En Sıcak Konular

“Dehşet senaryosu”nda gözden kaçan dört ayrıntı!

16 Haziran 2007 09:30 tsi
“Dehşet senaryosu”nda gözden kaçan dört ayrıntı! Dün basına sızan bir haber dudak uçuklatacak cinsten… Haber ABD’de bir düşünce kuruluşunda Türk ve Amerikalı askeri yetkililerin arasında konuşulan o dehşet senaryosu. Haber ile ilgili önemli dört ayrıntı adeta gözden kaçırılıyor. iyibilgi mer

Dün sabah İngiltere’nin önde gelen basın kuruluşu BBC’nin Türkçe servisini açanlar dudak uçuklatacak bir haberle karşılaştı. İddialar yenilir yutulur cinsten değil. Haberde ABD'de çarşamba günü, Türkiye'den askeri yetkililerin de katılımıyla muhafazakâr Hudson Enstitüsü'nde yapılan bir toplantıda, Anayasa Mahkemesi'nin emekliye ayrılan başkanı Tülay Tuğcu'ya suikast, PKK'nın Beyoğlu'nda 50 kişiyi öldürmesi, ardından da Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesini içeren bir senaryonun konuşulduğu iddia ediliyor. Toplantı Çarşamba günü, Türkiye'den ve Washington'dan Türk askeri yetkililerin katılımıyla yapılıyor. Habere göre toplantıya Türkiye'den, Genelkurmay Başkanlığı bünyesindeki Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi'nin Başkanı ve bazı yetkilileri katılıyor. Ayrıca Türkiye'nin Washington'daki Savunma Ataşesi Tuğgeneral Bertan Logarlaroğlu'nun da katıldığı öğreniliyor.

Buraya kadar her şey normal. Çünkü düşünce kuruluşlarının yapısını bilenler için toplantılarda en aykırı senaryoların konuşulması, tartışılması sürpriz değil. Üstelik Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi Başkanı’nın katılması “beyin fırtınası” olasılığını güçlendiriyor. Yani birçok senaryo ortaya koyarak bunların üzerinde tartışmak. Olası tehditleri öngörmeye çalışmak. Hatta benzer tartışma ve senaryoların Ankara’da, devletin güvenlik birimlerinde ele alındığını bile söylemek mümkün. Çünkü her devlet karşılaşabileceği tüm riskleri masaya yatırır ve olası sonuçlara göre planlamalar yapar. Tehdidi öngörmeden tehdit ile baş edebilmek mümkün değil.

Şaşırtan ayrıntılar-1: Yine mi Zeyno Baran

Tüm bunlar normalken toplantı ile ilgili şaşırtıcı detaylar “ne oluyor” sorusunun da sorulmasına neden olmuyor değil. Örneğin toplantının yapıldığı düşünce kuruluşu… Hudson Enstitüsü Cumhuriyetçilere yakın ve çok ilgi çekici nokta şu: “Türkiye’de yüzde elli darbe olacak” diyen ve bu sözlerinden ötürü tepki toplayan Zeyno Baran o kurumun önde gelenlerinden. Toplantıda o da var mıydı bilmiyoruz, ancak Baran’ın kim olduğunu bilmeyenler için iki küçük not: Zeyno Baran, Cüneyt Zapsu’nun Erdoğan için “o adamı süpürmeyin, kullanın” dediği yuvarlak masa toplantısında Karanlıklar Prensi Richard Perle’ün yanında oturuyordu. Daha ileriye gidelim: Geçtiğimiz günlerde Amerika’da bir kadın gazeteci ile tartışmaya giren ve “Türkiye’de kitleler askerin yönetime gelmesini destekliyor” diyen Zeyno Baran, Vatan gazetesinin Mutlu ailesinin kızı.

Şaşırtan ayrıntılar-2: O haber neden Milliyet’te yayınlanmadı?

Şimdi söyleyeceklerimizi kimler önceden gördü bilemiyoruz, ancak şu ana kadar haberi kimin yaptığına bakana, en azından bunu gündeme getirene rastlamadık. Hemen söyleyelim: Haberi Yasemin Çongar yaptı! Burada bir sorun olmadığı kesin, ancak Yasemin Çongar Milliyet Gazetesi’nin Washington temsilcisi ve gazetede köşesi var. Böylesi önemli bir haberi Çongar neden Milliyet gazetesinde yayınlamadı? Tersten soralım: Milliyet bu haberin ilk olarak kendisinde yayınlanmasına karşı mı çıktı? Şöyle bir açıklama getirilebilir: “Haber Milliyet’in dünkü sayısı çıktıktan sonra elimize geçti.” Peki, böylesi önemli bir haber başka bir basın kuruluşuna bırakılabilir mi? Haber bugün Milliyet gazetesinde yayınlandı. Ancak referans artık Milliyet değil, BBC’dir. Neden? Bir nokta daha: Zeyno Baran ile “darbe” tartışmasına giren gazeteci kadın Yasemin Çongar’ın ta kendisi… Buraya dikkat: Çongar, yayınlanan muhtıra sonrası Amerikan hükümetinin sessizliğine sert tepki göstermiş ve Washington yönetimini Türkiye’deki demokrasiye sahip çıkmaya çağırmıştı.

Şaşırtan ayrıntılar-3: Talabani’nin oğlunun Türkiye ile ne ilgisi var?

Toplantının “olağan bir beyin fırtınası” özelliğine gölge düşüren bir diğer ayrıntı ise Türk ve Amerikalı askeri yetkililerin yanı sıra toplantıda Talabani’nin oğlunun da hazır bulunması. Toplantı sadece askeri yetkililer arasında yapılsaydı belki üzerinde durulmaya bile gerek olmayabilirdi. Ancak toplantının sadece askeri yetkililer arasında yapılmadığı haberde belirtiliyor. O halde neden Türk diplomatlar toplantıya çağrılmadı? Bu birinci nokta. Hadi ikinciye de gelelim: Eğer haber doğruysa Talabani’ye konulan Ankara yasağının, başka başkentlerde delinebildiği anlaşılıyor!

Şaşırtan ayrıntılar-4: O adam aklını kaybetmiş olmalı!

Yasemin Çongar’ın haberi ve haberin şu kısmı eğer doğruysa toplantıdaki “beyin fırtınasının” reel konular üzerinden de gittiği anlaşılıyor. Çongar’ın haberinden aynen alıntılayalım: Türk askeri yetkililerinin hazır bulunduğu ortamda, bu senaryo tartışılırken bir de, Amerika'nın PKK'nın Kuzey Irak'taki liderlerini yakalayıp teslim etmesi konusu ele alınıyor. Bu çerçevede de, PKK liderlerinin bu aşamada Türkiye'ye teslim edilmesinin, siyasi sakınca doğurabileceğini ifade eden bir Türk uzman ve yetkilinin bulunduğunu iddia ediyor bazı katılımcılar. Bu duyumlara göre, PKK liderlerinin yakalanıp bu aşamada teslim edilmesinin siyasi açıdan sakıncalı olacağı, AKP'ye yarayacağı ve Amerika'nın Türkiye'deki bazı siyasi partileri kayırdığı izlenimi yaratacağı ifade ediliyor.

Eğer bu iddia doğruysa Egemen Bağış’ın kullandığı “ihanet” sözcüğü bu sözü söylediği iddia edilen kişi için kullanılabilir mi? Her gün Türkiye’nin dört bir yanından şehit cenazeleri kalkarken PKK’lı liderlerin teslimine “AKP oy kazanacak” kaygısı ile karşı çıkmak ne vicdana, ne insafa, ne ahlaka, ne Türklüğe ne de Müslümanlığa sığar. Bu iddianın yalan olduğunun açıklanması için dua edilmez mi? Kendimize güvenimizi kaybettirecek bu iddianın yalan olduğunun açıklanmasını umuyoruz ve şu soruların sorulmasını gerekli görüyoruz:

1. Bu toplantının resmiyeti var mı? Toplantıya katılan askerler emir-komuta zinciri içinde, toplantının mahiyetini üstlerine bildirerek mi toplantıya gittiler? Yoksa bu toplantıya katılım üstlerden habersiz olarak mı gerçekleştirildi?
2. Son aylarda ABD’ye PKK’yı kolladığı için haklı olarak kızıyoruz. Türk askeri yetkililerle Kuzey Irak senaryosu konuşan Amerikalı askerler Türkiye’yi Kuzey Irak’ta mı görmek istiyor?
3. Amerikan dışişleri bakanlığının Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesine karşı çıktığı biliniyor. Amerikalı askeri yetkililerle dışişleri mensupları bu konuda farklı mı düşünüyor?
4. Talabani’nin oğlunun da toplantıda hazır bulunması ne anlama geliyor? Irak tarafının “beyin fırtınasına” fikirlerini sunması mı? Beyin fırtınasında tartışılan senaryoların Irak tarafınca da bilinmesi için mi? (Eğer böyleyse neden Talabani’yi senaryolardan söz edilsin, daha önce PKK’ya Barzani ve Talabani’nin bilgi aktardığı Osman Pamukoğlu tarafından belirtilmişti) Yoksa senaryoya göre Türkiye Kuzey Irak’a girdiğinde Kürtlerin hamiliğine mi soyunacak (Amerika’nın Kuzey Irak’tan tamamen çekildiğini anımsatalım)
5. Bu toplantı haberini kim sızdırdı?

Bu soruların cevap bulması gerekiyor. Daha önemlisi kamuoyu toplantının gerçekliği ya da içeride konuşulduğu ileri sürülen şeylerin gerçek olup olmadığı toplantıya katıldığı iddia edilen kişilerden önce yetkili makamlardan acil bir açıklama bekliyor. Her ne kadar bunun bir düşünce kuruluşunda gerçekleşmesi “olası senaryoların önceden düşünülmesi ve güvenlik için risklere karşı önlem alınması” ihtimalini güçlendiriyorsa da haberimizdeki şaşırtıcı ayrıntılar “neler oluyor” sorusunu sorduruyor. Şu anda bilgiler çık kısıtlı olduğu için bu konu ile ilgili bir şeyler söylemek çok güç. Ancak gerekli açıklamanın yapılması ve kamu vicdanının şüphelerden arındırılması önemli bir ihtiyaç. Özellikle “AKP’nin oyu artar” gerekçesiyle “PKK liderlerinin teslim edilmesine karşı çıkılması” iddiası acil açıklama bekliyor.

www.iyibilgi.com



Bu haber 2,498 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,440 µs