En Sıcak Konular

Kılıçdaroğlu'nun yüzündeki maske inandırıcı değil

28 Kasım 2011 09:20 tsi
Kılıçdaroğlu'nun yüzündeki maske inandırıcı değil "Gerek CHP'nin gerekse Kılıçdaroğlu'nun meseleye bakışı ve tavrı, tek kelime ile utanç vericidir, akıl alacak gibi değildir."

Yeni Şafak gazetesinden Murat Aksoy, Alevi Enstitüsü eski Başkanı, eski bir siyasetçi olan psikolog Prof. Dr. Cengiz Güleç ile Dersim'i ve CHP'yi konuştu.

Başbakan Dersim için özür diledi. Bu özrün anlamı nedir?

Başbakan tarihte eşi görülmemiş bir adım atmıştır. Başbakan'ın özrü aslında pandoranın kutusunun açılmasıdır. Süreç burada durmaz artık. Çünkü bu özür, Dersim ile sınırlı kalmaz. Türkiye artık geçmişiyle hatalarıyla, sevaplarıyla daha açık yüreklilikle bakmak durumunda. Tabii bu, muhalefetin de elinde. Başbakan gerçekten çok önemli bir adım atmıştır. Bu adımı, "Başbakan samimi değil", "Özür yetmez" gibi karşı hamlelerle geçiştirmek, küçümsemek de haksızlık olur.

Dersim nedir size göre?

Dersim bir katliam hatta bir tür soykırımdır. Sorumluları da o dönemin yöneticileridir. Atatürk de dahildir buna. Hatta Atatürk operasyonu yakından izlemiş ve yönetmiştir. O dönemin tek partisi olan CHP o döneminin ve Dersim'in sorumluluğundan kurtulamaz.

CHP DERSİM'DEN KURTULAMAZ

Başbakan da böyle dedi...

Başbakan haklı.

Dersim'de neden bu kadar kanlı bir katliam oldu?

Bunu açıklamak için sadece Dersim'e bakmak yetmez. Daha öncesine bakmak gerek. Birkaç yıl sonra Cumhuriyet'i kuracak olan kadro henüz 'Erken Cumhuriyet' döneminde karşılaştığı farklı görüşlerle, farklı gruplarla sorun yaşıyor ve bunları şiddet kullunarak bastırma yolunu seçiyor. İlk sorunu 1920'de Yozgat civarında ortaya çıkan Çapanoğlu ayaklanması ile yaşıyor. Bu isyan çok konuşulmuyor ama çok önemli. Çünkü Cumhuriyet'i kuran ekip bu isyanı Çerkez Ethem'in milis kuvvetleri aracılığıyla bastırmıştır. İkincisi hemen 1921'de yaşanan Koçgiri ayaklanmasıdır. Bu ayaklanmada da baskın unsur Kürtlük'tür. Bu isyan da şiddetle bastırmıştır. Üçüncü büyük olay ise 1925'teki Şeyh Said ayaklanmasıdır. Bu üç isyanda 4-5 yıl içinde olan olaylardır. Ve Kemalist kadro bu üç isyanı da çok sert ve şiddet kullanarak bastırmıştır.

FARKLILIKLARI KATLİAMLA YOK SAYDILAR

Neden?

Kurucu kadro Cumhuriyet öncesinde Türkiye'yi homojenleştirmeyi kafalarına koymuş ve bu isyanları da bunun için fırsat olarak görüyor. Bunun için şiddeti de mübah görüyor.

Hedef ne?

Farklılıkları olmayan homojen bir ulus yaratmak. Cumhuriyet'in kuruluşu ile bu hızlanıyor ve uluslaşmanın yolu da toplumu homojenleştirmeden yani Türkleştirmekten geçi-yor. 1924'ten itibaren bu süreç hızlanıyor ve ülke içindeki bütün farklılıklar homojenleştirilmeye başlıyor Cumhuriyet'in ilk 15-20 yılında geride kanlı bir tarih bırakarak bunu kısmen başardılar ama 1960'laran sonra yaşanan bütün gelişmelere baktığımızda bu hedefin başarılamadığını görüyoruz. Kürt sorunu bunun bir örneğidir, Dersim'de yaşananları bugün konuşmamız bunun bir örneğidir.

CUMHURİYET ALEVİLİĞİ KEŞFEDİYOR

Dersim denince bir yanı Kürt bir yanı Alevi olan bir kimlikten bahsediyoruz. Özel olarak baktığımızda Alevilerin hem CHP ile hem de Atatürk'e bakışı bu kadar acıya rağmen neden mesafeli değil?

Cumhuriyet'in ilk yıllarında Alevilerin yeni rejime destek verdiklerini biliyoruz. Çünkü Cumhuriyet rejimi onlara göre Osmanlı'ya göre bir ilerleme, ikincisi de rejimin laik unsuru Alevilerin yaşam biçimine uygun. Ancak rejim 1924'ten itibaren Alevileri yok sayıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı Sunni İslam anlayışına göre yapılandırıyor, Alevilerin iba-dethanelerini, tekkelerini kapatıyor. Diğer taraftan Türk Tarih Tezi, Güneş Dil Teorisi ile bir kaynağı Orta Asya'da olan Türk kimliği üretiliyor ve bu hayali kimlik benimseniyor. Bu dönem yani 1930'larda ilginç bir şey fark ediliyor; Cumhuriyet'in yaratmak istediği Türk kimliğinin Türkiye'de var olduğu. Türkçe konuşan, ibadetleri geleneksel İslam'dan farklı olan vs.

Kimleri keşfediyor Cumhuriyet?

Anadolu'da yaşayan -Kızılbaşlar demekten çekiniyorum- Alevileri. Özellikle Fuat Köprülü'nün bu fikirde büyük payı var. Onlara göre Anadolu Alevi ve Bektaşiliği hem dilini korumuş hem de köken olarak Orta Asya'dan geliyor oluşu Cumhuriyet'in Türk prototipine uygun görülüyor. Aleviliği aslında Bektaşiliği Hacı Bektaş üzerinden Orta Asya'da Ahmet Yesevi'ye bağlıyorlar. Bu Cumhuriyet'in Aleviliği keşfetmesidir. Bu keşif aslında Aleviliği kendi meşruiyetleri için kullanmaktan öte bir şey değil.

DERSİM ÖNCEDEN PLANLANMIŞ KATLİAMDI

Bir yanda devlet Aleviliği kendi meşruiyeti için taban olarak kullanırken, adım adım Dersim katliamına geliyoruz, paradoks değil mi bu?

Tam da öyle... Kemalist devrimlere, yönetime ve rejime bu kadar sadık Türk Alevileri'nin dışlında da merkezi devletle anlaşamayan, yüzyıllardır daha özerk yaşamış olan Dersim Alevileri (Kürt-Türk) var. Rejim, Dersim'de yaşayan Alevileri kendisi için bir tehdit olarak görüyor. 1930'ların başından itibaren bölgeye yönelik bir arayış içine giriliyor. Bu açıdan 1937-1938'da yaşananlar öyle bir iki yıl içinde değil neredeyse 7-8 yıl içinde adım adım planlanmış ve uygulanmış bir plandan bahsediyoruz.

Dersim'i özel kılan ne?

Birkaç açıdan önemli. İlki coğrafi olarak özel bir yer. Adeta içe kapalı ve kendi kendini yöneten bir yer. İkincisi buradaki Alevilik Anadolu'nun genelindekinden farklı. Üçüncüsü ise Alevilik açısından önemli olan en etkili olan ocak ve aşiretler burada. Yani hem siyasi hem de inanç nedeniyle devlet için potansiyel "çıban başı" olarak anlıyor. Aynen bu tabir kullanılıyor. Dersim katliamı, uysal Türk'ü yaratmak için yapıldı.

KILIÇDAROĞLU'NUN TAVRI UTANÇ VERİCİ

Başbakan'ın özründen sonra CHP ve Kılıçdaroğlu'nun tavrını nasıl buluyorsunuz?

Hüseyin Aygün'ün açıklamasından bu yana gerek CHP'nin gerekse Kılıçdaroğlu'nun meseleye bakışı ve tavrı, tek kelime ile utanç vericidir, akıl alacak gibi değildir. Hem bizim için hem demokratlar hem de sosyal demokratlar için.

Neden böyle davranıyor Kılıçdaroğlu?

Bilmiyorum ve anlayamıyorum. CHP ve Kılıçdaroğlu'nun geçmişi savunması, konuşanlara susun demesi anlaşılabilir değildir. Kılıçdaroğlu'nun yüzündeki maske inandırıcı değil. Bugün CHP'nin yapması gereken geçmişle yüzleşme ve eğer değişime niyetliyse bunun gereğini yerine getirmektir. Aslında Dersim tartışması, bu yenilenme için fırsat olabilir. AK Parti'nin giderek tek partiye dönüştüğü bu dönemde CHP'nin gerçek muhalefet olma şansı çok fazla ama o şansı kullanabilecek feraset ve basiret yok. CHP zaten yüzde 20'ye razı. Bu Baykal'dan beri böyle ve bunu aşmaya niyetleri yok. Ne yönetici kadronun ne de parti örgütü bu hedefi aşmak istiyor. Zaten CHP ideolojik olarak bir süreklilik içinde oldu. Bu yüzden AK Parti ve Erdoğan'ın en büyük şansı CHP gibi bir muhalefete sahip olmasıdır. Başbakan'ın özrü çok önemli ve değerlidir ama arkası gelirse anlamlı olacaktır.



Bu haber 1,030 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,161 µs