En Sıcak Konular

Sancak’ta İslam birliği sağlanacak mı?

24 Kasım 2011 14:32 tsi
Eski Yugoslavya’nın dağılması ile Sırbistan ve Karadağ devletlerinin arasında kalan Sancak bölgesi siyasi ve dini meselelerini halletmek için Türkiye’den yardım istiyor.

Sırbistan'da Boşnak nüfusun yoğun olarak yaşadığı Sancak bölgesinde dini kurumlar arasında yaşanan ve topluma da yansıyan ''bölünmenin'' giderilmesi amacıyla Türkiye'nin girişimi, Bosna Hersek medyasında geniş yer almaya devam ediyor.

Günlük gazete Dnevni Avaz'ın haberine göre ''Belgrad, Sırbistan'daki İslam birliğinin birleşme antlaşmasını bloke ediyor'' ifadesi kullanıldı.

Türkiye'nin girişimi ile hazırlanan Sırbistan'daki İslam Birliğinin kurumsal ve manevi anlamında birleşmesi ile ilgili anlaşmanın, Bosna Hersek İslam Birliği'nin Meclisince kabul edildiğini fakat bu girişimin ''yıkılmak üzere olduğunu'' yazan gazete, Cuma günü İstanbul'da Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve Bosna Hersek Reis-ul Uleması Dr. Mustafa Ceriç tarafından imzalanması gereken anlaşmanın imzalanmayacağını da belirtti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 13 Kasımda Belgrad'a ziyaret düzenlediğini hatırlatılan haberde, ''Türkiye'nin girişimi 3 noktada takıldı. Bu noktaların arasında Sırbistan, İslam Birliği'nin merkezinin Yeni Pazar'da olması ve Saraybosna ile ilişkisini kabul etti fakat Ankara ile Belgrad, Sancak Müftüsü Muamer Zukorliç'in 'problemini' çözemiyor.

Sırbistan tarafı, Zukorliç'in İslam Birliği'nden ve kamu hayatından gitmesini açık bir şekilde istiyor. Hatta Belgrad, Zukorliç'in Sancak'tan taşınmasını ve hayatına İstanbul'da devam etmesini istemişti. Haberde, Belgrad'ın Zukorliç'i 'milli sorun' olarak gördüğü, en büyük problemin kendisinin karizması ve ''Boşnaklar'ın ayaklanmasına neden olabileceği'' şeklindeki ifadelere de yer verildi.

Türkiye'nin girişimin zor durumda olduğunu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ''farklar derindir fakat giderilmesi üzerine çalışıyoruz'' şeklindeki açıklamaların da bir göstergesi olduğuna işaret edilen haberde, Türkiye'nin bu girişimini başarıyla tamamlamak için kararlı olduğunu ve bu girişiminin Türkiye'nin Balkanlar'daki etkisinin bir nevi sınavı olduğunu da yazıldı.



Sancak'taki sorun

Eski Yugoslavya'nın güneydoğusunda, bir bölümü Sırbistan'da, diğer bölümü Karadağ'da yer alan Sancak bölgesinin nüfusunun çoğunluğu Müslüman Boşnaklardan oluşuyor. Yaklaşık 8687 kilometrekare alana sahip 350 bin nüfuslu bölgede, Müslüman nüfus yüzde 70 gibi bir çoğunluğu temsil ediyor. Karadağ'ın 2007 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle Sancak'ın toprakları bölündü. Yeni Pazar (Novi Pazar), Tutin, Priyepolye, Nova Varoş ve Priboy kentleri Sırbistan sınırları içinde, Akova (Bijelo Polje), Berane, Plav, Gusinye ve Taşlıca (Pljevlja) kentleri ise Karadağ sınırları içinde kaldı. Sancak'ın en büyük kenti, Osmanlı döneminden bu yana bölgenin merkezi konumundaki "Yeni Pazar" olarak biliniyor.

Eski Yugoslavya döneminde, özellikle yatırımlardan mahrum bırakılan ve bu ülkenin en geri kalmış bölgesi konumuna sokulan Sancak'ın Sırbistan'da kalan bölgeleri, hala geri kalmışlık ve işsizlik gibi sorunların pençesi altında ayakta kalma mücadelesi veriyor.

Osmanlı'nın bölgeden çekilmesiyle birlikte Sancak'taki Müslümanlar, dini otorite olarak İstanbul'u tanıyordu. Türkiye ile yaşanan uzun ayrılıklar, bu bölgede yaşayan Müslümanları da bir bakıma yalnız bıraktı. Eski Yugoslavya döneminde ise Belgrad'da da müftülük olmasına rağmen, Sancak'taki Müslümanlar dini merkez olarak Saraybosna'yı kabul etti.

Belgrad'daki müftülük, Sırbistan'da Sancak bölgesi dışında yaşayan Roman, Arnavut ve Boşnaklara yönelik hizmet veriyordu. Eski Yugoslavya'nın dağılmasıyla birlikte Sırbistan ve Karadağ'da kalan Sancak'taki Müslümanlar, kendilerini adeta bir boşlukta hissetti. Bunun üzerine Sancak'taki din alimleri Tutin Başimamı Adem Zilkiç önderliğinde 1993 yılında bir araya gelerek "Sancak İslam Birliği Meşihatı"nı kurdu. Zilkiç'in önerisi üzerine Cezayir'de İlahiyat Fakültesi'nden mezun olan 23 yaşındaki Muamer Zukorliç, Sancak Meşihat Başkanı ve Sancak Müftüsü olarak seçildi.

Meşihat'ın oluşmasının ardından Sancak'ta dini hayat yeniden canlanmaya başladı, bu da Sırp yönetiminin tepkisiyle karşılaştı. Belgrad tarafından tanınmayan Sancak Meşihatı, İkinci Dünya Savaşı sırasında kapatılan Gazi İsabey Medresesi'ni yeniden açtı, çeşitli sağlık ve dini eğitim kurumlarını hayata geçirdi.



Dini liderler arasında bölünme

Sancak'ta 1996 yılında yapılan yerel seçimlerde bazı dini görevlilerin çeşitli partilerden aday olarak gösterilmesiyle anlaşmazlıklar baş göstermeye başladı ve 2007 yılında bu anlaşmazlıklar bölünmeyle sonuçlandı.

Sancak'ta 27 Mart 2007 tarihinde "Sırbistan İslam Cemaati" (IZUS) adıyla yeni bir oluşuma gidildi. Bu oluşuma öncülük eden Muamer Zukorliç'e tepki gösteren din adamları ise 3 Ekim 2007'de "Sırbistan İslam Birliği" (IZS) altında birleşti. Sırbistan İslam Birliği'nin başına Adem Zilkiç atanırken, Sancak Müftülüğüne ise Hasib Sulyeviç seçildi.

Bu tarihe kadar Tutin kentinde başimam olarak görev yapan Adem Zilkiç, İslam Birliği'nin anayasasına göre Başmüftülük görevini Belgrad'dan devraldı. Zilkiç ve taraftarları, Muamer Zukorliç'e de görevi bırakma çağrısında bulundu. Zukorliç'in Sırbistan İslam Birliği'nin kendisine yönelik "istifa" talebini reddetmesiyle birlikte Sancak'taki İslam kurumları arasında "derin bölünme" ve "silahlı çatışmaya" varan kavgalar yaşanmaya başladı. Zukorliç, aynı zamanda akrabası olan Adem Zilkiç'i ve Demokratik Eylem Partisi (SDA) Başkanı Süleyman Uglyanin'i "İslam Cemaati'ni bölmek"le itham etmeye başladı. Zilkiç taraftarları ise Zukorliç'i "aşırılık" ve "bölgedeki Boşnak halkın geleceğini tehlikeye atmak"la suçladı.

Sancak'taki Müslümanlar arasında bu bölünme derinleşirken, Sırbistan devleti iki cemaatin de resmiyetini kabul ettiğini ve sorunun Müslümanların kendi iç meselesi olduğunu açıkladı.

Sancak'taki dini kurumlar arasında bölünmenin ardından, camilerde kontrolü ele geçirmek amacıyla kıyasıya mücadele başladı. Bu mücadele silahlı çatışmaya, toplum arasında bölünmeye yol açtı.

Sancak'ta Müslüman Boşnaklar arasında yaşanan bu sıkıntı, camileri, ardından mahalleleri, sokakları, en son olarak da aileleri bile böldü. Dini ve siyasi liderler arasında yaşanan sorunlardan dolayı, bölgeye gelecek yatırımlar sürekli gecikti. Aileler arasında başlayan ''Zukorliç'' ve ''Zilkiç'' taraftarlığı sevinçte ve hüzünde bile bölünmeye yol açtı. Çünkü düğünler ve cenazelerde bile bu bölünmüşlük gün yüzüne çıkıyordu. Bazen cenazeler, ''hangi müftünün imamının namazı kıldıracağı'' yönünde aileler arasındaki tartışmadan dolayı ortada kalıyordu.

Bölge halkı ise bu sorunun artık çözülmesi gerektiğini ve yaşanan gerginliklerden, kavgalardan büyük zarar gördüklerini ifade ederek, her iki tarafın da Türkiye'yi ''ağabeyi'' olarak gördüğünü, bu nedenle bu sorunu sadece Türkiye'nin çözebileceğini dile getiriyorlar.



Bu haber 883 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,121 µs