En Sıcak Konular

Amerika'nın yeni Türkiye aşkı?

3 Aralık 2011 08:01 tsi
Amerika'nın yeni Türkiye aşkı? "Dünya yeni bir eksenleşmeye giderken..."

Bir sene önce Washington'a gittiğimde, Türk-Amerikan ilişkileri için 'felaket' deniyordu.

...

Peki ne oldu da bu kadar kısa sürede her şey 180 derece değişti? Beyaz Saray'da hâlâ aynı Obama var. Türkiye'de de aynı AK Parti iktidarda. Nasıl oluyor da bir sene önce Washington'da koro halinde Türkiye'yi kimin kaybettiğinden, eksen kaymasından söz edilirken, şimdi ilişkilerin altın çağı konuşuluyor? Hava bu kadar hızlı değişiyorsa, seneye her şeyin tersyüz olmayacağının garantisi ne? Diyelim, Kongre 'soykırımı' olduğunu kabul ederse, tekrar karanlık çağa mı döneceğiz? İlişkiler nasıl böyle değişti ve bu ani gel-gitleri önlemenin bir yolu yok mu?

...

Kanaatimce, ilişkilerin bir sene önce çok kötü olmasının iki bilinen nedeni vardı: Biri, Türkiye'nin Güvenlik Konseyi'nde İran'a yaptırım kararına hayır demesiydi. Diğeri, Mavi Marmara krizinin yol açtığı etkiydi. Türkiye'nin siyasi istikrarı, Batı'daki çöküntüye rağmen ekonomide gösterdiği başarı, Erdoğan ile Obama arasındaki kimya uyuşması gibi faktörlerin geçen sene de mevcut olduğunu hatırlarsak bir önceki yıldan bugüne ilişkileri değiştiren iki gelişme kalıyordu: Birincisi, Türkiye'nin NATO radar sistemini kabul etmesi. İkincisi, Arap Baharı'nın Türkiye'yi Amerika gözünde çok değerli bir oyuncu konumuna yükseltmesi ve bu konuda iki başkentin büyük oranda paralel bir siyaset izlemesi.

Washington'daki aktörlerle konuşmadan bu iki konunun Türkiye'ye bakışı nasıl değiştirdiğini anlatmak zor. Üstelik, ABD ile iyi ilişkilerin en önemli şartı kabul edilen Türkiye-İsrail ilişkilerindeki kırılmaya rağmen yaşanan bir altın çağ bu. İnanılmaz biçimde herkes Türkiye'yi övüyor. Batı'dan hep eleştiri duymaya alışmış bizim gibiler için çok yeni ve şaşırtıcı bir durum bu. Her düzeyde çok yoğun temas söz konusu. Abdullah Gül ve Erdoğan; Obama'nın en çok görüştüğü/konuştuğu liderler listesinin başında. İki ülke arasındaki iletişimin ne kadar arttığını tecrübeli bir Türk diplomatın şu sözleri çok iyi özetliyor: "Eskiden iki ülke dışişleri bakanlıkları müsteşar düzeyinde yılda bir kez görüşürdü ve tüm bakanlık bu görüşme için uzun uzun hazırlanırdı. Şimdi bazen günde birkaç kez görüşüldüğü oluyor."

Bu sıralar biraz sendeliyor olsa da hâlâ süper güç konumundaki ABD ile yakınlığın avantajları olduğu gibi, "Kim kimi yönlendiriyor? Türkiye yakınlığın karşılığını alıyor mu? Sonuçta kim kazanacak? Karşı cephenin düşmanlığı ne olacak?" türü soruları da akla getiriyor. Bu çerçevede, dünyanın yeni bir eksenleşmeye doğru gittiğini ve Türkiye'nin 'her tarafla ilişki kurabilen ülke' sıfatıyla elde ettiği rahatlığı sürdürmekte zorlanacağını da not etmeli.

Abdülhamit Bilici / Zaman (İlgili kısım)

 



Bu haber 1,462 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,402 µs