CIA köstebeği İsviçreliler yargılanmayacak
14 Kasım 2011 10:06 tsi
Libya ve İran gibi ülkelerle çalışan ve edindikleri bilgileri CIA'ya aktaran İsviçreli mühendis baba ve iki oğlu, ABD istemediği için, mahkemeye çıkarılmayacak
İsviçreli savcılar, daha önce Libya ve İran gibi ülkelerin nükleer bilgilerini CIA'ya sattığı ortaya çıkan, Pakistan'a da nükleer silah teknolojisi ve malzeme verdikleri iddia edilen üç İsviçre vatandaşının kamuya açık bir mahkemede yargılanmayacağını açıkladı.
İsviçre gazetelerinin aktardığına göre, kararda "ulusal güvenlik tehditleri" gerekçesiyle yargılamaya karşı çıkan Amerika Birleşik Devletleri'nin tavrı etkili oldu. İsviçre ikili ilişkilerin zarar görmemesi için politik açıdan hassas konuyu rafa kaldırmayı tercih etti. Nükleer silahların yayılmasını önleme yasalarını ihlal suçundan yargılanması gereken İsviçreli mühendis baba Friedrich Tinner ile oğulları Urs ve Marco'nun, yargılama yapılmadan, kısaltılmış bir süreçle cezalandırılacağı belirtildi.
Zürih merkezli haftalık gazete SonntagsZeitung'un haberine göre, neredeyse on yıldır İsviçre makamları tarafından soruşturma altında olan Tinner'lar, en fazla beş yıl ceza alacak.
Urs Tinner, kardeşi ve babası gibi, beş yıl gözaltında tutulduktan sonra 2008 yılının Aralık ayında serbest bırakılmış ve 2009'da bir televizyon röportajında ABD istihbaratı ile çalıştığını açıklamıştı.
NEW YORK TİMES ORTAYA ÇIKARMIŞTI
Tinner ailesinin çarpıcı muhbirlik hikayesi New York Times Gazetesi'nin haberiyle gündeme gelmişti. Habere göre, ABD, "asi ülkelere" nükleer teknoloji ekipmanları sağlayan Tinner ailesine muhbirlik için 10 milyon dolar ödedi. Kimi zaman ödemeler, nakit dolu çantalarla gerçekleştirildi.
Friedrich Tinner ve iki oğlunun Pakistanlı nükleer fizikçi Abdülkadir Han ile işbirliği yaparak Libya'ya gizli nükleer silah programı için santrifüj temin ettiği kaydedildi.
CIA'nin Tinner ailesine kancayı takması ise Urs Tinner aracılığıyla oldu. 2000 yılında Urs Tinner ile irtibata geçen CIA ajanları, oğul Tinner'a bir yandan yasadışı faaliyetlerini sürdürürken, diğer yandan da örgüt için köstebek olarak çalışmalarını önerdi.
SABOTAJLAR
İsviçreli köstebekler bir yandan faaliyetleri sürdürürken, CIA'yle de müşterileri hakkında çok önemli bilgileri paylaşmaya başladılar. Hatta, Amerikalıların sağladığı hatalı ekipmanlarla müşterilerini sabote etmeyi bile başardılar. CIA ile anlaşma yapılmasından dört ay sonra nükleer silah programı çerçevesinde Libya'ya yollanan santrifüjler İtalya'nın bir limanında ele geçirildi. Sonuçta Libya, nükleer silah programından vazgeçmek zorunda kaldı.
Uluslararası nükleer kaçakçılığın en önemli isimlerinden sayılan Pakistanlı Abdülkadir Han, bu dönemde yoğun baskı üzerine bazı işbirlikçilerinin adını vermek zorunda kaldı.
BELGELER ABD TALEBİYLE İMHA EDİLDİ
Tinner'ların tutuklanmasının ardından bilgisayarlarında ve evlerinde nükleer kaçakçılıkla ilgili çok önemli belgelere ulaşıldı. Sadece İsviçreli savcıların değil, uluslararası atom silahı denetçilerinin de ilgisini çekebilecek dökümandı bunlar. Ancak daha sonra İsviçre Devlet Başkanı Pascal Couchepin, söz konusu belgelerin imha edildiğini açıkladı. Emrin ABD'den geldiği anlaşıldı. ABD, köstebeklerini yüzüstü bırakmak istememişti.
NATANZ'A BOZUK JENERATÖR
New York Times'a göre İsviçrelilerin işbirliği yaptığı Pakistanlı Dr. Abdülkadir Han, İran'ın nükleer santraline jeneratör sağlanmasıyla ilgili olarak Türkiye'deki sanayi kontrol ekipmanları üreten iki girişimciyle çalışıyordu.
İran, Türkiye'den ithal edilen jeneratörü, Natanz'daki uranyum zenginleştirme santraline monte etti. 2006 yılının başında bu jeneratörün bozulması üzerine uranyum zenginleştirmede kullanılan 50 santrifüj birden patladı. İran Atom Enerjisi Örgütü'nün Başkanı Gulamrıza Agazade, jeneratörün hatalı olduğunu tesbit ettiklerini söylemiş, "Artık tüm ithal ekipmanları kontrol ediyoruz" diye de eklemişti.
Bu haber 731 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle