'Türkiye'yi gıptayla izliyorlar'

18 Kasım 2011 16:08 tsi
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Türkiye'nin birçok göstergesi uluslararası ortamda kıskançlıkla, gıptayla izleniyor" dedi.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonunun (TÜRKONFED), Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) işbirliğiyle PAÜ Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen "Kalkınmada Bölgesel Dinamikler Sempozyumu"nda konuşan Yılmaz, yeni bir bölgesel kalkınma dönemine girildiğini ifade etti.

Avrupa'daki gelişmeler ışığında dünyada önemli bir dönüşüm sürecinin yaşandığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:

"Ülkeyi mi daha hızlı kalkındırmalıyız, yoksa bölgeler arasındaki dengesizlikleri mi gidermeye çalışmalıyız? Kısa vadede bu iki hedef zıt gibi görünse de, orta ve uzun vadede hiç de zıt hedefler değil.

Kalkınma çok daha geniş çerçevede insan odaklı anlaşılması gereken bir kavram. Geçmişte kalkınmayı bazı göstergelerle ölçebiliyorduk. Kalkınma çok geniş boyutta tartışılıyor ve bu yönde de politikalar üretiliyor. Kalkınmanın odağında ekonomik gelişmeler, faaliyetler var. Fakat bunun yanına sosyal, çevresel boyutu, demokrasiyi, insan haklarını, hukuk devletini koymadığınızda eksik kalıyor. Kalkınmayı bütün boyutlarıyla anlamamız ve bu şekilde de organize etmemiz gerekiyor. Bölgesel gelişme politikalarıyla kalkınma süreci arasında çok yakın bir ilişki var."

Bakan Yılmaz, Türkiye'nin 2023 vizyonuna değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu vizyonu sadece Ankara'nın, İstanbul'un enerjisiyle gerçekleştirebilir miyiz? Elbette ki hayır. Bütün ülkenin, bölgelerimizin, yörelerimizin potansiyelini harekete geçirmeden, kullanmadan, değerlendirmeden bu vizyonu gerçekleştiremeyiz.

Bu anlamda da bölgesel politika son derece kritik ve hayati bir role sahip. Bütün aktörleri bu sürece katmadan, katılımlarını sağlamadan, bu vizyona ulaşamayız.

Üniversite, kalkınma ajansı, iş dünyası organizasyonlarının, firmaların, kuruluşların işin içerisinde olmadığı bir yerde yenilik yapamazsınız. Yenilik bölgesel ve yerel politikayla birebir ilişkili bir kavram. Bu Türkiye'ye özgü bir durum değil. En gelişmiş dediğimiz AB ülkeleri arasında da bölgesel politikaların tartışılması elbette tesadüf değil."

-"İstihdamdaki başarı ortada"-

Avrupa'daki ekonomik kriz ve bazı ülkelerde yaşanan siyasi çalkantılara dikkat çeken Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

"Böyle bir ortam içinde bu kadar büyüme sağlamamız gerçekten her türlü takdiri hak ediyor. Türkiye'nin birçok göstergesi uluslararası ortamda gerçekten kıskançlıkla, gıptayla izleniyor. OECD ülkelerinde krizden sonra 13 milyon net istihdam kaybı oldu. Türkiye olmasaydı bu 13 milyon daha da yüksek olacaktı. Biz de OECD ülkesi olduğumuz için 2009'dan bugüne mevsimsel düzeltilmiş verilerle 100 milyonun üzerinde istihdam sağladık.

Türkiye'nin başarısı birçok yerel düzeydeki iyileşmenin sonucu. İstihdam artışını büyümeden de önemli görüyorum. Bu sosyal boyutu itibariyle büyümenin de uzun vadede sürdürülmesi açısından çok çok önemli. İstihdamda Türkiye'nin sağladığı başarı ortada."

-"Önerimiz 10 yıllık kalkınma planı"-

Gelecek yıldan itibaren 10. kalkınma planını hazırlamaya başlayacaklarını dile getirten Yılmaz, şu bilgileri verdi:

"Henüz hükümetimizin verdiği bir karar yok ama kurum olarak bizim önerimiz 10 yıllık bir kalkınma planı hazırlamak. 2014-2023 dönemini kapsayan ve ülkemizi 2023 vizyonuna taşıyacak, daha detaylı bir şekilde 2023 vizyonunu ortaya koyacak bir plan. Küresel kriz sonrası Türkiye'ye yeni bir yol oluşturacak plan.

Bölgemizin yeniden yapılandığı son derece önemli değişimlerin yaşandığı bir ortamda ülkemizin rekabetçi üstünlüklerini ve temel özelliklerini ortaya koyabilecek bir plan yapmayı öngörüyoruz. Biz bir takım ön çalışmalara başlamış durumdayız."

-Kalkınma ajansları-

Kalkınma ajansları ile ilgili gelecek günlerde değişik kesimlerin katılımıyla çalıştaylar düzenleyeceklerini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:

"Mutlaka bu işle ilgili kesimlerle diyalog içinde bunu götüreceğiz. Katılımcılık olmadan, değişik platformlar oluşturulmadan başarılı olma şansımız yok. Bunu hem ulusal düzeyde, hem de yerel düzeyde yapmak durumundayız. Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulunu oluşturduk, Başbakanlığımızın başkanlığında ilgili bütün bakanlardan oluşan bir yapı.

Diğer taraftan da Bölgesel Gelişme Komitesi, bütün ilgili bakanlıklarımızın tepe yöneticilerini, bürokratlarını kapsayan, aynı zamanda sivil toplumların katılımına açık olan bir yapı."

Merkezle yerel arasındaki bağlantıyı güçlendireceklerini ifade eden Yılmaz,

"Hem merkezde bir network, hem yerelde bir network, hem de bu ikisi arasında ilişki, bunu kurmaya çalışıyoruz. Bu kolay bir iş değil. Bölgesel kalkınma gerçekten çok kapsamlı, çok aktörlü, çok temalı bir alan. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz, adımları atıyoruz. Merkezi düzeyde daha etkili bir koordinasyon, daha büyük işbirliği oluşturmuş olacağız kurulan mekanizmalarla" diye konuştu.

Kalkınma ajanslarını birbirinden izole yapılar gibi düşünmemek gerektiğini dile getiren Yılmaz, bölgeler arasında da etkileşimin de çok önemli olduğunu dile getirdi.

Bakan Yılmaz,"Bizim misyonumuz, Kalkınma ajanslarının gündelik işlerine müdahil olmak değil. Bizim misyonumuz temel bir takım prensipleri koymak ve bu network'ü idare etmek. Bunu başardığımız ölçüde misyonumuzu yerine getirmiş olduğumuzu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

-Bölgelere göre farklı politikalar-

Kalkınma ajansların, projelere hibe dağıtan kurumlar gibi algılanabildiğini kaydeden Bakan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu tabii ki işin bir boyutu. Ajanslar bölgesel gelişme politikaları bakımından çok önemli işlevler görüyor ve görecekler. Ajanlarımız bölgelerimize göre farklı politikalar uygulamak zorunda. Bir bölgede belki projelere hibe vermek çok anlamlı bir şeyken diğer bölgede bu kadar anlamlı olmayabiliyor. Özellikle bu bölgemizde çok nitelikli projelere destek vermek gerekiyor. Analizlere, stratejilere, yatırımcıları yönlendirici, rehberlik edici faaliyetlere çok daha öncelik vermemiz gerekiyor. Bütün ajanslarımızda bu konuyu daha öncelikli hale getirmiş olacağız."

Aydın, Denizli ve Muğla'nın Türkiye'de gelişmişlik bakımından önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Yılmaz, şöyle konuştu:

"Gerçekten çok sektörlü bir bölge, tarımdan turizme, sanayinin değişik kollarına kadar sektörel çeşitliliği olan bir bölgemiz. Rekabet gücü endekslerinde yine önemli yere sahip, girişimcilik potansiyeli yüksek bölgelerimiz. Birçok avantajıyla gerçekten hızlı bir şekilde kalkınmaya, gelişmeye müsait bir bölgemiz. Zaten belli oranlarda da bu potansiyelini ortaya koymuş.

Binlerce yıl geriye giden, tarihi kökleri olan sektörler var. Bunların mutlaka devam etmesi gerekiyor. Daha modern, katma değeri daha yüksek modasıyla, markasıyla, yenilikleriyle bu eski sektörlerimizin mutlaka devam etmesi lazım."

Sempozyumda bölgesel kalkınma konulu en iyi üç akademik çalışma ödüllendirildi. Birinci Doç Dr. Aykut Lenger ve Yard. Doç. Meneviş Uzbay Pirili, ikinci Prof. Dr. Erol H. Çakmak ve Araştırma Görevlisi Mehmet Can Aldan ve üçüncü Pelin Akçagün ödüllerini Bakan Cevdet Yılmaz, Denizli Valisi Abdülkadir Demir ve TÜRKKONFED Başkanı Erdem Çenesiz'den aldı.

aa

Bu haber 965 defa okundu.