En Sıcak Konular

'CHP'nin hali parlak değil, araba su alıyor'

18 Kasım 2011 17:21 tsi
'CHP'nin hali parlak değil, araba su alıyor' Oral Çalışlar CHP'ye fena yüklendi: Dersim’in sorgulanmasını isteyen Hüseyin Aygün’ü çarmıha germek üzere bildiriler yayımlanıyor... Dersim katliamının üstünü kapatacaksınız, kimsenin tartışmasına izin vermeyeceksiniz, üstelik Dersim’de

Oral Çalışlar *

Yüzde 50 oyla iktidar olmuş AK Parti’ye karşı bu ülkenin ciddi, tutarlı, demokratik bir muhalefete ihtiyacının olduğu, son dönemde birçok kesim tarafından dile getiriliyor. Tek kutuplu bir sistemin sağlıklı ve dengeli bir şekilde yol almasını, hele de demokratikleşme yolunda ilerleyebilmesini beklemek elbette çok zor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ın yerine genel başkan seçilmesini birçoğumuz umutla karşılamıştık. CHP, statükoculuktan, katı devletçilikten, militarizme destek olan eğilimlerinden zamanla arınabilir, evrensel sosyaldemokrat ölçülerde bir parti olmaya doğru zor da olsa evrilebilirdi. En azından ‘iyimser’ beklentiler bu yöndeydi...

Seçim dönemi

CHP gibi bir partinin, bütün geçmiş yüklerinden arınarak tutarlı demokratik bir parti haline dönüşmesini bekliyor değildik. Seçmen kitlesinin önemli bir kısmının hâlâ Deniz Baykal’ın simgelediği tercihlere yakın olduğunun da farkındaydık.

Umudumuzun kaynağı, değişen ve gelişen Türkiye’ydi. Aşırı devletçi ve bürokratik sistemin ve onun yarattığı ideolojinin Türkiye’nin gelişmesinin önünde bir kabuğa dönüştüğünü fark edebilen insanların sayısı artıyor, CHP’ye oy veren kitle de değişimden etkileniyor gibi görünüyordu. Kılıçdaroğlu da kimliğiyle, o güne kadar çok etkili olmasa da yaptığı bazı çıkışlarla yeni dönemi yakalayabilecek siyasetler üretebileceği izlenimini veriyordu.

2011 seçim kampanyası sırasında Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının hazırladığı seçim beyannameleri olumlu işaretler içeriyordu. Kürt sorunundaki yeni yaklaşımlar, asker-sivil ilişkisindeki nispeten daha demokratik tercihler, CHP açısından da, Türkiye açısından da bir değişime işaret ediyordu. Seçmen, yüzde 26’ya yakın bir destekle, bu yaklaşımlara kısmi bir kredi tanımayı tercih etti.

 Birinci kırılma Ergenekon davası

 Kılıçdaroğlu ekibinin ilk kırılması Ergenekon davasıyla oldu. “Nerede bu örgüt, ben de üye olayım” diyen CHP Genel Başkanı, daha sonra iki Ergenekon sanığını aday göstererek davanın tarihi niteliğine ters yönde durduğunu ortaya koydu.

Ergenekon davasında itiraz edilmesi gereken birçok uygulamanın varlığına rağmen bu dava Türkiye’nin yüz yıllık asker eksenli siyasi paradigmasını değiştirebilecek önemde olmayı sürdürüyor. Askerin siyasete müdahalesinin gayri meşruluğunun ilk kez bu dava ile birlikte anlam kazandığını unutmamakta yarar var.

Geçen günlerde Dersim’in sorgulanmasını savunan, tarihimizin en büyük insanlık ayıplarından birisinin masaya yatırılmasını isteyen (ve o yörenin milletvekili olan) Hüseyin Aygün’den, bu çağrısı nedeniyle CHP yönetiminin savunma istemesi, CHP’nin ‘hali’ni, geçmişe yapışıp kalma çaresizliğini son derece net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Demokrasiyi, barışı, özgürlüğü yeniden tanımlamayı deneyebilecek, şimdiye kadar sorgulanmamış kavramları masaya yatırabilecek bir muhalefete ihtiyaç var. CHP’lilere bakıyoruz, “Vicdani ret hakkı terör örgütünün talebidir” noktasında söylemlerle karşılaşıyoruz... Hüseyin Aygün’ü çarmıha germek üzere bildiriler yayımlanıyor...

Dersim katliamının üstünü kapatacaksınız, kimsenin tartışmasına izin vermeyeceksiniz, üstelik Dersim’den yüzde 60’a yakın oy aldığınız halde böyle davranacaksınız. Kürt sorununun çözümünde statükonun ötesine gidemeyeceksiniz, diyalog ve müzakere süreçleri konusunda hükümetin gerisine düşeceksiniz, daha önce siyasi çözüme yönelik olarak savunduğunuz projelerden (örneğin siyasi aftan) vazgeçeceksiniz; sonra da “Bu millet bize neden oy vermiyor” diye düşünüp duracaksınız.

CHP’nin hali parlak değil. Araba su alıyor. Statükocular hareket halinde. Kılıçdaroğlu, günlük gelişmelerin gerisinde kalıyor. Temel meselelerde siyaset üretilmiyor, muhalefet ‘yolsuzluk-rüşvet ekseni’ ile sınırlı bir ufukta devam ediyor... Herhangi bir umut ışığından söz etmek çok zor.

Demokratik muhalefeti olmayan bir ülkede, iktidardaki tek kutuplu yönetimin sıkıntılarını aşmak, yeni ve sivil bir anayasa yapabilmek hiç de kolay olmayacak.

* Radikal



Bu haber 750 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,937 µs