En Sıcak Konular

Seçmen "tehdit edilerek" nasıl etkilenir?

12 Haziran 2007 10:56 tsi
Seçmen Seçmen davranışları uzmanı Doç. Dr. Ali Çarkoğlu'na göre; seçmen kararını çoktan vermiştir ve değiştirmez. Ama güvenlik ve tehdit algıları durumu değiştirilebilir

Fadime Özkan'ın röportajı

Türkiye’nin kriz ortamından kurtulması, normalleşmesi için 22 Temmuz seçimlerinin kazasız belasız yapılabilmesi gerekiyor. Ama PKK terörünün ani artışı, şehit cenazeleriyle Anadolu’ya ateş düşmesi, kokteyller de dahi dile getirilen K. Irak’a askeri harekatın gerçekten yapılıp yapılmayacağı ya da yapılsa da PKK’yı bitirip bitiremeyeceği tartışmaları başta olmak üzere her tür gelişme, halkın sandık başına hangi duygularla gideceğini belirleyecek gibi görünüyor. Çünkü aklın yerini korkular alıyor. Seçmen davranışı üzerine çalışan, Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Çarkoğlu da ‘Gelişmeler seçmenin güvenlik ve tehdit algılarıyla oynandığını gösteriyor’ diyor.

Türkiye 22 Temmuz’da sandık başına gidecek ama öngörülemez bir süreç yaşıyoruz. Seçmen eğilimlerini okumak önceki dönemlere göre şimdi daha mı zor?

Fark etmiyor. Bugün ne geçmişten daha zor, ne de gelecekten farklı. Siyaset böyle bir şey. Belirsizlikler de olacak, kompleks olaylar da. İnsanlar ne olduğunu tam anlamayacak ama yine de karar verecek.

Çok sayıda değişken var ama sandıktan nasıl bir meclis çıkacak sizce?

AK Parti’den ve CHP’den eminiz. Onun dışında Genç Parti, MHP olabilir, bağımsızlar olabilir ama olmayabilir de. Bağımsızların grup kuracak kadar girip giremeyeceği Kuzey Irak’ta ve bölgedeki askeri hareketliliğe, adayların kampanyalarını rahatça yapıp yapamamasına bağlı.

İTTİFAK ABARTILMAMALI

Hem sağ, hem sol 1980 sonrasındaki parçalanmayı gidermek için çaba harcadı. Sağ başaramadı, CHP ile DSP seçim ittifakı yaptı. Buradan bir sinerji doğacak mı?

Abartmamak lazım. Bu ittifak seçmen oyları açısından büyük öneme sahip değil. DSP ufak bir parti, CHP’nin de hedefleyebileceği kitlenin mitinglerde görülen tepkisini mecliste sandalyeye dönüştürülebilme yeteneği olup olmadığı henüz belirsiz. Ama merkez sol ‘Rahatsız kitleyi kucaklamak için gayret gösteriyor, şahsi çıkarlarımızdan vazgeçiyoruz’ şeklinde bir sinyal göndermekte merkez sağa göre daha başarılı oldu.

Ama bu ittifakın seçime yönelik, çıkar amaçlı olduğunu herkes biliyor?

Öyle ama bu mesajı götürmüş olmak, hiç sahip olmadıkları bir seçmen tabanını kendilerine çekmek açısından başarılı bir strateji olabilir.

Merkez solun milliyetçi söylemine gerçek sol seçmen nasıl tepki verecek?

CHP ulusalcı-milliyetçi alana bodoslama girdi. Bu söylem AB’yi Avrupa’ya yürümenin Cumhuriyet’in en temel adımı olduğunu söyleyen kesimi vatan hainliğiyle suçlamaya başladı. Entelektüel gruba karşı yürütülen bir proje belki bu ama Türk halkının yarısından fazlası AB’yi destekliyor. Bu durumda toplumun yarısına ‘Seni uyarıyorum, bu vatan hainliğidir’, yüzde 15’ine de ‘Sen de aslında benim dostum değilsin’ diyorsunuz. O zaman da kendinizi ufaltmış oluyorsunuz. Oysa bu sol ideolojiyle bağdaşmaz. Sol özünde enteryonalisttir. Ulusal sınırların ötesinde, insanların eşit ve kardeş olduğu argümanına dayanır. Bunu ‘Ben solcuyum’ diye yaparsanız solcu olmadığınızı söylemiş olursunuz aslında.

YÖNELİŞ BAĞIMSIZ SOLA

Bu durum sol seçmen açısından CHP’yi ‘alternatifsizlikten seçilen bir parti’ konumuna mı iter? CHP’nin kemik oyunda parçalanma olur mu?

Büyük bir parçalanma olma ihtimali düşük çünkü gerçek solun bağımsız adaylara yönelmesi söz konusu. Ama Türkiye’de sol ideolojiyi bilinçli şekilde benimsemiş bir kitle varsa CHP’ye oy vermekte zorlanacaktır. Veriyorlarsa da, içlerinin çok rahat olacağını sanmam.

Öte yandan, DTP’nin desteğini çekmesi bağımsız sol adayların seçilme ihtimalini riske sokmadı mı?

Tersine ‘DTP de destekliyor, zaten seçilebilir’ diye oyunu başka yere verecekleri çekecektir kendisine. Tabi kitlesel bir hareket olarak 15-20 kişiyi çıkarmak için gerekli 3 milyon oyu almakta zorlanacaktır. Ama bağımsız siyaset yapma eğiliminin Türkiye’de kolay mobilize edilebilecek bir etnik grup üzerinden yapılması dikkat çekici.

Ve çok da acı?

Acı olan Türk modernleşmesinin lokomotifi olan, düşünce anlamında global lisanı konuşan ve bunu siyasete yansıtmak isteyen grupun marjinalleşmesi. Bu kesim halkla bütünleşebilmek için DTP oyuna ihtiyaç duyuyor.

SAĞDA SİYASİ İNTİHAR

Merkez sağ da birleşmeye çabaladı ama başaramadı. Sağ seçmen bu süreci ve sonucu nasıl okuyacak?

Bülent Ecevit’in 2002 seçim kararını aldıktan sonra ‘Biz siyaseten intihar ettik’ dediği rivayet edilir. Bence merkez sağda benzer bir siyasi intihar söz konusu. Zaten bu birleşmenin toplamı onlara barajı aştırabilecek güvencede hiç olmamıştı. Başaramadıkları için de oldukları yerde kalacaklar.

Bu durum MHP’ye nasıl yansıyacak? MHP yaşadığımız gerilimli süreçte bir anlamda pusuya yatmış, taraf olmamıştı. Şimdi de seçim stratejisini, AK Parti hangi ilde miting yapıyorsa üç gün içinde orada miting yaparak AK Parti’nin etkisini silmek üzere kurduğu yönünde yorumlar yapılıyor?

MHP’nin bugün dayandığı iki nokta var. Egemenliğin modern şekilde paylaşımını getiren yapıya yani AB’ye yönelmeyi ve etnik kültürel azınlıkların hak ve hukuklarının AB çevresinde geliştirilip korunmasını tehdit olarak görüyor. Bunun için de stratejisi; halka bunu anlatmak, ‘tehdide karşı savunmayı güçlendirdik’ mesajıyla devlet kadrolarını meclise taşımak. MHP 1970’lerde devlete dışarıdan nüfuz etmeye çalışmıştır. Bu, o yıllarda çaba olarak kalırken şimdi devletin içinden gelen bir kadro MHP çizgisiyle kendisini özdeşleştirebilmektedir. MHP’deki değişiklik budur. Bu da düşündürücüdür.

POZİTİF VAAD KAZANDIRIR

Gelen ilk bilgilere göre AK Parti, halka daha fazla demokrasi, hak ve özgürlükler, sivil bir anayasa ve adalet vaat edecek. Bu nasıl bir strateji sizce?

Karşı tarafın tezlerini boşa çıkarma yerine, kendi tezlerinin ne olduğunu anlatma üzerinde pozitif bir kampanya. Bu şekilde gerçekleşirse, seçim kazandırabilecek bir strateji. Hem mağduriyeti vurgulamıyorlar, hem de pozitif vaatlerde bulunuyorlar.

ŞERİAT İSTEYEN YOK

Mağduriyet psikolojisini neden kullanmıyorlar?

Mağduriyetin kazandıracağı, kaybettireceğinden çok daha az çünkü. Olup biteni herkes gibi seçmen de görüyor sonuçta. Seçmen onca yılda ikna olmuşsa olmuştur zaten. Yapılması gereken şunu hatırlatmak olmalı: ‘Biz iktidarken Türkiye’yi Avrupa’ya taşıdık, Türkiye’de hiç olmadığı kadar demokratik bir ortam yarattık, hakkınız hukukunuz genişledi, korundu, eskiden olduğundan daha iyi durumda yaşayan vatandaşlarsınız bugün’.

Miting meydanlarına yansıyan ve yükselen bir AB karşıtlığı var. Yakın döneme kadar halkın çoğunluğunun talebi buydu oysa. Yüzen oylar gibi talepler de mi değişken?

Hayır. Muhalefet seçim stratejisini AB reformları, güvenlik ve laiklik üzerine kurdu. Yaptığımız çalışmalara göre bunların hiçbirisi halkın büyük çoğunluğunun karşı olduğu şeyler değil. Laiklikten kurtulalım, şeriata geçelim diyen yok. Olduğunu söylemek hayal dünyasında yaşamak demektir. Bu ‘ne kadar çok söylersek o kadar insan inanır’ stratejisidir. Ve başarılmıştır da. Muhalefetin lisanını kullanan elitler de şöyle bir strateji izledi: AB’nin reform yönündeki her türlü talebine öyle bir perspektiften bakıldı ki sanki Avrupa’nın gündemi terörü desteklemek, ülkeyi bölmek gibi algılanmaya başlandı.

Bu yaklaşım halkın kafasını karıştırdı o zaman?

Halkın, elitler ve liderler kendilerine ne söylerse onu benimseme ihtimali her zaman daha yüksektir. Burada kafası karışık olanlar elitler bence. Seçim kazanmanın başka bir yolunun olmadığını düşünme eğilimindeler. ‘Millete ekonomik ve kültürel anlamda hangi politikaları izleyeceğimi, eğitim sorununu, konut sorununu nasıl çözeceğimi anlatmak yerine korku satayım, AB’nin kötü olduğunu, memleketin bölünmeye çalışıldığını anlatarak oylarını alayım’ stratejisini kullanıyorlar.

TEHDİT ALGISI DEVREDE

Ama sonuçta toplum gelişiyor, sivilleşiyor. Bu durumda seçmenin de duygularıyla güdülmeye artık itiraz etmesi gerekmiyor mu?

Halk olup bitenleri takip edip yorumlamaya yetisine, bilgisine ve zamanına sahip değil. Bu her yerde olduğu gibi Türkiye’de de böyle.

Seçmen kararını hálá kampanyalar başladıktan, vaadleri dinledikten sonra veriyor o halde?

İktisadi ve laiklik temelinde performans değerlendirmesi yapanlar kararını vermiştir. Bu karar iki ayda değişmez ama performans algısı değişebilir. Türkiye’de insanların kararını değiştirebilecek olan güvenlik ve tehdit algılarındaki değişikliktir. Şu an olanlar da bunun üzerine oynandığını, insanları ‘Bu hükümet de bu işi yapamıyor galiba’ düşüncesine sevk etmek istendiğini gösteriyor.

Seçimlerin dizayn edildiği, sandıktan çıkacak sonucun değiştirilmeye çalışıldığı söyleniyordu zaten.

Bu da bir spekülasyon. Yapanın kim olduğunu bilmek zor belki ama ‘PKK’nın dışındaki karanlık güçler faaliyetteler’ demek için de saf olmak gerek. Ama orada da herhalde bir kafa karışıklığı, bölünmüşlük var. Bir grup ‘Seçime girelim, mecliste siyaset yapalım’ fikrini ittirirken, diğer bir grup ‘Meclise girerseniz kontrolümden çıkarsınız. Bu da işime gelmez. Daha fazla asker öldüreyim de seçilmenizi zorlaştırayım’ diyor olabilir.

DTP’Lİ 20-25 VEKİL ÇIKAR

Kürt seçmen bu ikiliği nasıl okuyacak peki, DTP’li adaylar meclise istenilen oranda girebilecek mi?

Oy pusulalarına bağımsızların isminin yazılması işi epey zora soktu. Ama şu oldu: Okuma yazması olmayan biriyseniz, en temel vatandaşlık hakkı olan oy kullanma hakkınızı kullanmakta diğerlerinden fazla zorlukla karşılaşırsınız. Bu da ‘Siz aslında diğerleriyle eşit değilsiniz’ anlamına geliyor. Türkiye demokrasisi açısından hiç şık bir ayarlama olmadı. Ve seçime de, sonrasına da etkisi olacak. Oylar yanlış kullanılacak, kullanılamayacak. Bu da oradaki vatandaşların kendini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak daha iyi hissetmesini engelleyecek. Oysa amacımız bunu sağlamak olmalıydı. DTP adayları bu sorunu aşabilir, bölgedeki hareketlilik yüzünden kampanyalarını özgürce yapılabilirlerse 20-25 kişi girecektir Meclise.

ÇOĞUNLUK MERKEZDE

Milliyetçilik bu kadar artarken partilerin merkezi hedeflemesinin anlamı ne?

Çünkü çoğunluk orada. Milliyetçilik artıyor ama herkes sağa kayıyor. Ortada görünenler de aslında milliyetçi. Merkez dediğimiz şey içerik olarak giderek daha muhafazakar ve sağa destek veren politikaları benimsiyor. Sol jargon yok çünkü ortada. Olan da vatan hainliğiyle suçlanıyor.

Farklı merkezlerden bahsediliyor olabilir mi peki? AK Parti refahın, hak ve özgürlüklerin AB standartlarına yükselmesini önceleyerek ve muhtıraya karşı dik durarak sivil alanda bir merkezi; CHP de AB karşıtlığı, muhtırayı onaylaması ve vesayet düzeninin devamından yana tavır almasıyla sistemin merkezini hedefliyor sanki?

Doğru, ikisi de örtüşen merkezler değil çünkü. Memlekette kendini solda hissedenler yüzde 20-23 civarında. Merkezdekiler ise yüzde 35 civarında. Geri kalan çoğunluk sağda. Bu hep böyleydi ama soldaki oran giderek azaldı. Soldan sağa da birden bire kayılmıyor, önce ortaya, sonra sağa geliniyor. Sağdan sola kayış da böyle. Dolayısıyla ortaya hakim olmak herkes için önemli.

Seçmen davranışı uzmanı olarak sizin oyunuz çoktan bellidir herhalde?

Aşağı yukarı belli ama değişebilir de.

Yüzen oy grubundansınız yani!

Galiba evet.

Star



Bu haber 363 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,036 µs