En Sıcak Konular

ABD'nin Afganistan işgali 10. yılına girdi

6 Ekim 2011 09:49 tsi
ABD’nin Afganistan’daki Taliban yönetimine karşı giriştiği operasyonun yarın 10’uncu yıldönümü. İngilizleri ve Sovyetleri hezimete uğratan Afganistan, ABD’ye en uzun savaşını yaşatıyor. Amerikalıların çoğunluğu, “Bu savaşı bi

"Süper Güç” ABD’nin tarihinin en uzun süreli savaşı, 10 yılı geride bırakıyor. 11 Eylül 2001’de ABD’de düzenlenen terör saldırılarından birkaç hafta sonra Taliban hükümetini yıkmak için 7 Ekim’de ABD öncülüğünde koalisyon güçleri, Afganistan’a girmiş, kısa sürede başkent Kabil’de Taliban’ı devirmişti.

ABD askerlerini karşılama törenine giden Afganlardan üç çocuk babası Shamsadullah Khan, 10 yıl sonra şimdi sokaktaki askerlere bakarak “Savaş uzun bir süre önce evime girdi. Hâlâ niçin savaşıyoruz. Amerikan askerleri niye hâlâ burada” diye soruyor.

Yol kenarında kızıyla askerleri selamladığını anlatan Khan, “10 yıl geçti, gelişme yok, barış yok, güvenlik yok” diye devam ediyor.

İstikrarsızlığa devam

10 yıl öncesine kıyasla Afganistan’da şiddet daha da arttı. Birkaç yıl büyük kayıp veren Taliban şimdi daha da güçlü. Daha geçen ay örgüt, Kabil’de Amerikan elçiliği ile NATO merkezinin bulunduğu bölgeye saldırıda bulundu.

Başkenti kana bulayan saldırı ülkedeki istikrarsızlığın hâlâ devam ettiğini gözler önüne serdi. Ülkede Taliban’ı durduracak güçlü bir hükümet de yok. Afgan lider Hamid Karzai, bir gün kardeşinin bir gün yardımcılarının cenazesine katılıyor.

Afganlar gibi ABD’liler de savaştan usandı. CBS News Poll’ın yaptığı ankete katılanların yüzde 58’i “Afganistan savaşından çıkmalıyız” diyor.

Sadece yüzde 35’i “Savaşmaktan haklıyız” yanıtını verdi. Pew Research Center’ın dün yayınlanan araştırmasına göre ise ABD’li gazilerin üçte biri Irak ve Afganistan’da boşuna savaştıklarını düşünüyor.

Bundan on yıl önce, binlerce Taliban mensubu hakim oldukları mevzileri terkedip kırsal alana çekilmiş ve Afganistan'ın batılı kuvvetlerce işgaline çatışmaksızın müsade etmişlerdi.

O dönemin düzensiz askerleri, bugün ise hayli sofistike bir gerilla mücadelesiyle geri döndüler. Ses getiren operasyonlarla önemli hedefleri vurdular ve Amerikan birliklerinin ülkeden sorunsuz ve usulca çekilmesinin mümkün olmayacağını gösterdiler.

Dahası, bu eylemleri karizmatik bir liderin, işleyen bir emir-komuta zincirinin ve kapsamlı bir sosyo-politik görüşün yokluğunda başardılar.

Peki nasıl?

ABD'nin iki hatası

2001 Ekim ayında koalisyon kuvvetlerinin müdahalesinin üç yıl sonrasına dek, Afganistan'da ciddi bir Taliban varlığı yoktu.

Pakistan'ın kuzey batı bölgesindeki güvenlik güçlerinin yöneticiliğini yapmış Mahmud Şah, Afgan halkının ilk zamanlarda Taliban'ı sevgiyle karşıladığını söylüyor. Dört yıllık iç savaşı sona erdiren Taliban'a duyulan sempati, örgütün İslami yaşam biçimini dayatmasıyla tepkiye dönüşmüş.

Şah'a göre Amerikalıların gelişi mutlulukla karşılanmış, çünkü kurtarıcılarının geldiğini düşünmüşler. Ve bu tablonun içinde Taliban'ın geri dönebilmesi mümkün görünmüyormuş.

Ama 2006'ya kadar Taliban güneye özellikle Zabul, Kandahar ve Helmand'a sızmayı başardı. 2008'e kadar da kuzeye Kabil'e doğru yayıldılar.

Mahmud Şah, Amerikalıların avantajlarını ortadan kaldıran iki büyük hata yaptığını söylüyor; "İstikrarı sağlamak yerine askeri hedeflere odaklandılar. Sonra onlara buraya getiren ve zorunluluktan kaynaklanan bir savaşı bırakıp, kendi tercihleri olan Irak savaşına girdiler." diyor.

Şah, İran ve Pakistan'dan milyonlarca mültecinin geri dönmeye başladığı bir dönemde yeniden inşa yolunda hiçbir şeyin yapılmaması ve yolsuzluğun sürüp gitmesinin halkın düş kırıklığını artırdığını ve direnişi güçlendirdiğini söylüyor.

Ama birçok uzman, burada 1994'te Taliban'ın doğduğu yer olan Pakistan'ın rolüne de dikkat çekiyor. Taliban mensupları 2001'de Afganistan'dan kaçarak Pakistan'a sığınmıştı.

Birçok uzman, şimdiki direnişin çıkış yerinin de Pakistan'da aşiretlerin denetiminde olan Veziristan bölgesinin olduğunu belirtiyor.

Bu uzmanlara göre, Afganistan'ın geri kalan bölümlerinde sessizlik hakimken, Taliban Veziristan'da büyük bir hareketlilik içindeydi ve sonra da dünya basınında manşetlere çıktı.

Pakistan'ın rolü

2002 ve 2004'te Pakistan ordusuyla Taliban yine birbirine girdi. Sonrasında orduyla Taliban arasında barış anlaşmaları yapıldı ve Pakistan'ın aşiretlerin denetiminde olan sınır bölgeleri fiilen Taliban'ın hakimiyetine geçti.

Birçok uzman, Pakistan'daki askeri nizamın, safdışı etme gücü varken, Taliban'ın Veziristan'a dönmesine izin verdiğinde hemfikir.
Savunma uzmanı Dr. Hasan Askari Rizvi, "Asker bu konuda bölünmüştü. Hem göz yumdular, hem de yardımcı oldular" diyor.
Koalisyon güçleri, ilk önemli kayıplarını Veziristan'ın hemen karşısında güney doğu Afganistan'da verdi.

Batılı yetkililer, koalisyon güçlerinin 2008-2009'a kadar Taliban'ın bomba fabrikaları kurduğu ve iletişim hattını kurduğu Kandahar ve Helmand'a atıfla militanlar için önemli olan yerleri ellerinde tutamadığını kabul ediyor.

Obama'nın 2010'daki birlik artırımı kararından sonra koalisyon güçleri Taliban'ı Kandahar ve Helmand'daki mevzilerinden çıkardı.
Ama direniş şimdi daha geniş bir bölgeye, başkent Kabil'in çevresine ve daha önce çatışmaların yaşanmadığı kuzeye yayıldı.

Ve Taliban'a Veziristan'tan sürekli savaşçı desteği geliyor.

Güvenilir kaynakların BBC'ye verdiği bilgiye göre, bu militanların çoğu silahlı ve bombalı saldırılarda uzmanlaşmış Pakistanlılar. Bunlar, Veziristan merkezli Hakkani örgütünün üyeleri.

Bu kaynaklara göre, örgüt üyeleri, 2009'dan beri Amerika'nın insansız uçaklarına hedef olmamak için sınırda Pakistan'ın askeri araçlarıyla dolaşıyorlar. Pakistanlı bir askeri kaynak, bu tür bir işbirliğini doğruladı.

Ancak ordu sözcüsü Tümgeneral Athar Abbas, iddiaları yalanladı.





Hürriyet / BBC Türkçe

Bu haber 671 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,761 µs