En Sıcak Konular

'Atılması gereken çok ciddi adımlar var'

3 Kasım 2011 14:27 tsi
'Atılması gereken çok ciddi adımlar var' Başbakan Erdoğan isim vermeden Yunanistan'ı eleştirdi: Özelleştirmeyi gerçekleştiremeyenlerin şu anda ödedikleri bedel görüyorsunuz; çok ama çok ağır bir şekilde gelişiyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ülkelerin ekonomik programlarını hazırlarken gerçekçi, ihtiyatlı ve tutarlı olma ilkelerinden taviz vermemeleri gerektiğini belirterek, ''Nitekim bunun örneklerini Avrupa'da çok açık gördük. Yani adeta kamuoyunda her zaman söylenen tutarsız, düzme bütçe türü şeyler artık özelden, kamuya doğru yürümüş durumda'' dedi.

Erdoğan, Martinez Oteli'nde G-20 Toplantısı kapsamında düzenlenen, B-20 Ekonomik Politikalar Oturumu'nda yaptığı konuşmada, Ekonomi Politikaları Çalışma Grubu'na, yapmış olduğu başarılı çalışmalardan ve geliştirmiş olduğu önerilerden dolayı teşekkür etti.

Başbakan Erdoğan, Küresel ekonominin, 2008 yılının son çeyreğinde dünya tarihinde eşine az rastlanır büyüklükteki bir krizle karşılaştığını anımsatarak, şunları kaydetti:

''G-20 platformunun derhal bir araya gelerek, işbirliği içinde hayata geçirdiği önlemler sayesinde krizin daha da derinleşmesi önlendi. Nitekim, 2010 yılının tamamı ve 2011'in ilk yarısı küresel ekonomi açısından olumlu bir atmosferde geçti. Ancak bu yılın ikinci yarısından itibaren beklentiler yeniden kötüleşti. Küresel ekonominin geleceğine ilişkin, karşımızda hala çok ciddi riskler ve aşılması gereken zorluklar var. Avrupa başta olmak üzere, gelişmiş ülkelerdeki yüksek kamu borçları ve finansal sektör sorunları, yüksek seviyelerde seyreden işsizlik ve küresel dengesizlikler, güçlü bir küresel toparlanma ve istikrarın önündeki temel engeller olmaya devam ediyor. Bu tablo bize, atılması gereken çok ciddi adımlar olduğunu gösteriyor. Başta G-20 üyeleri olmak üzere tüm ülkelerin işbirliği içerisinde hareket etmek üzere bugün artık her zamankinden daha fazla önem arz ettiği önümüzde.''

-'İhtiyatlı ve tutarlı olma ilkelerinden taviz vermemelidir''-

Erdoğan, küresel ekonomik krize yönelik olarak değerlendirmelerini konusunda şunları söyledi:

''Küresel ekonomiyi en fazla tehdit eden kırılganlık, gelişmiş ekonomilere yönelik kamu borç sürdürülebilirliği endişeleridir. Krizle birlikte alınan genişleyici önlemler ve bankalardan kaynaklanan yükler, kamu borç stokunun çok ciddi bir şekilde artmasına neden oldu. Büyüme hızının düşmesi de borç göstergelerini giderek kötüleştiriyor. Sonuç olarak, 2008 yılında bazı bankaların iflasıyla ortaya çıkan küresel kriz, bugün artık devletleri tehdit eder bir noktaya gelmiş durumda. Bu çerçevede, gelişmiş ülkelerin somut, iyi planlanmış ve güvenilir mali uyum politikalarını açıklamaları ve uygulamaları büyük önem taşıyor. Ülkeler ekonomik programlarını hazırlarken gerçekçi, ihtiyatlı ve tutarlı olma ilkelerinden taviz vermemelidir. Nitekim bunun örneklerini Avrupa'da çok açık gördük. Yani adeta kamuoyunda her zaman söylenen tutarsız, düzme bütçe türü şeyler artık özelden, kamuya doğru yürümüş durumda.''

-''Şu anda son işsizlik verisi yüzde 9,1'e düşmüştür, bunun biraz daha düşeceğini tahmin ediyorum''-

Türkiye olarak, 2008 krizinin ilk aşamasında ölçülü, hedefe odaklı ve iyi seçilmiş mali ve parasal genişleme tedbirleri aldıklarına işaret eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Aldığımız tedbirler, ekonominin çarklarının yeniden dönmesine yardım etti ve daralmanın derinleşmesini önledi. Krizin etkilerinin küresel ölçekte en yoğun şekilde hissedildiği 2009 yılı Eylül ayında, muhafazakar tahminlere dayalı bir Orta Vadeli Program açıkladık. Programımızda üç yıllık bir perspektif ortaya koyduk. Kriz nedeniyle hafif de olsa kötüleşen kamu borç stokumuzu yeniden kontrol altına alacağımızı gösterdik. Daha sonra, bu program dahilinde mali destek paketlerini kademeli bir şekilde geri almaya başladık. Fakat önceki dönemlerle mukayese edecek şekilde değil. Bunları da bir disiplin içinde karar altına aldık. Zira talepler çok çok farklıydı ve sürekli kamudan, şuraya şu kadar destek gibi bizlerden talepler olmasına rağmen bizler buna hayır dedik ciddi tavırlar koyduk ve bu tavırlar içerisinde bu mali disiplini muhafaza ettik. Açıkladığımız program, piyasaların önünü görmesine ve güvenin yeniden tesis edilmesine çok önemli bir katkı sağladı. Artan güvenle beraber özel sektör talebinin büyümeye katkısı da önemli ölçüde yükseldi. Ekonomimiz 2010 yılında yüzde 9, 2011'in ilk yarısında ise yüzde 10'un üzerinde bir büyüme performansı sergiledi. Bu süreçte istihdam alanında da çok önemli başarılar elde ettik Krizin en yoğun olduğu anda işsizlik yüzde 147e kadar çıkarken ülkemizde. Şu anda son işsizlik verisi yüzde 9,1'e düşmüştür, bunun biraz daha düşeceğini şu anda tahmin ediyorum.

Bu süreçte istihdam alanında da çok önemli başarılar elde ettik. 2009 yılı Nisan ayına kıyasla mevsimsel düzeltilmiş verilere göre ilave 3,4 milyon istihdam oluşturduk ve toplam işsizlik oranını 4,8 puan azalttık. Bu performansla Türkiye, küresel ekonomideki olumsuz tablodan kendisini uzak tutmayı başardı. Özetle, Türkiye'nin yaşadığı deneyim, mali disiplin ile güçlü büyümenin nasıl bir arada yürütülebileceğini net olarak gösterdi.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,yolsuzlukla mücadelede kararlı olmanın ve samimiyet testini başarmanın şart olduğunu belirterek, ''Eğer politika yapıcıları yolsuzluğun içerisinde aktör oluyorlarsa, orada görev alıyorlarsa tabii bu işi başarmanız da mümkün değil. O zaman çöker gidersiniz'' dedi.

Türkiye'nin bu işi büyük ölçüde başardığını vurgulayan Erdoğan, ''Hiç mi yok? Hiç olmadığını iddia etmiyorum. Çünkü bu işin içinde insan var. İnsanın olduğu yerlerde bu tür maalesef sıkıntılar da yaşanıyor. Bunu da özellikle vurgulamam lazım'' diye konuştu.

Erdoğan, Martinez Oteli'nde G-20 Toplantısı kapsamında düzenlenen, B-20 Ekonomik Politikalar Oturumu'nda yaptığı konuşmanın ardından soruları yanıtladı.

Toplantıya katılan bir CEO'nun ''Siz konuşmanızda krizin bir fırsat da olabileceğinden bahsettiniz, tabii riskleri iyi hesaplayabildiğiniz taktirde bunu yapabileceğinizi söylediniz. Muhtar Kent'i biliyorsunuz, 400 şirketi, 3 trilyon dolarlık bir ciroyu temsil eden bir grup, ben 3 tane öneride bulunmak istiyorum. G-20'nin her toplantısında sürdürülebilir büyüme ve istihdam yaratma konusunu odak noktası alması lazım, çünkü siz bunu kendi ülkenizde gösterdiniz'' şeklindeki değerlendirmesi üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Zaten bir soru olarak görmüyorum, gayet güzel bir tanım getirdiler. Benim de altına rahatlıkla imzamı atabileceğim bir yaklaşım olarak görüyorum. Gerek sürdürülebilir büyüme ve istihdam, ki biz de özellikle yola çıkarken iki tane kavramı çok önemsedik; istikrar ve güven. İstikrar ve güvene dayalı bir ekonomi ve bunun istihdamla birlikte yürütülmesi olayı. Kaldı ki verdiğiniz şu örnek, yani Muhtar'ın içinde olduğu olay, işte o kriz döneminde bile şu anda 500 milyon dolarlık bir yatırıma girdiler ülkemizde. Ben aynı şekilde Muhtar'ın takip ettiği yolu, diğer buradaki bütün CEO'lara özellikle tavsiye ediyorum, 'Gelin' diyorum. Türkiye güvenli bir limandır. Gerek reel sektörde, gerek finans sektöründe, Türkiye'de şu anda mesela bazı alınan bankaların şu anda genelini aştığını görüyoruz. Türkiye'deki birimin genelini aştığını görüyoruz. Bu çok çok önemli. İsmini artık vermeme gerek yok, herhalde anlıyorsunuzdur. Böyle bir durum söz konusu.''

-''Türkiye bu işi büyük ölçüde başarmıştır''-

Bir diğer konunun ise kamu ve özel sektör iş birliği olduğunu, bunun kenara atılamayacağını ve çok büyük önem taşıdığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ama burada biz kamuyu artık sadece memur görevlendirme noktasında düşünüyoruz. Bunun dışında özelleştirme projeleriyle biz kamuyu tamamen bu işten çıkardık. Kamu artık ekonominin içinde yok. Kamu sadece şu anda bu işin planlaması, denetlemesi, düzenlemesi, bu tür şeylerin içerisinde görev alıyor. Ama elimizde kalanları da şu anda özelleştirerek tamamen bu işten çıkacağız. Şu anda bazı ülkelere yapılan tavsiyeler var. İsim vermeyeceğim, anlıyorsunuz, biliyorsunuz, neden, 'İşte özelleştirmeni bitir'. Halbuki özelleştirme artık yani dünyamızda yeni bir şey değil. Avrupa Birliği süreci içerisinde veyahut da avro bölgesinde yeni bir konu değil. Ama bunu gerçekleştiremeyenlerin şu anda ödedikleri bedel görüyorsunuz çok ama çok ağır bir şekilde gelişiyor. Türkiye bu noktada dönemimizde çok önemli adımlar attı ve bu işi başardı.

Burada bir şeyi daha söylemem lazım, yolsuzlukla mücadelede de çok kararlı olmak ve samimiyet testini başarmak da şart. Eğer politika yapıcıları yolsuzluğun içeresinde aktör oluyorlarsa, orada görev alıyorlarsa tabii bu işi başarmanız da mümkün değil. O zaman çöker gidersiniz. Türkiye bu işi büyük ölçüde başarmıştır. Hiç mi yok? Hiç olmadığını iddia etmiyorum. Çünkü bu işin içinde insan var. İnsanın olduğu yerlerde bu tür maalesef sıkıntılar da yaşanıyor. Bunu da özellikle vurgulamam lazım.''

Küresel çözümleri aynen paylaştığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Bu işi küresel ölçekte ele almak suretiyle çözmemiz lazım. Artık dünya büyük bir köydür. Bizler hep bu köyün aktörleriyiz, bu köyün sahipleriyiz ve burada beraber, dayanışma içerisinde bu süreci geleceğe taşımamız lazım diye düşünüyorum'' dedi.

A.A.



Bu haber 1,071 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,966 µs