En Sıcak Konular

Globalizmin yükselişi: Felaket mi? Nimet mi?

16 Haziran 2007 10:29 tsi
Globalizmin yükselişi: Felaket mi? Nimet mi? Genel olarak bakıldığında küreselleşme kötü bir imaja sahiptir. Küreselleşme, dünya genelinde bastırılmış emtia fiyatları, Asya’daki seks ticareti, çocuk işçiler, fast-food emperyalizmi, Amerikan kültürü hegemonyası ve küresel ısınma gibi her türlü

Dünyada durdurulamayan bir trend haline gelen küreselleşme için en düşük noktaya 10 Eylül 2003 günü Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) Meksika’nın Cancun şehrindeki toplantısı sırasında Koreli bir çiftçi olan Lee Kyung-hae’nin kalbine bıçağı sokarak “DTÖ’ye ölüm” diye bağırması ile belki de ulaşılmış olundu.

Yale Küreselleşme Çalışmaları Merkezi’nde yayınlar direktörü olarak görev yapan Nayan Chanda  “Bound Together (Birlikte Yaşıyoruz)” adlı kitabında küreselleşme için alternatif bir tanım ortaya sundu. Chanda’ya göre, küreselleşme kapitalizm gibi bir ifadeden ziyade medeniyetin ilk yıllarına kadar giden insan isteklerinin bir ifadesidir. Chanda, küreselleşmeyi birkaç batılı finans bakanı, bozulmuş sanayici ve IMF tarafından hayali kurulan bir plan olarak ifade etmiyor. Chanda’ya göre küreselleşme nefes alıp verme gibi doğal bir olaydır. Aslında küreselleşme, insanları birbirleriyle iletişim kurmaya, ticaret yoluyla karları arttırmaya, dini inanışları yaymaya, yeni toprakları sömürmeye ve ordular vasıtası ile dominant bir güç olmaya sevk eden bir tutkudur. Bütün bu ilişkiler, İ.Ö 6000’lerden beri bir araya getirilmeye çalışılan parçaları oluşturur iken, biz şimdi buna küreselleşme adını veriyoruz.

Geçmişte tüccar, hatip, maceraperest ve savaşçı olarak küreselleşmenin ajanları olan insanlar şimdilerde değişik kıyafetler giyiyorlar ve yeni teknolojik olanaklara sahip oluyorlar; ancak aktörler veya kostümler değişse bile yaşananlar aynıdır. 16. yüzyılda İspanyol misyonerlerin yaptıklarını günümüzde dini bilgileri yaymaya çalışan “Amnesty International” gibi kuruluşlar veya üçüncü dünya ülkelerine inançlarını taşımaya çalışan hayır işleri ile uğraşan idealistler yapıyor.

Chanda’nın örnekle pekiştirip altını çizdiği gibi, oynanan oyun aslında aynıdır. Bin yıllar önce İtalyanlar Yunan şaraplarının imitasyonlarını üretip Hindistan’a ihracat yapıyordu. Tıpkı Çin’de üretilen Rolex marka saatlerin imitasyonlarında olduğu gibi bugün yaşananlar aslında resmin pek de değişmediğin bir kanıtıdır.

Yazar Chanda olayları analiz etmekten ziyade onları tanımlamaya çalışıyor. Chanda’nın kitabı yaşanan olaylara karşı bir reaksiyon. Chanda’nın bu çalışması, ilkel tarım toplumlarından 21. yüzyıl telekominikasyon dünyasına, silikon çiplerine, uluslararası ticaret anlaşmalarına ve insanlar tarafından yanlış anlaşılan küreselleşme kavramına duyulan hoşnutsuzluğa kadar uzanan bilgileri tazeleyici ve kuvvetlendirici bir ders niteliğinde. Kitap, insanların eski bir hikâyenin yeni bir kısmında yaşadığına vurgu yapıyor.

Chanda’nın heyecanlı bir fikir yapısı var ve olayları canlı bir yazım tekniği ile aktarıyor. Ancak, Chanda’nın tanımlayıcı yaklaşımının kusurları var. Yazarın tarihsel yolculuğu okuyucuları benzer yerlere götürüyor. Yolculuk boyunca çizilen çerçeve yeteri kadar hoş gibi dursa da,   yolcular bu araç nereye gidiyor diye de merak ediyorlar.

Salgın hastalıklara ilişkin çağlar üzerinden yapılan uzun bir tartışma hastalığın sınır tanımadığını gösteriyor. Sıfır kavramının bir rakam olarak icadı ise uluslararası ticaret ve keşiflere icadın yaptığı büyük yardımı gösteriyor. Chanda zaten malum olan durumları ifade etmekten çekinmiyor. Chanda’nin kitabı hiç kimsenin kuşkuya düşmediği bir tezi tekrarlıyor: Dünya küçük bir yer ve her geçen gün daha da küçülüyor.

İştah açıcı detaylı bilgilerle canlandırılan bu tez ve yazarın keskin gözlerinin tespit ettiği beklenmedik tarihsel paralellikler “Bound Together (Birlikte Yaşıyoruz” kitabına değer kazandırıyor. Chanda, modern küreselleşmenin özelliklerini ortaya koyuyor ve bu özellikleri bitmek tükenmek bilmeyen tarihsel emsaller zincirlerine bağlayarak küreselleşme karşıtlarının globalizmi satanik ölçülerde bir fenomen olarak tanımlama çabalarının gizem perdesini kaldırıyor. 

Chanda, “Küreselleşme dünya çapında oynanan etik bir oyun değildir. Küreselleşme, milyonlarca bireyin kar, bilgi ve iç barışın temini perspektifinde daha iyi bir yaşam ve güvenlik için mücadele ettikleri, hiç sonlanmayacak bir destandır. Bu destan içinde birey kendini, kendi değerlerini ve kendi topluluğunu da korumanın yollarını arıyor.”

Bu yolda kazananlar olduğu gibi kaybedenler de olacaktır. Chanda, küreselleşmenin tarafında biraz iyimserlik, biraz da kadercilik ile dikkatli bir şekilde küreselleşmenin maliyetlerini ve getirdiklerini ölçmeye çalışıyor.

Tarımsal ürünlerdeki korumacı politikaların kalkmasıyla birlikte durumu kötüleşen zengin çiftçi Lee Kyung-hae’nin kötü durumu Tayland ve Vietnam’daki pirinç yetiştiren fakir çiftçilerin ele geçirdikleri yeni fırsatlar tarafından dengeleniyor. 2005 yılında Mekong Deltası’nı gezdiği sırada Chanda yeni evler, uydu antenler ve hızlı gelişen bir piyasa gördü: “Çiftçiler artık çocuklarını okula gönderebiliyorlar ve birkaç sene önce hayal bile edemedikleri bir ortamda yaşıyorlar.”

Her ne olursa olsun küreselleşme varlığını sürdürüyor. Chanda’nın ekonomik zirve toplantılarını protesto edenlere karşı da bir çift sözü var. Onlar önemli bir şeyi gözden kaçırıyorlar.

Chanda “Küreselleşmeyi durdurun nidaları anlamsızdır” diyor: “çünkü küreselleşmeyi yöneten kimse yok.”     

(The New York Times, 30 Mayıs 2007, William Grimes)
Ekopolitik.org



Bu haber 962 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,323 µs