En Sıcak Konular

Beslenme alışkanlıklarınız, kanseri tetikleyebilir

16 Ekim 2011 08:53 tsi
Beslenme alışkanlıklarınız, kanseri tetikleyebilir Yapılan araştırmalar ABD’deki kansere bağlı ölümlerde dördüncü sırada yer alan pankreas kanserinin hızla arttığını ortaya koyuyor. Avrupa’da her yıl pankreas kanserinden 50 bin kişi hayatını kaybediyor. Uzmanlar hastalığın oluşumunda en önemli

Apple’ın kurucularından Steve Jobs geçen hafta pankreas kanserine yenik düştü. 2004 yılından bu yana hastalıkla mücadele eden Jobs, tedavisi nedeniyle CEO’luk görevini bırakmıştı. Son dönemde pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybeden isimlerden biri de Nobel Tıp Ödülü sahibi Kanadalı Prof. Ralph Steinman’dı. Dört yıl önce teşhis konulan Steinman bağışıklık sistemiyle ilgili yaptığı önemli çalışmalarla tanınıyordu. Cemiyet hayatının önemli isimlerinden Ceyla Gölcüklü, Galatasaray Kulübü eski başkanı Özhan Canaydın, gazeteci Ufuk Güldemir de pankreas kanseriydi. Yapılan araştırmalar ABD’deki kansere bağlı ölümlerde dördüncü sırada yer alan pankreas kanserinin hızla arttığını ortaya koyuyor. Avrupa’da her yıl pankreas kanserinden 50 bin kişi hayatını kaybediyor. Uzmanlar hastalığın oluşumunda en önemli etkenin beslenme olduğunu belirtiyor.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar pankreas kanserinin tavrı, tarzı, gelişimi ve nedenlerinin geçen 10 yıl içinde değiştiği görüşünde. Pankreas kanserinin klasik nedeninin kronik pankreatit (yani organın daha önceden iltihaplı oluşu) olduğunu belirten Dizdar günümüzde ise bu durumun değiştiğini anlatıyor. “Kronik pankreatit fazla alkol ve sigara tüketimiyle bağlantılı. Ancak günümüzdeki hastalara baktığınızda içlerinde hiç alkol tüketmemiş olanlar var. Artık pankreas kanserinin beslenmemimizle bağlantılı olduğu tartışılıyor. Özellikle mısır şurubunun neden olduğuna dair araştırmalar var. ABD’de 88 bin 802 kadının katılımıyla gerçekleştirilen Nurses’ Health Study’de 18 yıllık takip sonucunda çay şekeri (sükroz) pankreas kanseriyle ilişkili bulunmazken früktozdan (mısır şurubu şekeri) zengin beslenmenin pankreas kanseri olasılığını artırdığı ortaya çıktı. Multiethnic Cohort çalışmasına ise Havai-Los Angeles bölgesinde yaşayan 162 bin 150 kişi katıldı. Sekiz yıl süreyle izleme sonucunda nişasta bazlı şekerde bol miktarda bulunan früktozun pankreas kanseriyle ilişkili olduğu gösterildi. Bu araştırmaya göre kilo fazlası olanlarda nişasta bazlı şeker alımı özellikle daha fazla risk oluşturuyor. Toplam 482 bin 362 kişinin kaydedildiği geçen yıl yayınlanan bir diğer çalışmada da nişasta bazlı şeker yani früktoz, pankreas kanseriyle ilişkili bulundu.”

Yoğurt dediğin 10 günde ekşir

İşlenmiş gıdalarında riski artırdığını hatırlatan Dizdar gıdaların mevsiminde tüketilmesi gerektiğinin altını çiziyor: “Gıdalar raf ömürlerinin uzaması için aşırı fiziksel işlemlerden geçiriliyor. Sütler UHF işlemine maruz kalıyor, etlere yüksek basınç uygulanıyor. Marketlerde altı ay raf ömrü olan hazır yemekler bulunuyor. Yoğurtlar bile iki ay ekşimeden kalabiliyor. Oysa yoğurt bir hafta en fazla 10 günde ekşimeli. Mısır gevrekleri de inanılmaz işlemlerden geçiriliyor. Rafine ürünler kesinlikle tüketilmemeli! Evde yapılmış yoğurt, köy yumurtası, baklagiller gibi gıdaları tercih edin. Avokado, kereviz gibi gıdaların tüketilmesi gerektiği söyleniyor ama bunların tümorleri küçülttüğü ya da hastalığı önlediğine dair ilgili elimizde kesin veriler bulunmuyor. “

Pankreas kanserinin karaciğere metastaz yaptığını anlatan Dizdar bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: Karaciğerle pankreasın doku uyumu var. Pankreastan kan dolaşımı karaciğere gider. Çok fazla belirtisi yoktur, ağrı yarattığı anda kendini belli eder. Ancak karnın üst tarafında 10 günü geçen ağrı, dolgunluk hissi varsa doktora gidilmeli. Yani kendi vücudunuzu dinleyeceksiniz.” Dizdar hastalıkta moral desteğinin de çok önemli olduğunu hatırlatıyor: “Hasta iyileşeceğine inanırsa kanseri daha kolay kontrol edebiliyorsunuz. Kişi hayata tutunmalı. Eve kapatmak, inzivaya çekilmek yerine köyüne gitmeli, kısa seyahatlere çıkmalı. Moral, iyilik halini de beraberinde getiriyor.”

Psikolojik sorunlar hastalık sürecini hızlandırabilir

İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Onkoloji Enstitüsü Psikososyal Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan psikolojik problemlerin kanser nedeni olmadığını ama var olan oluşumu tetiklediğini ve hızlandırdığını söylüyor: “Duvarı nem, insanı gam çökertirmiş. Psikoloji bedeni doğrudan etkiler, kanser de fiziksel bir hastalıktır. Ciddi örseleyici yaşam durumları, kayıp ve yas olayları, uzun süreli ruhsal çatışmalar, kişinin beyin kimyasını bozar ve kanser sürecini hızlandırabilir. Bu konudaki en güncel araştırma sonuçları başkanı olduğum 19 Ekim’e kadar devam edecek olan Uluslararası Psikoonkoloji Kongresi’nde açıklanacak ama elimizdeki verilere göre kanser hastalarının ortalama yüzde 20’sinde majör depresyon, yüzde 30’unda ise depresif uyum güçlüğü gelişiyor.”

Psiko-onkolojinin kanser tedavisinde kanserin psikolojik, duygusal, yaşam kalitesiyle ilgili ve işlevsel yönlerini tedavi etmeyi amaçlayan bir uzmanlık alanı da olduğunu belirten Özkan, kanser hastasına ek olarak sıklıkla ailelerin de psikolojik destek ve tedaviye ihtiyaç duyduğunu anlatıyor: “Kanser olduğunun öğrenilmesi, kişide olduğu kadar ailede de krize neden olur. Ailenin tutumu ilgili ancak aşırı kaygılı olmamalı. Aşırı koruyuculuğun egemen olduğu, katı ve çatışmaları göz ardı eden aile ortamları hastanın uyumunu güçleştirir. Çoğu zaman gözlemlediğimiz hastalığın inkar edilmesi, yok sayılması çözümü daha da güçleştirmektedir. Çoğu zaman aileler de hastaya yetmediklerinin farkına vararak psikolojik yardım arayışlarına girer ve doğrusu da budur. Hastanın uyumunun en iyi olduğu aileler, ilişkilerde dengeli, duyguların serbestçe ifadesine izin veren, çatışmaların az, işbirliğinin fazla olduğu aileler...”

Berrin Haberveren / Star



Bu haber 799 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,790 µs