Hayati Yazıcı'dan ''şike yasası'' açıklaması

7 Aralık 2011 19:43 tsi
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, şike cezalarını indiren yasayla ilgili olarak teknik bir değerlendirme yaptığını belirterek, ''Yasa çıksın, çıkmasın, aynen gitsin, gitmesin'' şeklinde bir yaklaşımı olmadığını söyledi.

TBMM Kulisinde gazetecilerle sohbet eden Yazıcı, şike cezalarını indiren yasadan rahatsız olup olmadığı sorularına, ''Benim 'rahatsızım veya rahatsız değilim' diye bir tarzım yok. Yasa yapma yetkisi Meclisindir. Şike yasasını Sayın Cumhurbaşkanı iade etmiş. Bunun üzerine değerlendirmeler oldu. Televizyonlardaki değerlendirmeleri ben de kısmen izledim. Ama gördüğüm kadarıyla kanunun 18. maddesi tartışılıyor; 'şu kadar yönetici, menajer, spor alanına giremeyecek, müsabakaları izleyemeyecek, yöneticilik görevi yapamayacak, hatta hatta bu kişiler müsabakaların yapıldığı gün karakollara başvurup kayıt yaptıracak' gibi bana göre absürt değerlendirmeler yapıldı'' dedi.

Yasayla ilgili tartışmaların bugüne kadar hiç tartışma konusu olmayan, değişiklik çerçevesinde de gündeme gelmeyen madde üzerinde yapıldığını belirten Yazıcı, şöyle konuştu:

''Sanki yasayı geri göndermeyle 18. madde hayat bulmuş. Ben baktım, bir daha, bir daha okudum. Öyle bir şey yok. Bu insanlar bunu nereden çıkarıyor. Anlatılan tarzda bir uygulama yok. Bu alana ilişkin şikayet varsa, uygulamasını göreceğiz. Kaldı ki mahkeme daha iddianameyi henüz kabul etmedi. Kabul ederse, mahkeme öncelikle duruşma gününü belirler, tutuklu sanıkların durumunu gözden geçirir. Birileriyle ilgili gerçekten seyirden yasaklanmayı gerektiren bir önlem uygulanması gerekiyorsa, onu da karara bağlar. Böyle bir önlem uygulanıyorsa, kovuşturma aşamasında bu doğru değilse onu da karara bağlayabilir. Ben bunların değerlendirmesini yaptım. Bunun ötesinde Meclisin tasarrufudur. Cumhurbaşkanı'nın geri göndermesiyle alakalı kesin bir tartışma oluşturmanın doğru olmadığının altını çizdim. Konu sakin biçimde değerlendirilir, bu alanda ihtiyaç varsa oturulur konuşulur. Elbette bir devletin suç ve ceza adaleti kriteri var, onlar dikkate alınır. Yapılması gereken neyse o yapılır. Benim söylediğim şey bu. Ben daha çok teknik değerlendirme yaptım. 'Yasa çıksın, çıkmasın, aynen gitsin, gitmesin' diye bir yaklaşımım yok. Son sözü söyleyecek olan Meclistir. Meclis aynen gönderirse veya değişiklik öngörüyorsa ona da saygı duyulur. Cumhurbaşkanı da Anayasada belirtilen görev ve yetkileri çerçevesinde değerlendirmesini yapar. Biz Suriye ile ilgili bir çok sorun yaşarken, Bakanlığımı ilgilendiren bir alan varken onları bir kenara bırakıp, bu konulara eğilmiş oluyoruz. Böyle bir süreç yaşıyoruz.''

-''O kadar afili sözcükler kullanmaktan uzak durdum''-

Yazıcı, ''suç ve ceza dengesi açısından baktığınızda...'' denilmesi üzerine, ''Bu ceza fazladır, azdır deniyor. Neyin cezası fazladır, neyin ki azdır, tanımlayın desem konuşanların çoğu tanımlayamaz. Hukukun uğraşması gereken bir alan. Bu konuda bilgi sahibi olmadan 'ceza çoktur veya ceza azdır' şeklinde bir tartışma sürdürmek çok sağlıklı değil. Oturulup konuşulur bir karar verilir. Genel Kuruldan geçen her metin mutlak doğrudur dememiz de mümkün değil. O anda aklıselim neyse, bunun metne yansımasıdır'' dedi.

Bir gazetecinin, ''Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçesine hak verdiğiniz şeklinde yorumlandı'' demesi üzerine Yazıcı, ''Buna çok fazla tepki vermenin anlamlı olduğu kanısında değilim. Cumhurbaşkanı öyle değerlendirmiş. Suç-ceza dengesi, eşitlik ilkesi, görülen bir davayla kamuoyunun ilgi kurması açısından bir değerlendirme yapmış. Bunlara saygı duymak lazım. Bunu söylüyorum. Cumhurbaşkanı'nı eleştirmenin çok sağlıklı olmadığı kanısındayım. 'Olsun, olmasın' tarzında bir yaklaşım içinde değilim. Sükunetle, serinkanlı olarak, kırmadan, dökmeden, bunu zıtlığa dönüştürmeden bu alandaki düzenlemeleri gerçekleştirmek gerekir'' karşılığını verdi.

Yazıcı, bir gazetecinin, ''Partide bu konuda fikir ayrılığı varmış gibi yansıdı, Şamil Tayyar 'bu kanun çıkarsa 2. Habur olur' dedi'' sözleri üzerine, ''Ben o kadar afili sözcükler kullanmaktan hep uzak dururum. Bilemem, o kendi görüşü... Ben Ahmet'in, Mehmet'in muhalefetin görüşüne bakarak değerlendirme yapmıyorum. Hukukçu olarak bu değerlendirmeyi yaptım. Bu da çok nesnel bir değerlendirmedir'' diye konuştu

TBMM Genel Kurulda yasayla ilgili oyunun ne olduğu, daha önce hangi oyu kullandığı sorularına Yazıcı, ''İlkinde yoktum. Ben hiçbir zaman kişisel irademi ipotek altına almam. Sorunuza verilecek cevap taahhüt altına girmektir. Öyle bir ipoteği uygun bulmam'' karşılığını verdi.

Yazıcı, ''Parti kararına mı uyarsınız?'' sorusuna, ''Yapmam ya da yaparım demiyorum ki...'' dedi.

-''Başbakan ile görüştüm''-

Yazıcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlık durumuyla ilgili sorulara, ''Başbakan ile bugün telefonda görüştüm'' derken, ''Ne zaman çalışmaya başlayacağını sordunuz mu?'' ifadesine, ''Vallahi sormadım. 'Sizin sağlığınız her şeyden önemli' dedim'' karşılığını verdi.

Bir gazetecinin ''Siz mi aradınız, sesi nasıl geliyordu?'' sorusuna, ''Kendisi aradı. Sesi gayet iyiydi. Başbakan, yarın katılacağım Türk İş Kongresi ile ilgili aradı'' yanıtını veren Yazıcı, ''Gazetede çıkan haberler geçmedi mi?'' sorusuna ise ''Hayır'' karşılığını verdi.

aa

Bu haber 603 defa okundu.