En Sıcak Konular

Abdullah Öcalan Türkiye'ye neden teslim edildi?

5 Aralık 2011 16:32 tsi
Abdullah Öcalan Türkiye'ye neden teslim edildi? Alican Türk, kitabında Güneydoğu, PKK ve terörle mücadele konusuna, deyim yerindeyse 'içerden' bir bakış sunuyor.

1993-1996 yılları arasında Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda, 1996-2005 yılları arasındaysa Genelkurmay Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nda 'sosyolog albay' olarak görev yapan Alican Türk'ün "Faili Meçhul Cinayetler ve Gerçekler" adlı kitabı Sarkaç Yayınları'ndan çıktı. Kitap, Türk'ün yıllar içinde PKK ve Kürt meselesi konusunda edindiği bilgi, eğitim, deneyim ve birikimlerden oluşuyor. Özellikle PKK terör eylemleri ile birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da baş gösteren ve kim tarafından işlendiği belli olmayan cinayetlerin altında yatan sosyal, siyasal, psikolojik, sosyal psikolojik nedenler inceleniyor.

GERÇEĞİ HERKES BİLMELİ

Yazar, kendisini bu kitabı yazmaya iten temel faktörü şöyle açıklıyor: "1984-2000 yılları arasında yaşı küçük olup olayları değerlendiremeyen genç kuşaklar ile genç kamu görevlileri başta olmak üzere bütün toplumun PKK'yı çok iyi tanıması ve Güneydoğu'da yaşananları çok iyi bilmesi gerektiğine olan inancımdır. (....) Herkes Gneydoğu sorununun temelinde sosyal, kültürel, siyasi, ekonomik, eğitimsel vbv. pek çok neden sayabilir, gösterebilir. Ama hukuk ve adalet konusu hep atlanır. Oysa ben Güneydoğu meselesinin de, orada faili meçhul cinayetler de dahil - yaşanan tüm olumsuzlukların temelinde de hukukun, yargının, adalet sisteminin işlememesi olgusunun yattığı inancındayım.(...) Ne yazık ki Güneydoğu'da her işlenen suç işleyenin yanına kâr kaldı. Daha doğrusu örgüt tarafından işlenen suçlardan doğru dürüst hiçbiri gereken cezai yaptırıma uğratılamadı. Hak da, hukuk da, yasalar da, adalet de PKK terör örgütüne boyun eğdi." 

KİTAPTAN SEÇİLMİŞ PASAJLAR

DÖRT TEMEL NEDEN

Dönemin sosyal, psiko-sosyal, siyasal, hukuksal ve askerî (güvenliğe ilişkin) özellikleri dikkate alındığında, 1984 yılından itibaren faili meçhul cinayetlerin dört temel müsebbibi vardır:
a.    Faili meçhullerin çok büyük bir kısmı PKK terör örgütü elemanları tarafından işlenmiştir. 
b.     Cinayetlerin bir kısmı, bölgede görevli güvenlik görevlisi yani asker, polis ve koruculardan "bazıları" tarafından işlenmiştir (Bu süreç özellikle 1988'lerden itibaren başlar.).
c.    Bir kısmı, bölgede birbirine karşı husumet içinde bulunan ya da bölgede egemenlik kurmaya çalışan örgütlerce işlenmiştir (PKK - Hizbullah çekişmesi gibi).
ç.    Bir kısım faili meçhul cinayet haberleri ise propaganda amacıyla üretilmiş olup, asılsızdır.
(sf.42)

Cinayetlerden kimler kazançlı çıktı?

1992 yılında da biri batıda diğeri güneydoğuda olmak üzere iki büyük faili meçhul cinayet işlenir. İlkinde, eski Dz. K. K. Emekli Oramiral Kemal Kayacan 29 Temmuz'da İstanbul'da bir suikast sonucu yaşamını yitirirken, ikincisinde ise Kürt çevrelerin "Ape Musa" adını verdikleri yazar Musa Anter 20 Eylül'de kaçırılıp öldürülür. Anter cinayeti de Vedat Aydın gibi PKK adına çok önemli "müspet sonuçlar" (!) doğurur. Her iki olayda da cinayetlerin PKK'ya zarar vereceğini düşünenler yanılırlar, tam tersine örgüt bu cinayetlerden kazançlı çıkar.

(sf.57)

ETA ve IRA'yla kıyaslanmamalı

1984 yılında Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla başlayan PKK eylemlerinin ülkemiz üzerinde yarattığı tahribata baktığımızda: Eylemler sonucu bugüne kadar toplam yaklaşık 42 bin insanımız canından olmuştur. 42 bin insan!.. Dile belki kolay, ama azıcık düşünüldüğünde korkunç bir rakam bu... Savaşlarda bile ölen insanların sayısı bu kadar değil... Milli Mücadelemizdeki bütün kayıplarımızın sayısı 10-12 bin civarındadır. Hele hele bugün İspanya'da Bask bölgesinin bağımsızlığı için 50 yıldır mücadele eden ETA örgütünün eylemlerinde ölenlerin sayısının 850, İngiltere'de Kuzey İrlanda'nın bağımsızlığı için neredeyse 100 yıldır mücadele eden IRA örgütünün eylemlerinde ölenlerin sayısının 1700 civarında olduğu düşünülürse, PKK'nın nasıl acımasız ve kanlı bir terör örgütü olduğu, Türkiye'nin de nasıl bir süreci yaşadığı belki daha iyi anlaşılır. ETA'nın 50, IRA'nınsa neredeyse 100 yılda neden olduğu can kayıplarını PKK bu ülkeye bir yıldan az bir sürede yaşatmıştır. Başka bir deyişle, İspanya'nın yaklaşık 50, İngiltere'nin 100 yılda maruz kaldığı terör olayları ve can kayıplarının toplamı Türkiye'de 1 yıldan az sürede yaşanmıştır.

(sf.71)

ÖCALAN'IN TESLİMİ NE ANLAMA GELİYOR?

Öcalan'ın teslimi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve onun koruyucusu Türk Silahlı Kuvvetlerinin silahla ve terör yoluyla alt edilemeyeceğinin anlaşılması üzerinedir. Bütün plânlarını Türkiye'nin terör - ve ardından iç savaş - yoluyla bölünüp parçalanacağı varsayımı üzerine kuranlar, devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ısrarla dayandığını ve daha çok uzun yıllar dayanabileceğini görünce, bu güçlü müttefikleriyle bozuşmaktansa dost görünmeye karar verdiler ve bu çerçevede Öcalan'ı teslim ettiler.

(sf.75-76)

Pamuk ipliğine bağlı hayatlar

Operasyon ya da benzeri görevlere giderken intikaller de ayrı bir derttir. Çoğu kez araçlarla belli bir yere gidilip, oradan itibaren yüksek bölgelere yaya intikal başlar. Sırtınızda 30-35 kg. yükle dağ bayır, dere tepe saatlerce, kilometrelerce yürürsünüz.  Bir taraftan sırtınızdaki yük, bir taraftan sıcak, bir taraftan arazinin çetinliği bunaltır sizi... Çoğu kez ince bir patikadan tek sıra ilerlersiniz. Zira attığınız her adıma, bastığınız her yere dikkat etmeniz gerekir. Mayınlar nedeniyle sizin ve yanınızdakilerin yaşamı pamuk ipliğine bağlıdır.

(sf.145)

PKK-Hizbullah çatışmasında ilk eylem

Çok geçmeden PKK, diğer örgütlere yaptığı gibi Hizbullah'ı da terörle sindirmeyi hedefler. 1991 yılından itibaren Hizbullah üyelerine karşı saldırmaya başlar. 17 Mayıs 1991'de Şırnak'ın İdil ilçesinde Hizbullah'ın önde gelen isimlerinden olduğu ileri sürülen bakkal Şerif KARAASLAN'ın evinin PKK'lılar tarafından basılması, kendisini evde bulamayınca anne ve babasının öldürülmesi olayı genellikle Hizbullah - PKK çatışmasına ilişkin kaynaklarda ilk eylem olarak gösterilir.

(sf.173)

Töre cinayetleri de faili meçhule dahil edildi

"Tabii biz bu bahiste sadece örgütler arası çatışmaların kurbanlarından söz ettik. Bir de normalde adi suç kapsamında olup, mevcut kargaşa ortamından istifade ile sanki siyasal bir cinayetmiş gibi bir örgütün ya da devletin üzerine atılmaya çalışılan suçlar da var. Örneğin aşiretler arası çekişmeler, kan davaları, arazi anlaşmazlıkları, kız kaçırmalar, namus ve ahlâk meseleleri vb. gerekçelerle işlenen bir kısım cinayetler faili meçhul kapsamına sokulmaya çalışılmıştır. Bunun son örneğini 04 Mayıs 2009 tarihinde Mardin / Mazıdağ / Bilge Köyü katliamında gördük. Kız meselesi yüzünden bir düğünü basan hasım taraf 6'sı çocuk, 16'sı kadın olmak üzere toplam 44 kişiyi öldürmüş, suçu da PKK'nın üstüne atmaya çalışmıştı. Bölgedeki faili meçhulleri incelerken bu durumun da yabana atılmaması gerekir."
(sf.177)

APO'yla çatışanların ömrü kısa olur

Ersever, "APO, biraz fazla yaşayan her kadrosuna kuşku ile bakar. Bunların yüzde doksanını mutlaka imha eder.  diyor ve ekliyor: "APO'nun en gözde yöneticilerinin ömürleri hep kısadır. Bu insanlar genelde işleri bittiği an APO tarafından "hainlikle" suçlanıp öldürülürler. Ya da bir silâhlı çatışmada denk getirilip yok edilirler. Bu durumda ise "şehit" yaygaraları kopartılıp cesedinden istifade edilir.

(sf. 186)

Devlet ne yapmalı?

"Aslında devletin esas suçu neydi biliyor musunuz değerli okurlar? Devletin esas suçu olaylar karşısında topluma, kamuoyuna zamanında, doğru ve doyurucu bilgi vermemesindedir; toplumla sağlıklı ve etkili bir iletişim kanalı oluştur(a)mamasındadır. İletişimi ve toplumu bilgilendirmeyi küçümsemesindedir. İletişimi ve bilgilendirmenin önemini kavrayamayan bürokratlara sahip olmasındadır. Hantal, aşırı merkeziyetçi, inisiyatif kullanmayı engelleyen bürokratik sisteminde ve yasal süreçlerindedir. Gereken yasal düzenlemeleri yapmayıp, adalet sistemini sağlıklı kuramaması ve işletememesindedir."
(sf.215)

İntihar eylemi inanç eylemi mi?

Herkes intihar eden bir teröristin davasına ne kadar bağlı ve inançlı olduğunu düşünür ve bu bağlılığın onu fedakârca bir ölüme sürüklediğini sanır. Belki Orta Doğu ve Afganistan, Hindistan, Pakistan gibi Asya ülkelerinde görülen dinsel kökenli örgütler için intihar eylemlerinin bir inanç eylemi olduğu doğrudur. O eylemci cennete gideceğine olan inançla bombayı bedeninde patlatır. Oysa PKK'da bireyleri intihar eylemine götüren ana motif davaya bağlılık ve inanç değil, tersine davaya olan inancın, güvenin, bağlılığın, umudun yitirilmesi ve bu durumun yol açtığı psikolojik bunalımdır; onun derdi artık cennete ulaşmak değil, yaşadığı cehennemden kurtulmaktır.
(sf.197)

İnfaz edilenler dağlara terk edildi

1984 yılından bu güne kadar geçen süre zarfında iç infaz sonucu öldürülen diğer elemanlara ait cesetler ise Kuzey Irak'tan İran'a, Hakkari'den Tunceli'ye ve Nurhaklara kadar uzanan sahada çeşitli dağlarda, vadilerde, herhangi bir kaya altına veya çukura atılmıştır. Bunlardan bir kısmının cesetlerinin bazen aylarca sonra asker ve polis tarafından bulunduğu basına yansıyan haberlerden öğrenilmiştir. Cesetleri bulunan örgüt mensupları genellikle topluca öldürülenlerdir. PKK tarafından topluca öldürülen bu kişiler içerisinde yaralı veya hastalar da vardır. (sf.194)


 



Bu haber 1,345 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,217 µs