En Sıcak Konular

Saldırının ardındaki örgüt

1 Aralık 2011 09:13 tsi
Saldırının ardındaki örgüt "Bütün işaretler, Osmanlı'yı, Suriye'yi, Libya'yı biraraya topluyor. Bir örgüt, bu üç özelliği içinde toplayan bir mesaj gönderiyor Ankara'ya."

Biliyorsunuz dün Topkapı Sarayı'na tümüyle anlamsız görülen bir saldırı düzenlendi. 

Görünürde bir talebi, bir mesajı olmayan bir adam, ava gider gibi silahlanıp saraya saldırdı, iki kişiyi araladı, kendisi de öldürüldü. 

Ama biraz yakından bakınca saldırı "mesajlarla", simgelerle doluydu.

Saldırılan ye rneresi?

Osmanlı İmparatorluğu'nun İstanbul'daki ilk sarayı, Osmanlı'nın günümüzdeki en önemli simgelerinden biri.

Peki ağır ağır bir sıcak savaşa doğru ilerlediğimiz Suriye'nin diktatörü Beşşar Esad geçenlerde ne demişti?

"Türkiye, Osmanlı olmak istiyor"

Peki saldırganı olay yerine getiren arabanın plakası ne?

Suriye plakası.

Saldıran kim?

Libyalı bir adam.

Peki, son çıkan haberler ne?

"Suriye'ye Türkiye'den 600 silahlı Libyalı gönderildi"

Saldırganın Suriye plakalı bir araçla Saray'a gelmesi, saldırıyı Suriye'yle bağlantılı kılan açık bir işaret.

O kadar "açık" ki insan bunun Suriye tarafından yapıldığından kuşkuya düşüyor.

Ama bütün işaretler, Osmanlı'yı, Suriye'yi, Libya'yı biraraya topluyor.

Bir örgüt, bu üç özelliği içinde toplayan bir mesaj gönderiyor Ankara'ya.

Mesajları gönderen Suriye istihbaratı mı yoksa "onların gönderildiğinin" düşünülmesini isteyen başka bir örgüt mü, artık onu istihbaratçılar bulacak.

Ahmet Altan / Taraf (İlgili kısım)


Bu olayda da dikkat çeken ve öne çıkan husus “Topkapı Sarayı” olarak gözüküyor. Yani Osmanlı’nın simgesinin tam kalbine saldırılıyor. 600 yıllık imparatorluğun sembolü hedef seçiliyor. Tam da Osmanlı’nın eski “Şam Vilayeti”ne dair kolların sıvandığı şu günlerde. “İlginç” değil mi? Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? Sizce verilmek istenen “mesaj” ne olabilir? Sabredin az sonra oraya da geleceğim…

MANÇURYA KOBAYLARI ORDUSU!

İkincisi; gene derin savaşların tarihinden biliyoruz ki, bu gibi olaylarda (Suikastçılar, teröristler, bombacılar, saldırganlar, vb) eylemciler nedense hep “meczup” çıkar ve kimse çıkıp onların “başka türlü” de olabileceğini sorgulamaz. Oysa bugün bu tür “meczuplar” bizzat istihbarat servisleri eliyle üretiliyorlar.  Yazıyı uzatmamak için tarihine ve nasıl yapıldığına girmeyeceğim.

Kısaca bunların “Kara bilim” (Kötücül amaçlı bilimsel faaliyet) kapsamında Kore Savaşı’ndan bu yana yapılan “çok özel” (MK-ULTRA) çalışmalar olduğunu vurgulamakla yetineceğim. Hedef insan zihninin, kişiliğinin ele geçirilmesi ve yönlendirilmesi olarak tarif ediliyor ve bunda da epey mesafe kat ettikleri biliniyor. İşte bu gibi yol ve yöntemlerle oluşturulan suikastçı, saldırgan, vb türüne literatürde kısaca “Mançurya Kobayı” deniliyor. (Bu konuda iki de film çevrilmiştir. İlki başrolünü Frank Sinatra’nın oynadığı 1962 yapımı “The Manchurian Candidate” (Mançuryalı Aday-, diğeri gene aynı isimli 2004 yapımı Denzel Washington’ın oynadığı filmdir.) Modern bilimin “derin işler”e katkılarıdır bunlar!

Bilim-kurgu’nun bile sınırlarını zorlayan bu gibi suikastçı ve saldırganlara “ideal denekler” deniliyor. Çünkü yakalansalar bile konuşamıyorlar. Niçin orada olduklarını, o eylemi niçin yaptıklarını, kendilerini oraya kimin gönderdiğini bile hatırlamıyorlar. Kennedy kardeşlerin katilleri olduğu söylenen Lee Harvey Oswald’ın ve Sirhan Beşara Sirhan’ın da bu türden “proje kişilikler” olduğu iddia ediliyor.

Bu olayda da şu an İstanbul’da (Geçen hafta bunlardan ikisi sarhoş olup, Beyoğlu’nda olay çıkarmışlar ve çok sıkı bir dayak yemişlerdi) Hatay’da cirit atan, eğitilen, silahlandırılan “muhalifler”den kimileri devşirilmiş ve bazı “beyinsel” ve psikolojik işlemlere tabi tutulmuş olabilirler. Daha bugün Türkiye’den Suriye’ye “600 milis” gönderileceği yazıyordu. Yani ki eldeki “kaynak” bol!..

İKİ İHTİMALLİ SENARYO…

Topkapı saldırganının kimliğine dair elimizde henüz fazla bilgi yok. Ama kim çıkarsa çıksın, (İsterse Türk çıksın) bu türden bir “proje deneği” olma ihtimali var görünüyor bana. Vali Mutlu olayı “kişisel bir olay” olarak tanımlasa da (Zaten onlara göre herkes kişisel!) saldırganın bu eylemi niçin yaptığı üstüne bir de öldürüldüğü için hepten “muğlak” kalacak. Açıkta kalan soru şudur; Saldırgan İstanbul’da saldırılacak onca yer varken niçin Topkapı Sarayı’nı seçmişti? Bu “tesadüf” müydü? Hele de aklıma daha “vahim” bir ihtimal geliyor. Acaba birileri bu kişiye “Git Topkapı’da bir saldırı şovu yap” demiş, bazı “garantiler” vermiş, sonra da vurulmasına göz yummuş/istemiş/planlamış olabilirler mi?

Atilla Akar / Medyaradar.com



Bu haber 1,486 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,016 µs