları idare etmekte daha etkin araçları bulunan uluslararası toplumun ortaya çıkması. Bu araçlara BM’nin 100 bin kişilik barış gücü de dahil.

Zenginlik kaynağı ticaret

Savaş, refah ve ticaret yükseldikçe de düşüşe geçti. Tarihsel olarak zenginlik topraktan geliyordu, fetihler kârlıydı. Bugün zenginlik ticaretten geliyor, savaş sadece zarar veriyor. Savaşların azalmasındaki en derin neden ise kurumsallaşmış şiddete yönelik artan isteksizlik. Bin yıl boyunca yaygın olan yamyamlık, insanları kurban etme, dinsizleri yakma, kölelik gibi vahşi gelenekler yok oldu. Savaş da köle pazarlarının yolundan ilerleyebilir mi? Her zaman diğerini büyük sayılar halinde öldürme kapasitesine sahip olacağız, ancak çaba göstererek savaşı giderek istenmeyen hale getiren normları ve kurumları koruyabiliriz.

Milliyet



Bu haber 583 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,159 µs