Hedef ülke Türkiye

30 Kasım 2011 09:35 tsi
'Her oyunu bozabiliriz'

İran, kendisine yönelik siyasi ve ekonomik baskıların artırılmasının arkasında Irak’a yapıldığı türden bir askeri müdahale planı olduğunu ileri sürüyor; ilk atışın da İsrail’den geleceğini iddia ediyor. Bu varsayıma çok inanmış olmalılar ki, misillemeyi nereye yapacaklarını açıkladılar. İsrail İran’ı vurunca, İran da Malatya’daki NATO üssünü vuracakmış.

İran, Türkiye’deki NATO üslerinin ve ABD ittifakına dayalı stratejilerin aslında sadece İsrail’i korumaya yönelik olduğunu ima ederek İsrail-karşıtı olduğunu varsaydığı AK Parti seçmeniyle iktidarın arasını açacak bir propaganda girişiminde bulunuyor. Bu arada Birleşik Krallık ile diplomatik ilişkileri en alt seviyeye indirme kararı da alarak Cumhurbaşkanı Gül’ün İngiltere ziyareti sırasında pekişen dostluğu, Türkiye’nin emperyalistlerle işbirliği olarak göstermeye çalışıyor.

Öte yandan Suriye devlet başkanı da Türkiye’nin Osmanlı hayalleri kurduğunu iddia ediyor. Bu yolla, Türkiye’nin batı müttefiki gibi gözüktüğüne bakılmaması gerektiğini, batı ittifakını kullanarak kendine alan açtığını ima ediyor. Bu açıklamanın hedefi Türkiye değil, ‘batı ittifakı’ ve bu batının içinden hangisi hala Esad rejimini destekliyorsa o. Dolayısıyla Türkiye ile arası iyi olmayan bir NATO üyesine, Türkiye’ye güvenmemesi konusunda uyarıda bulunuyor.

Hedeften yararlananlar

Türkiye’nin bir yandan batılı emperyalistlerin ortağı öte yandan Osmanlı gibi yayılmacı, yani istilacı bir ülke gibi gösterilme çabası İran ve onun desteklediği Suriye yönetimi açısından ‘Türkiye güvensizliği’ yaratma çabası olarak görülebilir. Ancak bundan daha önemlisi, farkında olmadan Türkiye’nin yeni Ortadoğu’da ne denli büyük bir etkileme kapasitesi olduğunu açıklamış olmaları ve batılı güçlerin de kendi aralarında keskin bir rekabet sürdürdüklerini açık etmeleri.

İngiltere, İsrail, ABD ve Türkiye’yi ve hatta ABD etkisinde davrandığı iddia edilen Arap Birliği’ni hedefe koyan bu ülkelerin Fransa, Almanya ya da Rusya ile ilgili fazla sıkıntıları olmadığı anlaşılıyor. Hazır Euro krizi nedeniyle arası açılmış kesimler varken, hazır AB içindeki çatlak büyürken ve kriz her devleti kendi başına davranmaya zorlarken bu iki ülke durumdan vazife çıkarmaya çalışıyor denebilir.

Sorun, İran ve Suriye’nin arayışlarına yanıt veren ‘batılı’ müttefiklerin olup olmadığında. Türkiye’nin kendi başına oyun kurması kolay değil, ancak her oyunu bozabilir. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkmanın bedeli de muhtemelen bu konuda açığa çıkacak.

Beril Dedeoğlu / Star (İlgili kısım)

Bu haber 2,165 defa okundu.