Al Gore teklifi: Kırmızı hap mı yeşil hap mı?

Al Gore son yılların çevre duyarlılığı konusunda ismi en çok öne çıkan “küresel” figürü! Ülkesinde olduğu kadar tüm dünya insanlığını “dönüşüme” davet ediyor ve çeşitli etkinlikler düzenliyor.

İstanbul’da da bu amaçla bulunuyor ve çevre ile ilgili bazı sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla “live earth” konserlerine destek veriyor. Türkiye’de de bir basın toplantısıyla Türklere seslenen Al Gore’un söyledikleri bir yana, fiziki görünümü, davranışları ve konuşma üslubu biraz garip!

Biz arkadan geliriz!

Al Gore konuşmasında neden Türkiye’de bulunduğunu şeyle açıkladı; “’Eski bir Afrika sözü hızlı gitmek istiyorsanız tek başınıza yola çıkın, hedefe varmak istiyorsanız hep birlikte’” der. Ben beraber yürümek için Türkiye’ye geldim” dedi.

Gore’un kastettiği elbette Küresel Isınma ve çevre konularında duyarlılık yaratmak ve Türk insanlarını da bu sürece dahil etmek. Buna da diyecek şeyler olmasına rağmen konumuz bu değil.

Al Gore fiziken ve davranış biçimi olarak gerçekten de değişim geçirmiş! Başkan Yardımcılığı sırasındaki Gore ile, hele gençlik zamanındaki Gore’la arasında anormal bir fark var.

Sanki plastik bir hal almış. Kilo alması normal sayılabilir belki ama örneğin, seçtiği kıyafetler de ilginç. “Matrix” tarzı giysiler içinde uzun boylu ve son derece “gerilmiş” yüzlü bir çevre lideri görünümü sunuyor.

Vücut dili de öyle. Son derece sağlıksız bir hava bedeninden olduğu denli tavırlarından da akıyor. Örneğin saçları kafasına sonradan yapıştırılmış gibi ve ölçüsüz biçimde küçük duruyor.

Çevre sağlığı konusunda duyarlı insanların, örneğin, küresel ısınma ve enerji konularında uzman birinin nasıl ev elektrik giderleri 10 binlerce dolar olamazsa, kendi sağlığı ve görünümünün de sağlıklı olması beklenir.

Oysa Gore, ancak boyuna sığınarak daha kötü görüntü vermekten kurtarıyor. Yani aşırı kilolu. Aynı zamanda konuşma boyunca sürekli biçimde elinin tersiyle burnunu siliyor! Bu çok önemli mi? Hayır! Nezle ise mesele yok ama hijyen olmadığı aşikar. Değilse, Gore’un garip tikler geliştirdiği söylenmeli.

Bunları şunun için yazıyoruz. Elbette bir kişinin söyledikleri daha önemli olmalı. Kuşkusuz onlar üzerine de söylenecek çok şey var ama “doğal” hayat konusunda “yaşayan dünya” sloganı atan birinin “suni” durması son derece iğreti edici.

Gore çok sezilir biçimde “seri üretim” vitrini sunuyor. Bu yüzden “değişim” teklinin bir parçası olan konserlere katılınabilir ama onunla yola çıkma fikri düşünülmeli! Ya da misafirperliğimize laf gelmesin diye.. “Sen yürü biz arkadan geliyoruz” demek lazım.