Türkiye savaşa kimler çekmek istiyor?

30 Kasım 2011 16:36 tsi
"Şii-Sünni çatışması çıkarma hedefinden dolayı, Batı-ABD İran’ı ona kredi kazandıracak, kahramanlaştıracak şekilde tehdit eder; ama asla vurmaz, gücünü kırmaz."

Türkiye son dönemlerde fazlasıyla toparlanmış ve güçlenmiştir, ekonomik-siyasi iddialar geliştirmeye başlamıştır. Batının öteden beri en büyük korkusu budur. Daha önceki yıllarda büyüdükçe budanan, darbelerle iç dengeleri yeniden Batı lehine kurulan Türkiye, son yıllarda lüzumundan fazla ve kontrol-istem dışı bir büyüme, gelişme içine girmiştir. Türkiye’yi darbelerle yeniden eski çizgiye çekme, küçültme dönemi de artık geride kalmıştır. Kaos çıkarma ve iç çatışmalar tutmamıştır. PKK denilen güçlü koz dahi Türkiye’nin ilerleyişine, yürüyüşüne mani olamamaktadır. Geriye, bir ülkeyi bitirmek için en önemli-etkili argümanlardan olan “savaş çıkarma”ve “Türkiye’yi savaşla çökertme” seçeneği kalmaktadır. Son dönemde Batının Türkiye’yi sürekli Suriye’ye karşı cesaretlendirmesinin ve savaşa itmesinin, spekülatif haberlerle savaş ortamı oluşturmaya çalışmasının altında bu saiki görüyorum. İran da Türkiye ile kapışmak için gayet istekli, bölgede bir mezhep savaşı çıkarılması için hazır ve iştahlı görünüyor. Belki de böyle bir mücadelede kazançlı çıkacağına dair kendisine tüyolar verilmiştir. İran’ın Türkiye’ye tehditler savurmasının bir tarafında Batının olduğunu; bunun Türkiye’yi savaşa sokma çabasının sonucu düşünüyorum.

...

BOP planının en önemli ayağı ve amacı, gelecekte Batıya tehdit oluşturabilecek potansiyele sahip, güçlerden İslam dünyasının iç çatışmalarla, mezhep savaşlarıyla istikrarsızlaştırılması ve gücünün kendi içinde tüketilmesi, ayağa kalkmasının engellenmesidir. Bunun için en etkili araç Şii-Sünni gerilimi ve çatışmasıdır. İran ihtilalinin de uzun vadeli böylesi bir hedef için, Batının planlamasıyla, en azından göz yummasıyla vücuda geldiğini düşünenlerdenim. Bu gün güya İran’a düşman gibi görünen Batı, her fırsatta İranı ve Şiiliği bölgede güçlendirmektedir (İranla ilgili eski yazılarımıza bakılabilir). Batının Ortadoğu’ya her müdahalesi sonrası güya düşman oldukları İran-Şia hep güçlenmiştir. Irak işgal edilmiş, yeni Irak İran’ın en önemli müttefiki haline gelmiştir. Bizzat işgalci güçlerin himayesinde Şii milisler Irak’ta 700 Sünni alimi, entellektüeli keskin nişancılarla, suikastlerle öldürmüşler ve Irak’ın tam bir Şii devleti haline gelmesi için Sünni liderleri temizletmişlerdir. Irak, ABD askerleri orada olduğu halde ikinci bir İran olmuştur. Afganistan’da, Pakistan’da ve Batının elini soktuğu diğer bütün İslam coğrafyalarında, söylemlerin aksine çarpıcı bir Şii yükselişi vardır.Batı Şii unsurları öne çıkararak İslam dünyasında bir gerilim, çatlak, mücadele zemini oluşturmaya çalışmakta ve çatışma için gerekli olan Şiilik kutbunu inşa etmektedir; veya var olan Şii unsurları geniş bir mezhepler savaşı çıkarmaya müsait olacak şekilde beslemektedir.

İşte bu büyük tablodan ve uzun vadeli Şii-Sünni çatışması çıkarma hedefinden dolayı, Batı-ABD İran’ı ona kredi kazandıracak, kahramanlaştıracak şekilde tehdit eder; ama asla vurmaz, gücünü kırmaz. İran karşısındaki güçler Sünni devletler ve Türkiye ise İran’ı kollar, perde arkasından destekler. Bölgede Şiiliğin zayıflamasına neden olacak herhangi işe tevessül etmez.

Yusuf Gezgin (İlgili kısım)

Bu haber 1,276 defa okundu.