DHKP/C ahlak timi kurdu!

16 Haziran 2007 17:04 tsi
Polisin yaptığı operasyonlarla başı dertte olan DHKPC, toplumun erezyona uğrayan değerlerine sarıldı. Örgüt, mahallelerde fuhuş yapılan evlere, uyuşturucu satan kişilere, internetteki porno sitelere girilip girilmediğine kadar birçok konuyu inceleme altın

Tekrar dirilmeye çalışan örgüt bir dönem karşısında olduğu birtakım değerlere tekrar sarılarak sempatizan kazanmak adına toplum tarafından kabul görmeyen suçların önlenmesi için eyleme başladı. Örgütün merkez komitesi tarafından alınan bu kararlar uygulanmaya başlayınca başka bir kanunsuzluk ortaya çıktı. Örgüt, kumar oynatan yerlere baskınlar yaparak kumarı engellemeye çalıştı. Daha ötesi bu suçların sorumlusunun devlet olduğunu iddia eden örgüt, suçlu olduklarına inandıkları kişileri de,"Biz burada polisiz, savcıyız, kanunuz" devletin görevini üstlenerek cezalandırma yöntemine başvurmaya başladı.

Bu tesbitler şimdi hakim karşısına çıkacak 89 DHKP/C sanığının suçlandığı başlıklar.
Örgüt, toplumun ahlak bekçiliğine soyununca emniyette çalışmalarını daha rahat sürdürdü. Yapılan operasyonla yakalanan 89 sanıkla ilgini davanın iddianamesine, bu yapılanlar bir bir yansıdı. Örgütün yeniden doğmak için giriştiği yasa dışı yol davanın ana konusu oldu.

Yurt dışından alınan talimatla "Fuhuşa, kumara, uyuşturucuya ve yozlaşmaya hayır" sloganı adı altında başlatılan kampanya çerçevesinde DHKP/C örgütünün yeniden doğma girişimleri 89 sanıklı iddianameyle son buldu.

Fuhuş yapmanın ve yaptırmanın, kumar oynamanın ve oynatmanın , uyuşturucu  alıp satmanın ve kullanmanın toplum tarafından da önemli suçlar arasında kabul edilerek bunlar konu başlıkları altında toplandı. "Yozlaşmanın önünde biz varız" başlığı ile devletin bu suçlarla mücadele edecek otoritesinin bulunmadığı" ifade eden örgüt suçların sorumlusunun devlet olduğunu, bu suçlarla devrimcilerin mücadele etmesi gerektiği belirtiyor. "Halkımızın, gençlerimizin fuhuş, uyuşturucu, kumar ve envai tür pislikler içinde boğulmasına izin vermeyeceğiz" diyerek birçok noktada bu çalışmalarına hız verdi. Emniyet başlangıçta basit asayiş olayları görünümündeki bu olayları titizlikle takibe alarak uzun bir süre izlediği örgüte karşı yaptığı operasyon ile 89 zanlıyı yakaladı. Yakalanan zanlılardan bir kısmı  Beşiktaş'taki Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ağır Ceza savcılığı hazırladığı iddianame ile örgütün bu faaliyetlerini gözler önüne serdi.

İNTERNET KAFELER, SERSERİLER, MAFYACILAR

Bitme noktasına gelen örgütün tekrar dirilerek sempatizan kazanma ve toplum tarafından kabullenme kampanyası çerçevesinde "Kumar oynatan, fuhuş yaptıran yerler, uyuşturucu satan ve kullanan kişiler, mafyacılar, Faşist odaklar, serseriler, internetçiler" tek tek belirlenerek buralara karşı eylemler yapıldı.
Örgütle bağlantılı olduğu iddia edilen derneklere yapılan operasyonlarda ele geçirilen dokümanlarda bu kampanyaya ilişkin notlar, suç işledikleri öne sürülen kişilerin ve iş yerlerinin isimleri de yer alıyordu. İnternet Cafelerin isimlerinin yer aldığı ajandalarda "Açılış kapanış saatleri, buralarda porno ve siyasi sitelere girilip girilmediği, 12 yaşından küçük çocukların alınıp alınmadığı, bayanların buralara gelip gelmediği" yönünde bilgilere yer veriliyordu. Kampanya kapsamında kararlar alan örgüt, kahvehane ve internet işletmecileri ile görüşerek davranış ve kendilerince belirledikleri iş kurallarına uymalarını istedi. Her bölge sorumlusu haftalık toplantılarla durum değerlendirmesi yaptı.

KAHVEHANELERE KUMAR BASKINLARI YAPILDI

Okmeydanı Temel Haklar Derneği'ne yapılan operasyon sonucu ele geçirildiği iddia edilen not defterinde "Hasan Güven Kumar oynatıyor. Ali: Çanak Okeyi kaldırdık . 51 oynatıyoruz.  Şevket abi: Eskiden oynatıyordum. Şimdi bıraktım. Arnavutun kahvesi… Niyazi Abi: Oynamıyor. Mızo… Pehlivanlar Kumar oynatmıyorum. Oynatmayacağım" şeklinde kahvehanelerin kumar oynatıp oynatmadığına dair bilgilerin yer aldığı ifade edildi. Örgütün yaptığı baskılarla etkin olduğu bölgelerdeki kahvehanelerde kumar oynamanın önüne geçtiği de kaydedildi.

KAMPANYA HALK ARASINDA RAĞBET GÖRDÜ

Kampanya halk arasında rağbet görmesi nedeniyle de eylemlere hız verilirken, mahallelerde suç işleyen kişilerin işyerleri basılıp kapatıldı. Suçlu olduklarına inandıkları kişiler önce uyarıldı daha sonra suç işlemeye devam edince örgüt tarafından cezalar verildi. Mahallerindeki suçları engellendiğini gören sakinler, bu kampanyayı beğeni ile karşıladı. Halkın kampanyayı desteklemesi üzerine de örgüt üyeleri aldıkları talimat doğrultusunda örgüt adına para toplamaya başladı. 1980 öncesi benzeri kurtarılmış bölge ilan etme girişimlerinde bulunulan bölgelerde kampanyalar daha ağırlıklıydı.

DUVARA BU EVDE FUHUŞ YAPILIYOR YAZILDI

Çeşitli yerlerde duvarlara "Fuhuş yaptırmak, kumar oynamak, uyuşturucu satmak suçtur" gibi yazıların yazarak 70-80 Cephe'li grup, Gazi Mahallesi Baraj bölgesinde denetimler yaptı. "Cephe" imzasıyla Beyoğlu'nda iki restoranda, Esenlerde bir oto kiralama şirketinde maddi hasar meydana getirilmesi, Ümraniye'de bir eve baskın düzenlenerek "Bu evde fuhuş yapılıyor, izin vermeyelim-Cephe" seklinde sprey boya ile yazı yazarak suçlu olduklarına inandıkları kişileri teşir etti. Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği, Ekmek ve Adalet dergisi, HÖC, TAYAD'ın da aralarında bulunduğu birçok kurumun bu kampanyaya doğrudan katıldıkları belirtildi.

UYUŞTURUCU SATANLARI AFFETMEDİLER

Küçükçekmece ilçesi İkitelli semtinde, evinin yakınında bulunan bir kahvehane önünde toplanan kendilerini cepheli olarak tanıtan grup tarafından, uyuşturucu sattığı iddiasıyla oğlu Ali Aydoğdu'nun dövüldüğünü söyleyen anne Meliha Aydoğdu  yaşanılanları şöyle anlattı;
"10-15 kişilik bir grup, demir sopalarla oğlumun üzerine doğru yürüdü ve üzerinde zıplamaya başladı.Grup, olaya müdahale etmek isteyen kişilere ' Bu insanları aranızda barındırmayın. Bunlar kötü insanlar. Çoluk çocuğunuzu kandırıyor. Bizler cephe olarak şuan kendisini cezalandırıyoruz' diye bağırarak oradan uzaklaştılar. Daha sonra oğluma 'Bundan sonra dikkatli ol, yoksa başına çok kötü şeyler gelir' diyerek tehdit ettiler"

UYUŞTURUCUYU BIRAKIP, ÖRGÜTE KATILDILAR

Gizli tanık ifadelerinde adı geçen tutuklu sanıklardan bazılarının, uyuşturucuyu bıraktıktan sonra  örgüte geçtikleri iddia edildi. Kampanya çerçevesinde uyuşturucu bağımlılığından kurtulduktan sonra sanıklar Gültekin Türkyılmaz ile Nurettin Şimşek 'in bu kampanya çerçevesinde görevlendirildikleri belirtiliyor. Uyuştururucuyu bıraktıktan sonra örgüte katılıp yasadışı eylem yapmaya başlayan gençler, bu kez de örgütsel faaliyet yaptıkları ortaya çıktığı için tutuklanarak cezaevine girdiler. Hatta bu kişilerin, kahvehane de kumar oynattığı iddiasıyla Cihan Bayram ve Selçuk Demir'i döverek cezalandırdıkları da iddianeme yer alıyor.

KAMPANYADAN MAĞDUR OLANLAR ŞİKAYET  ETTİ

DHKP/C örgütünün "Fuhuşa, kumara, uyuşturucuya ve yozlaşmaya hayır" kampanyası sonucunda uyuşturucu sattıkları, kumar oynattıkları, fuhuş ve hırsızlık yaptıkları iddiasıyla hakarete uğrayarak tehdit edildiklerini ve darba uğradıklarını söyleyen müştekilerin şikayetleri, gizli tanık ifadeleri sonucunda operasyonlar yapıldı. Mahallelerde suçlu bulduklarını yargılan, hatta şiddet uyguladıkları iddia edilen 89 kişi, 13 Kasım'da hakim karşısına çıkacak. Fuhuş, hırsızlık, uyuşturucu işine karıştıklarını iddia ettikleri mahalle sakinleri, kendilerini yargılayanların yargılanmasını istedi.

Yapılan operasyon sonucunda gözaltına alınan 89 kişi hakkında Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs", "Örgüt yöneticisi ve üyesi olmak", "Birden fazla kişi ile örgüt adına tehdit etmek", "Silahla örgüt adına gasp yapmak ve teşebbüs etmek", "Kişi hürriyetinden zorla yoksin kılmak", "İş ve çalışma hürriyetini zorla ihlal etmek", "zorla ve geceleyin konut dokunu nulmazlığını ihlal etmek" gibi çeşitli suçlardan haklarında dava açıldı.

ÖRGÜT TARAFINDAN CEZALADIRILANLAR ANLATIYOR

İddianamede yar alan müştekiler ise,  sanıklar tarafından çeşitli suçlamalara maruz kaldıklarını belirterek yaşadıklarını anlattı. Müştekiler ifadelerinde, elleri sopalı, yüzleri maskeli, silahlı  ve kendilerine cepheli  diyen bir grup tarafından tehdit edilerek,  darba uğradıklarını öne sürdüler. İddianamede örgüt üyesi oldukları iddia edilen sanıkların mahallelerde yaşanan hemen hemen her soruna el attıkları ifade ediliyor.

Müşteki Cemalettin Şahin ise polisle işbirliği yaptığı ve uyuşturucu sattığı iddiasıyla DHKP/C örgüt üyeleri olduğu iddia edilen sanıklar tarafından tehdit edildiğini söyleyerek yaşadıklarını anlattı. Hakkında yapılan suçlamaları kabul etmediğini belirten Şahin, daha sonra bu kişiler tarafından hücre diye tabir edilen bir yara kapatıldığını ve burada yüzleştirme yapıldıktan sonra kendisine' Uyuşturucu satıyormuşsun, bundan sonra satmayacaksın içmeyeceksin' dediklerini ifade etti.

ÖRGÜT EYLEMLERİNİ DERGİDE YAYINLADI

25 Ağustos 2006 tarihinde İkitelli'de bulunan berber salonu önünde Cihan Berber ve yeğeni Selçuk Demir, kendilerini cepheli olarak tanıtan 10 -15 kişilik bir grup tarafından dövülerek cezalandırılmalarını söyledi. Örgütün yayın organı olduğu iddia edilen Yürüyüş Dergisi'nde İşlettikleri berber salonu hakkında kötü bir haber yayınlandığını ve bu haberi neden yaptıklarını sormak için gittikleri Temel Haklar Derneği'nde Erkan Sönmez'in kendilerine "siz orada hırsızlık yapıyorsunuz. Hırsız barındırıyorsunuz. Sen bu dayağı hak ettin. Herkes cezasını alacak." diyerek dayak olayını kabul ettiler" dedi.

'BURANIN POLİSİ, SAVCISI, KANUNU KİTABI BİZLERİZ'

28 Kasım 2005 tarihinde saat 22. 30 sıralarında 50-60 kişilik bir grup tarafından Gaziosmanpaşa Zübeyde Hanım mahallesinde ikamet eden Ayşe Öveç de evinde fuhuş yaptığı iddiasıyla darp edildiğini ve eşyalarına zarar verildiğini iddia etti.

Müşteki Fadime Kılınç evinde oturduğu sırada kapısının çalındığını ve "Bana kapıyı aç dediler. Eşimin kapıyı açmaması üzerine, 'Bu evde zina ve uyuşturucu işi oluyormuş. En kısa zamanda bu evi boşaltacaksınız. Yoksa tekrar geleceğiz. Bu ev mezarınız olur. Biz devrimciyiz' dediklerini belirtti. Şikayetçi Kılınç şöyle devam etti:
"Kapıyı açmayınca uzaklaştılar. Akşam saatlerinde tekrar geldiler. Ben kapıyı açmayınca pencerenin demir parmaklıklarını sökerek 10 kişi olarak evime girdiler.Eşime sopalarla vurdular. Eşime, biz seni daha önce bu evi boşalt diye uyarmadık mı? Sen kim oluyorsun da bizi dinlemiyorsun. Biz devrimciyiz. Buranın polisi, savcısı, kanunu, kitabı bizleriz' dediler ve dışarı çıkarıp orada da dövmeye devam ettiler"

Dövülen Erol Kılınç şüphelilerden şikayetçi olmazken, eşi Fadime Kılınç şikayetçi oldu.

AİLECE DÖVÜLDÜK

Küçükarmutlu semtinde market işletmecisi olan Mahsuni Vural, kendisinden örgüt adına para istendiği belirterek "Ailece işlettiğimiz markete bazı şahıslar gelerek 1000 YTL'yi örgüt adına haraç için istediler. Ben kendilerine 1000 YTL değil, 1 YTL bile vermeyeceğimi söyledim. Devleti karşısına alanlarla işim olmaz diye cevap verdim. Parayı vermek istemediğimi anladıklarında ise 10 kişi bir ağızdan 'Senle sonra görüşeceğiz, biz sana gösteririz' diye tehdit ettiler" dedi. Vural, ailesi ile birlikte bu kişiler tarafından sopalarla dövüldüklerini iddia etti. Elvan Vural'da kendisine çivili sopa ile vurulduğunu söyledi.
 
Gazeteport

Bu haber 3,447 defa okundu.