En Sıcak Konular

Aydın Menderes yoğun bakımda

24 Kasım 2011 15:26 tsi
Türk demokrasi tarihine adını yazdıran ve idam edilen merhum Başbakanımız Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes yoğun bakımda...

İŞTE O YAZI:

Son Menderes'in hayata tutunma mücadelesi

Aydın Menderes neler neler yaşadı...

İdam edilen bir babanın oğlu o. Sonra ağabeylerini kaybetti. Kocasının ve iki evladının acısını yaşayan, yaşamı yasa dönüşmüş bir anaya evlatlık yaptı yıllarca. Bir gün Meclis'te bir konuşma yaptı, Türkiye onu ayakta alkışladı, her ev tereddütsüz "geleceğin başbakanı"nda uzlaşmıştı ki, bir trafik kazası ile tekerlekli sandalyeyi makam edindi. Bu acılardan sadece birisini yaşayanlar için bile hayat çoğu zaman kâbusa döner ama o hiç yılmadı. Bildiklerini milletine anlatmaktan, milletten, demokrasiden hiç vazgeçmedi. Her şeye rağmen sevdi, her şeye rağmen inandı, her şeye rağmen anlattı.

Aydın Menderes'in 10 metrekarelik hastane odasında nefes aldığı her anı bin yıl yaşasak da öğrenemeyeceğimiz derslerle dolu. Hayata sımsıkı tutundu. Yoğun bakımda eşi Ümran Menderes elini tuttuğunda gözünün nasıl parladığını, nasıl gülümsediğini görenler için aşktan ilham alan bütün şiirler, aşka dair çekilmiş filmler, yazılmış romanlar, söylenmiş sözler kifayetsiz kaldı. Hayat arkadaşı Ümran Menderes'in umudun tükendiği anda söylediği "Aydın, biz neleri aştık, bunu da aşacağız. Daha yapacağımız çok işimiz var. Benim hayat bağımsın. Tutun, sağlam tutun. Seni çok seviyorum" sözleri kulaklarımda çınlıyor. Berin Menderes, oğlunu ona emanet etmişti, o bu emanete hiç halel getirmedi. Yine eşinin yanı başında, ellerindeki yüreğiyle bitmek bilmeyen sevgisini Aydın Bey'in bedenine yüklüyor.

O son Menderes, 39 derece ateşte yüreği milleti için çarpıyor, IMF'yi anlatıyor, Esed'i, Galatasaray'ı soruyor: "PKK kukla, kuklayı oynatanlara bak. Tek devlet, tek millet, tek bayrak" diyor. "Lâ ilâhe illallah, Muhammeden Resûlullah" sürekli dilinde, kendisi ezbere biliyor da bize "39. sûre, 3. ayeti" okutuyor: "İyi bilin ki, halis din yalnız Allah'ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, 'Biz onlara sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz' diyorlar. Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez."

Türkiye onu çok geç keşfetti, şimdi "Yeter! Söz milletin..." diyen babanın evlâdının milletin dualarına, Allah'ın yardımına ihtiyacı var.

CHP 28 Şubat kuyusuna düştü

Bugünlerin polemik konusu CHP'nin Dersim'le yüzleşmesi. Ama Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28 Şubat ile ilgili başlattığı "inceleme" -inceleme diyorum çünkü henüz soruşturma değil- CHP'yi bekleyen yakın tehlike. Güniz Sokak'tan umduğu medet "yeni CHP"yi 28 Şubat kuyusunun içine düşürdü. Nasıl mı? Bu sorunun cevabı yıllarca sümenaltı edilmiş bir gerçeğin de tarihe not düşülmesine vesile olacaktır. Bugün CHP sıralarında oturan Bursa Milletvekili Turhan Tayan 28 Şubat sürecinin Milli Savunma Bakanı. Refahyol Hükümeti'ne yönelik "postmodern" darbe girişimi söz konusuyken, Çiller komutanların emekli edilmesini gündeme getirmiş, koalisyon ortağını da ikna etmişti. Kararname hazırlığına başlandı ancak tam o sırada varlığını milletin oyuna borçlu bir siyasetçi, bir bakan ne yaptı biliyor musunuz? "28 Şubat'ın babası"ndan aldığı işaretle, kararnameyi imzalamayacağını bildirdi. Hükümetini asker postalına teslim etti. Turhan Bey, belki bu olayı inkâr edecektir ama o günlerde kararnameyi imzalaması için kendisini ikna etmeye gelen bakan hayattadır. Turhan Bey CHP sıralarında oturduğu müddetçe CHP'nin demokrasi söylemleri en azından benim için "kuşku duvarı"na çarpacaktır, dahası Tayan'ı milletvekili yapan Kılıçdaroğlu'nun 28 Şubat'la ilgili söyleyeceği her söz de bugünden ölü doğmuştur.



Bu haber 700 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,328 µs