'Asıl şimdi BBG evi gibi izleyebileceğiz'

5 Aralık 2011 14:00 tsi
"Savunma Sanayii'nde bilgi ve teknolojinin daha yoğun olarak kullanılacağı yeni bir yapılanmaya gidiliyor."

Silvan ve Çukurca saldırıları bir dönüm noktası oldu.

Askeri uydular, İnsansız Hava Araçları, Güdümlü Füzeler, sensörler başta olmak üzere elektronik silah sistemleri devreye giriyor.

Savunma Sanayii'nde bilgi ve teknolojinin daha yoğun olarak kullanılacağı yeni bir yapılanmaya gidiliyor.

Bu amaçla Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nda, "Uzay ve İnsansız Sistemler Daire Başkanlığı" adı altında bir birim oluşturuldu.

Sistem Projeleri ve Lojistik Müsteşar Yardımcılığı'na bağlı olarak çalışıyor.

Daire Başkanlığı iki ana birimden oluşuyor.

-Uzay ve Uydu Sistemleri Projeleri Grup Müdürlüğü

-İnsansız Hava Aracı Sistem Projeleri Grup Müdürlüğü.

Tabii sistemin kurulması kadar işlevsel olarak kullanılıp kullanılmadığı da önemli.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Sümerbank Fabrikaları kurulunca, Alman devleti, Sümerbank'ın kuruluşunda çalışan Alman mühendislerden, "Türkler bu fabrikaları kuruyor. Ne yapacaklar, yeniden eski güçlerine kavuşacaklar mı?" diye rapor istemiş.

Onlar da, "Merak etmeyin. Türkler bu fabrikaları kurduruyor ama tapu dairesi gibi yönetiyorlar" yanıtını vermişler.

Uydu ve İnsansız Hava Araçlarıyla ilgili birimler, Türkiye'nin savunma sanayiinde ulaştığı birikime yakışan bir şekilde yönetiliyor.

Uydu sistemleri ne üzücü ki bizim sistemimize 2011 yılında giriyor. Gelişmiş ülkeler askeri uyduları 1957'den beri kullanıyorlar. Ruslar, 1982 yılındaki İngiltere ile Arjantin arasındaki Falkland savaşını askeri uyduları aracılığıyla canlı yayında izlemişlerdi.

Bizim halen yürüyen iki uydu projemiz var. Göktürk-1 uydusu İtalyan-Fransız-Türkiye ortaklığı olarak inşa ediliyor.

Göktürk-2 ise ilk yerli uydumuz olacak. Ukrayna'dan destek alınmasına rağmen TAI ve TÜBİTAK işbirliği ile yapılıyor.

Yerli uydumuz 2014 yılında havada olacak.

Biz böylece PKK'lıların Kandil'deki eğitimlerini, toplantı ve cenaze törenlerini izleyebileceğiz.

Asıl şimdi BBG evi gibi izleyebileceğiz.

Ama aynı zamanda Van-Erciş'te deprem olduysa, zayiat nedir, kaç bina yıkıldı, hangi köylerde ya da yerleşim merkezinde hasar var tespit edeceğiz.

Ayrıca bu uydudan başka ülkelere görüntü de satabileceğiz. Örneğin Kuzey Kutbu'na kuracağımız bir yer istasyonu aracılığıyla diğer ülkelerin görüntü taleplerini yerine getirebileceğiz.

Ama her şeyden önemlisi uydu yapabilen bir ülke olarak, üçüncü ülkelerdeki uydu ihalelerine girebileceğiz.

İnsansız Hava Araçları konusunda ise özel sektör ve TAI ayakları olmak üzere iki cepheden önemli gelişmeler yaşanıyor.

TUSAŞ'ta tasarımı ve üretimi tamamen Türk mühendislerinin ürünü olan İnsansız Hava Aracı, "Anka" son iki test uçuşunu da başarıyla tamamladı. Anka'nın bir özelliği de kötü hava şartlarında da görev yapabilecek olması. Hani çatışma sırasında kötü hava şartları vardı, bu yüzden Heronlardan yararlanılamadı gibi şeyler duymayacağız.

Önce 10 bin, sonra 20 bin feet test edildi. Mühendislerimiz müthiş bir heyecan yaşadı, Anka 20 bin feette yükseklikte 250 kilometre gidip geldi ve 10 saat havada kalmayı başardı.

Hedef, 30 bin feet yükseklik ve 24 saat havada kalış müddeti.

Ayrıca bir de özel sektörün Taktik-İHA çalışmaları var. Vestel ile Kale- Baykar ortaklıkları test uçuşlarını başarıyla geçtiler.

Şimdi seri üretim zamanı.

Bunlar sadece PKK ile mücadelede kullanılmayacak. Aynı zamanda Türkiye'nin uydu ve İnsansız Hava Araçları sektörüne sahip olmasını sağlayacak.

Tabii bu işler karargahta oturup irticayla mücadele planı hazırlamakla olmuyor.

Abdülkadir Selvi / Yeni Şafak (İlgili kısım)

Bu haber 1,703 defa okundu.