En Sıcak Konular

Deniz'in itirazı!

8 Haziran 2007 09:13 tsi
Deniz'in itirazı! Erkan Mumcu'nun "Cumhurbaşkanı adayı" olarak gösterdiği ardından DP'den aday adayı olan ancak sağda birlik çökünce adaylığını geri çeken Arıboğan: "Gece birleşik Demokrat Parti çatısının altında huzurla uykuya yattık, sabah çatı tepemize çökmüş uyand

Deniz Ülke Arıboğan'ın yazısı:

Yeniden başlayış  
 
“Haydi gelin köyümüze geri dönelim" şarkısı durduk yerde dilime dolanınca, fazla uzakta kalmanın bana yaramadığını fark ettim ve işte yine geldim, buradayım. "Erken terhis" diyorlar bizim bu hallere. "Gideceğiniz varsa göreceğiniz de var" diye uyarsalar belki bir tur daha düşünürdük başlamadan. Ne bileyim siyaset denilen şeyin kitaplarda falan yazıldığı gibi bir şey olmadığını. Adımızın önüne profesör unvanını alınca havaya giriyoruz galiba. Biliyoruz sanıyoruz olanı biteni. Yok, Meclis'te geniş kesimlerin temsiliymiş; yok, sivil demokrasinin devamlılığının sağlanmasıymış, yok, kurumlararası çatışmanın engellenmesiymiş, konuşup durduk. Gece birleşik Demokrat Parti çatısının altında huzurla uykuya yattık, sabah çatı tepemize çökmüş uyandık. Bu işi iyi bilenler, siyasetin ta içinden gelenler bile şaştı kaldı, bu acayipliğe. Bizim gibi kitap kurtları nasıl anlasın!

Ben mi niye girdim bu işe. Sağda birleşmenin Türkiye için rahatlatıcı bir açılım olabileceğine inanmış ve daha geniş kesimlerin Meclis'te kendisini ifade edebilmesi için bir altyapı oluşturulur sanmıştım. Milyonlarca oyun küçük partilere dağılarak sistem dışına itilmesini kabul edilebilir görmüyordum. Bunu aşmanın yolunun birleşmelerden geçtiğini düşündüm. Bu toparlanmaya bir katkı vermek sanki kaçılmaması gereken bir vazife gibi gelmişti. Bohçamı toplayıp yollara düştüm. Lakin bir ay bile sürmedi bu yolculuk. Kısa mı diyorsunuz? Ben de size cevap olarak bir dostumun bana söylediği mısraları, hali pür melalimi anlatmak babından sunuyorum. Zaman, rakamlardan ibaret bir şey miymiş, görün bakalım!

Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir,

Müptela-i gama sor, geceler kaç saat.

Tercümesi en basit haliyle şu; "en uzun geceyi takvimciler, gök bilimciler ne bilir, sen asıl gama, kedere düşmüşlere sor, geceler kaç saat". "Çoook çektim, çoook!" türünden bir açıklama peşinde değilim, yanlış anlamayın. Hatta ne olduğunu bile anlayamayacağım kadar konulara uzaktaydım. Sadece, "zaman" denilen şeyin göreceli olduğunu ve kısa ya da uzun zamanın rakamlarla açıklanamayacağını anlatmaya çalışmaktayım. Bir bakışa göre çok uzun bir siyasi kariyerim oldu, bir bakışa göre ise göz açıp kapayıncaya kadar sürdü. Sonuç olarak köşeme döndüm ve kendi kendime koyduğum siyasi yasağımı kaldırdım. Artık siyaset konuşabiliriz.

Partilerin listeleri açıklanır açıklanmaz küskünler, memnunlar, fazlasıyla memnunlar grupları ortaya çıktı. Kimisi listede "neden yer bulamadığının" merakında, kimisi "nasıl oldu da bu sıralara layık görüldüm"ün gururlu şaşkınlığında. Listeye girme çabalamaları yakında yerini listeden Meclis'e çıkma telaşına bırakacak. Hazırlıklar tamam, herkes istim üstünde.

Telaş sadece adaylarda değil elbette. Oy vermeye hazırlanan ve halen "Allah'tan başlıyorum, kim çıkacak bilmiyorum, o piti piti karamela sepeti" tekerlemesini söyleyen büyük bir kitle var. İşleri de zor, zira partilerin bugüne kadar gelenekselleşmiş olan ve ana tanımlayıcı eksen konumundaki sağ-sol kimliği kalmadı. Listelere bakıldığında görüldüğü kadarıyla laik-dinci ikilemi de çözüldü. Ekonomide, AB ve ABD ile ilişkilerde farklı tutumlar da yok. AKP'de askerlerle problem yaratan isimlerin bir kısmı da tasfiye oldu. AKP'nin listesini DP'den ya da CHP'den (ya da tam tersi) sunsanız da fazla bir problem çıkmayacağına göre, peki biz neye göre oy vereceğiz? Neyi seçeceğiz? Sepette portakallar, elmalar, armutlar, üzümler yok ki! Hepsi portakal.

Kanımca partilerin artık merkezde yer almak uğruna birbirlerine ne kadar benzediklerini değil, diğerinden ne kadar farklı olduklarını gösterme zamanı. Dengeler kuruldu. Eh, nispi bir rahatlama da sağlandı. Artık durulan yerleri görelim. Mesela küresel sermaye hareketlerine karşı tavır ne? AB ile tam bütünleşme mi, eklemlenme mi, külliyen kopma mı? ABD ile ilişkiler nasıl şekillenecek? Kuzey Irak için ne düşünülüyor? Rusya'nın enerji üzerindeki egemenliğine karşı ne tavır alınacak? Çin'in Afrika ve Ortadoğu'daki varlığına karşı ne düşünülüyor?

Belki de bu teferruatları bırakıp esas öze dönmek daha doğru. "Listeye Ahmet efendiyi yazdık diye, muhtar Mehmet efendi 250 kişiyle birlikte B partisine oy verirse ne yaparız?"
 
Akşam



Bu haber 420 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,708 µs