En Sıcak Konular

Dikkat çeken tartışma!

6 Aralık 2011 15:29 tsi
Dikkat çeken tartışma! Türk basınının gözünü açan tartışmaya her geçen gün yeni bir katkı geliyor.

Bugün gazetesi yazarı Ali Atıf Bir:

Prof. Dr. Canan Karatay Efendigil ve Kardiyoloji Derneği arasındaki "kolesterol ilacı" tartışmasının daha sağlıklı yürümesi için taraflara iki önerim var. Prof. Efendigil basın toplantısında ilkinden biraz söz etmeye çalıştı ama altının daha açık çizilmesi gerektiğine inanıyorum.

İlk öneri

Tıp alanı "deneylerdeki örnek sayılarının azlığı, insan denilen canlının genetik kodlara ve çevreye göre farklılık göstermesi, etik nedenlerle insanı örnek olarak kullanmanın zorlukları, buna karşılık bir hastalığı meydana getiren değişkenlerin çok sayıda olması ve de interaktif etkileri olabilmesi nedeniyle (örneğin kolesterolünüz yüksekse et yerseniz bir şey olmaz ama etle birlikte tatlı yerseniz damar yağlanır gibi) sosyal bilimlere yakın bilimdir."

Bu nedenle çoğu zaman bilimsel araştırmalar yapan araştırmacıların varsayımlarına göre farklı sonuçlar gösterebilir. Bu farklı sonuçlara göre de o bilim dalı alt cemaatlere ayrılabilir. Bu doğal bir süreçtir. Bu süreç sonunda bazen ayrı yollar, ayrı nedenler, ayrı tedavi şekilleri, ayrı ilaçlar çıkar. Bazen ise tek yere varılır, tüm bilim dalı aynı sonucu kabul eder. Bu tartışmayı halk önünde yapmadan önce bu "bilimsel bilgi arama sürecini" kamuoyuna iyi anlatmak gerekir.

İkinci öneri

İkinci önerim Kardiyoloji Derneği'nin bu tartışmadan çekilmesi. Çünkü bu tür dernekler hayatta kalabilmek, üyelerine iyi hizmet verebilmek için her yıl yaptıkları kongrelerde ilaç firmalarından büyük sponsorluk ücretleri alıyorlar. Ayrıca işin doğası gereği ilaç firmaları dernekleri çeşitli projelerde "güven" unsuru yaratmak üzere kullanıyor. Bu nedenle bir tarafı tutmaları etik açıdan tartışma konusu olabilir. Doğrusu çıkıp işin uzmanlarının bireysel açıklama yapmaları. Böyle yapılırsa tartışma daha sağlıklı yürür.

Üçüncü öneri

Üçüncü önerim ise basının önüne bu konuda çıkan akademisyenlerin ilaç firmalarıyla olan danışmanlık ilişkilerinin açıklanması. İlaç firmalarının akademik hayata katkı yapmaları kadar doğru bir şey yok. Bu katkılar olmasa birçok hastalığa çare bulmak mümkün olmazdı. Ama ortada iknanın söz konusu olduğu birtakım "gri" alanlar varsa ilaç firmalarının sözcü olarak akademisyenleri kullanmaları kafa karıştırıcı oluyor. Doğrusu "ilişkilerin" açık bir şekilde ortaya konması ve ikna savaşının açık kimliklerle yapılması.
Bu konu önemli. Bir ara yeniden döneceğim. Ama lütfen taraflar bu kurallara uysun. Bu önemli konu tüm açıklığı ile tartışılsın. Tartışılsın ki gerçek ortaya çıksın...

Güneş gazetesinden Yavuz Eryılmaz:

Türk Kardiyoloji Derneği'nin açıklamasında; kolesterol enfarktüs geçiren hastaların yüzde 50'sinde sorumlu olduğu belirtilmektedir. Peki, ya öteki yansında ne oldu? Yanıt, sanınm yok.
Tarafsız olamayan ve firma destekli çalışmalara baktığımızda, statinlerin LDL'yi düşürmesi ile kalp damar hastalıklarından korunmada göreceli olarak en fazla yüzde 33 dolaylannda yarar sağladığını görüyoruz. Peki, diğer yüzde 65'e ne olacak? Ona da yanıt yok.. Bunun ötesinde de, Amerikan FDA kuruluşu 9 Kasım 2011'de fenofibrate isimli ilacın kalp damar hastalıklarından hiçbir koruyucu rolü olmadığına dair acil bir alarm belgesi yayınladı. Sanınm, zaman sürecinde bu uyan ayni gruptan başka ilaçları da kapsayacak. Zaten, şimdiye dek iki statin hakkında gerekli uyarıları yapmıştı. Bakalım zaman gelere gebe olacak?
Biz bir hekim olarak statin denilen ilaçlan öyle çala kalem yazacağımıza mutlaka gerekmedikçe, fayda-zarar oranı hesaplanmadan kolesterol düşürücülerin yazılması ve kullanılmasının doğru olmadığı kanaatindeyim.

Posta gazetesinde Yazgülü Aldoğan:

Ne Ergenekon, ne Fenerbahçe!.. Şu sıralar hepimizi düşündüren polemik, kolestrol değilse nedir? Karataycı mısınız. Bingürcü mü? Kalpçiler, dahiliyecilere karşı. Sağlık Bakanı Akdağ şimdi çıkıp dese: "Ben dışarıdan doktor getirteceğim derken haksız mıyım, bir kolesterolde anlaşamadılar!" Kilo vermeme yardımcı olan Dr. İsmail Ağar da
kolesterolü önemsemeyenlerden. Diyete başlarken yapmayı unuttuğum kan analizlerimi bir ay sonra götürdüğümde kolesterolümün yüksek olduğunu görüp serzenişte bulunmuştum: Bana çok protein yedirdiniz, kolesterolüm çıkmış, ne olacak şimdi?*' Dr. İsmail Ağar önce güldü, sonra "Bir ayda daha fazla et balık yediniz diye çıkmaz kolesterol, üstelik çıkmışsa ne olmuş, benim de kolesterolüm normal saydıklarının üzerinde, hiçbir zararı yok!" dedi. Dört ayın sonunda aç kalmadan, ağır ağır,
kilo vermenin ötesinde, beden olarak küçülüyorum. Enerjimden hiçbir şey azalmadı. Her gün değilse bile haftada en az beş gün. kilometrelerce yürüyorum. Her gün değilse bile hartada en az beş gün. kilometrelerce yürüyorum. Her gün yumurta, et yiyorum! Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay'ın söylediklerini, Taş Devri diyetini de çok akılcı buluyorum. Tabii o kadar abartmamak koşuluyla. Karatay ne diyor? "Kolesterol düşürücü ilaçlan boşuna veriyorlar." Bence sadece kolesterol değil, sağlığımızı ilgilendiren pek çok hastalık konusunda ilaç şirketlerinin ağır baskısı altındayız! Prof. Dr. Cankat Tulunay da kolesterol ilaçlannın sağlam insanlan bile hasta edebildiğini söylüyor.

Radikal gazetesinden Cüneyt Özdemir:

Diyet savaşlarının perde arkası
Karatay diyetinin anlatıldığı kitap geçen aylarda ilk çıktığında çok satan kitapların zirvesine oturdu. Pek çok kişi kitabı aldı, okudu, yazılanları uyguladı. Yazın bitimiyle beraber kitap listelerde aşağı sıralara inmeye ve Karatay diyeti unutulmaya başladı. Birkaç gündüz kuşağı kadın programı dışında kimsenin aklına gelmiyordu. Derken bir gün Canan Karatay'ı CnnTürk'te yeni başlattığımız Soru Yorum programına davet ettik. Kadın kuşaklarına defalarca çıksa da Canan Karatay'ın anlattıklarını sorgulayan sorular sorduk. Anlatılanların doğru olup olmadığını sorguladık. Ardından kitap yeniden çok satanlar listesinin tepesine çıktı ve daha da önemlisi çok faydalı bir tartışma başladı. Kolesterol, kolesterol ilaçları, ilaç sektöründe dönen dolaplar ve daha bir sürü şey. Aynı sığ siyasi konuları benzer 15-20 isimle konuş babam konuş durduğumuz televizyonun prime time kuşağında bir süredir herkesin hayatını birebir etkileyen bu faydalı tartışmanın başlaması bize bir iki şeyi gösterdi, îlki doğru soruları cesurca sorabildiğimiz zaman sıradanmış gibi gözüken kimi olayların hayatımızda ne kadar önemli yer tuttuklarını. îkincisi bize dayatılan hemen hiçbir şeyi sorgulamadan kabul ettiğimizi. Bu noktadan sonra hangi diyeti yaptığınızın çok da önemi yok. Zira artık mesele gündüz kadın programlarında diyet tanıtımı olarak değil, ezberbozan bir sağlık ve ilaç tartışması olarak seyrediyor. Bu tartışmaların sonucunda hepimizin daha sağlıklı ve kazançlı çıkacağı kesin.



Bu haber 1,857 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,896 µs