En Sıcak Konular

Ayla Buz iyibilgi için yazdı: Sessizlik!

12 Haziran 2007 16:53 tsi
Ayla Buz iyibilgi için yazdı: Sessizlik! Ayla Buz iyibilgi için kaleme aldığı yazıda “tesettürlülerin gittiği otellere başı açıkları almıyorlar” şeklindeki asparagas haberlerle ilgili tartışmalara farklı bir açıdan bakıyor. Bu ilginç yazıyı ilgiyle okuyacaksınız...

Sessizliiiiik!!!

Bu yazıyı şu “beş yıldızlı, yetmezmiş gibi bir de tesettürlü” otellerin birinde kaleme alıyorum. Evvelce gittiklerimle aynı kategoride olan otellerden biri bu da… Başı açık olan ben, türbanlı, pardösülü annemle birlikteyiz. Kapıda kimse bana başın açık, giremezsin demiyor, diğer benzeri otellerde de demedikleri gibi. İçeride o kadar çok “açık” kadın var ki, ben epeyce örtülü kalıyorum. Kimse onlara buradan çıkın demiyor.

Tatil dediğiniz nedir ki, bazıları tatilde de çalışır. Fakir onlardan. Ne kadar gazete varsa, hepsi elimde. Bir köşe yazarı okula veda partisinde olan biten “rezilliği” yazıyor, büyük bir tiksintiyle. Sahi okul balolarında öyle şeyler mi oluyor, ben rastlamadım. Belki de bizimkiler basit, normal okullardı. Ola ki benim cehlimdir. Bizzat yaşayan varsa anlatsın. Görmüşlerle duymuşlarla idare etmekten bir hayli sıkıldım. Sahilde başı açık diye dövülen kadının aslında oraya pislemiş mi olduğunu sorgulamaktan, başı örtülü kızın yerlerde sürünmesine bir mantık aramaktan yoruldum. Mış mış mış…

Benim ülkemde, benim insanım üzerinde bunlar nasıl deneyler? Artık bu marjinal saçmalıklar haber olmasın n’olur. Komşunun bahçesine giren tavuk kavgası kadar yapay gündemler bunlar. Hadi inin oturduğunuz rahat koltuklardan ve halka karışın. Bir mahalle düğününe katılın. Nerede açık, kapalı kavgası?

Nuh Gönültaş kalp yangınıyla bir yazı kaleme almış. Aman Yarabbi bu ne öfke… Bunu söyleyen Gönültaş olmasa da aynı kalemler aynı oranda hiddet gösterecekler miydi? Söylenenin ne olduğuna kim bakar, söyleyen kim ona bakılıyor. Ne komedi. Bir “öteki” savaşı yakıyor bu ülkeyi. Üstelik bir avuç adam bunu yapan… Memleketten bihaber azınlık… İki taraf için de bu böyle. Uçlar azınlıklar. İşin fenası arkalarında taşıdıkları tenekeden o kadar eminler ki, tangırtı sesi, bu ülkenin avazı sanılıyor her yerde.

Efendiler, bu ne öfke?

Ben Ege’nin bir sahil kasabasının çocuğu… Açıklar ve kapalıların bir arada olduğu şu yerlerden biri. Sahi ne demek kapalı? Neye kapalı hem? “Erbakancı”, “takunyacı” derlerdi babama komşularımız. Onlar halk partiliydi. Sonra akşama bizim balkona kahve içmeye gelirlerdi. Bahçe duvarında karanfiller olan evimizde uzun sohbetler olurdu, “Halk Partili” birinin dizinde uyuyakaldığım.
Bir hanım yazarın yazısına bakıyorum. Bir CHP üyesi, türbanlı bir gazeteciyi kovmuş toplantıdan, göz zevkimi bozuyorsun diyerek. Bu hanım da yanıtlıyor: O hanım kızımız da kendisine sen de bu açık saçık halinle(…) ya benziyorsun dese ne olurdu acaba?” parantezin içini de, o keskin açık saçık halinle ifadesini de içim acıyarak okuyorum. Adeta o hanımın sesini, nefretini, kinini duyuyorum. Evvelki yazıları da referans oluyor sesi duymamda. Ve sonunda nefret ateşinde kavrulacakları günü işaret ediyor hasımlarına, düştüğü gayya kuyusunun farkında olmadan. Bir an o hanımın kütüphanesi geliyor gözümün önüne. Benimkiyle ortak kitapları geçiyor gözümün önünden. Bir ses, ikimize ayrı şeyler mi fısıldıyor. Hayır, ikimize de fısıldayan ses aynı. Fark, öfkede.
Öfke nasıl da baldan tatlı… Kalbi öyle bir ele geçiriyor ki, baba evladı öldürüveriyor. Evlat anneye kıyıyor.

Yıllardır falanlarla filanlar savaşta deniyor. Modern - geleneksel savaşı var gibi. Dinci laik. Yok öyle bir şey. Bakın sokaklara. Kimsenin kimseyle derdi yok. Ağır ağabeyler, ağalar beyler, size söylüyorum. Beyler, çeker misiniz artık ellerinizi hanımların saçından başından. Size ne efendim? Bakmadığınız şeyi görmezsiniz.

Her yıl aynı tartışmaları yapmaktan sıkılmadı mı kimse? Aynaya düşen ışık deneyi… Nokta tek, yansımaları farklı… Bu sizin öfkenizi ve sonuçlarını haklı yapmıyor. Azıcık sessizlik. Ahmet Turan Alkan genç siviller rahatsız diyordu. Ne kadar siviller bilmesem de, gençler rahatsız. Bu ses kirliliğinden önümüzü göremiyoruz.

Hadi cesaret, yok birbirinizden farkınız.

Öfkeniz bir olduktan sonra, ideolojiniz yok!

Gazeteci-yazar Ayla Buz bu yazıyı iyibilgi.com için kaleme aldı



Bu haber 2,127 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    4,074 µs