'İslamofobi Avrupa'nın zayıflığının delilidir'

5 Ekim 2011 12:28 tsi
Bosna-Hersek Reisül Uleması Mustafa Efendi Çeriç, İslamofobi'nin Avrupa'nın zayıflığının en büyük delili olduğunu belirtti.

Bosna-Hersek Reisül Uleması Mustafa Efendi Çeriç, İslamofobi'nin Avrupa'nın zayıflığının en büyük delili olduğunu belirterek, ''İslamofobi aslında Avrupa'ya zarar veriyor. Çünkü İslamofobi sayesinde özellikle liberal görüşte olan Müslümanlar birleşiyor, hatta İslamiyet'e çok önem vermeyen Müslümanlar dahi dinlerine çok daha sıkı bağlanıyor'' dedi.

Mayıs 1993'te Bosna'daki savaşın en sıcak döneminde, halkın manevi liderliğini yapan Reis-Ul Ulema Mustafa Çeriç, dini liderliğinin yanı sıra entelektüel kişiliğiyle tanınıyor. Sinema ve şiirle ilgilenen Çeriç, aynı zamanda çağdaş felsefecileri de takip ediyor.

Çeriç, yakasında, 11 Temmuz 1995'teki Srebrenitsa katliamında şehit olanların anneleri ve tecavüze uğrayan kadınların ördüğü, ortası yeşil, kenarları beyaz dantelden yapılan çiçeği taşıyor. Ortadaki yeşil renk yeniden doğuşu, etrafındaki beyaz renk ise masumiyeti simgeliyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Çeriç, konuşmasına, yakasındaki çiçeğin 11 yaprağının soykırımı simgelediğini anlatarak başladı. Bunu ''ancak iyi kalpli insanların takabileceğini'' dile getiren Çeriç, ''Bir şehit annesi söz verdi, şehit sayısı olan 8 bin 372 taneyi tek başıma yapacağım diye'' dedi.

Çeriç, ''Bosna'da büyük acılar yaşayan Müslüman halkın, savaştan sonra ülkedeki diğer gruplara nasıl baktığı'' şeklindeki soru üzerine, ülkede savaştan sonra çok şeyin değiştiğini söyledi.

Yaşadıkları deneyimden iki ders aldığını belirten Çeriç, ''Aldığım ilk ders, kanunlar kitaplarda ya da yazılı değil, kalpte uygulanır. Kitaplarda ne yazdığı önemli değil, önemli olan gönüllerde ne yazdığı. Eski Yugoslavya'nın anayasası en iyi anayasa olarak biliniyordu. Maalesef kalpler onu istemedi. O yüzden insanların kalplerini iyileştirip güzel şeyleri anlaması konusunda tadilata ihtiyacı vardı'' dedi.

İkinci olarak ''gücün en büyük işareti ya da ispatının hoşgörü'' olduğunu öğrendiğini ifade eden Çeriç, şöyle konuştu:

''Hoşgörüsüzlük, güçsüzlüğün simgesi daha doğrusu ispatıdır. Bu nedenle halkım üzerinde iki konu üzerinde yoğunlaştım. Birincisi 'Soykırım kurbanlarının intikamı doğal bir şey, yani onların hakkıdır.' 'Göze göz, dişe diş'. Eski ahitte yazılan böyleydi ve Kur'an-ı Kerim'de de böyle aslında. Ama Kuran'da küçük bir cümlecik var, 'Affederseniz, Allah sizi affeder, dünyada yaptıklarınızdan dolayı affeder'. Eski ahitte yok, ama işte Kur'an'da böyle bir cümle var. Ben de soykırım kurbanlarına bunu anlatıyorum: İntikam hakkınız kesinlikle vardır, ama affederseniz Allah da sizin günahlarınızı affeder.

Din sakinleştirici etki yapar, yaralı ruha sakinliği verir. Çünkü 6 oğlunu şehit veren bir annenin, tek bir cevabı var 'Ben çocuklarımla ancak cennette buluşabilirim'. Başka ilacı mümkün değil.

Halkıma da bunu söyledim: Hoşgörülü bir halk olmak istiyorsanız, ilk olarak kendi dininize, kimliğinize ve kökünüze sahip çıkacaksınız. Çünkü genelde saldırganlar, zayıf olanlardır.

''Avrupa'da Müslüman olmak enteresan ve cazibeli''

Avrupa'da Müslüman olmanın kolay olmadığını anlatan Çeriç, diğer taraftan Avrupa'da Müslüman olmanın çok enteresan ve cazibeli olduğunu söyledi. Çeriç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Avrupa'da Müslüman olmak kolay değildir ama çok büyük bir şereftir. Avrupa'da Müslümanlık senin şahsi seçimindir. Yaşadığın ortam senin Müslüman olmaman için her türlü kolaylığı sağlıyor, ama bütün bu şartlara rağmen Müslüman olarak hayatını sürdürüyorsan bu çok büyük bir şeref.''

İslamiyetin kılıçla yayılmadığına dikkati çeken Çerçi, ''Eğer İslamiyet'i kılıç zoruyla kabul etmiş olsaydık, yine çok kolay bir şekilde terk edebilirdik. Oysa tersi oldu, biz savunmaya geçtik. Müslüman kalabilmek için kendimizden, hayatımızdan dahi vazgeçtik.''
Çeriç, Fatih Sultan Mehmet ile birlikte 1463 yılında Bosna'ya sadece İslam'ın gelmediğini, aynı zamanda demokrasi, onur ve şerefin de onunla birlikte geldiğini kaydetti.

İslam'ı hiçbir zaman terk etmeyeceklerini, onunla yaşamaya devam edeceklerini dile getiren Çeriç, ''Bizi çok daha mutlu kılan başka bir unsur var. Türkiye'nin bu konuda bizden çok daha ısrarlı olması. Bizim Müslümanlıktan ve İslamiyet'ten vazgeçmemiz ne kadar olanaksızsa Türkiye'nin iki misli daha olanaksız'' diye konuştu.

''Boşnaklar ve Türkler formalite icabı değil, içtenlikle Müslüman''

Türkiye ve Bosna'da İslam'ın benzer şekilde yaşandığına işaret eden Çeriç, Boşnaklar ve Türklerin formalite icabı değil, içtenlikle Müslüman olduklarını söyledi.

Türk ve Boşnakların ahlaki ve kültürel değerlerinin temelinde İslam'ın yattığını ifade eden Çeriç, şunları söyledi:

''İslam'ın sayesinde bizi herkes fark edebilir. Çünkü temizliğe, beslenme şekline, aile değerlerini muhafaza etme, geleneksel olarak küçüklerin büyüklere duyduğu saygı, bunlara çok önem veririz. Belki namaz ve ibadetler konusunda bazı gevşekliklerimiz olabilir, ama kesinlikle üç unsurdan taviz vermeyiz, oruç, zekat ve Hacca sevgi ile saygı. Aynı zamanda İslamiyet'in şerefini ve onurunu muhafaza etme konusunda en çok mücadele edecek ve eden milletleriz.''

''İslamofobi, her zaman ters tepebilen bir olgu''

İslamofobi konusuna da değinen Çeriç, Avrupa'nın zamanın şartlarına uygun şekilde davranmadığını bildirdi.

İslamofobi'nin Avrupa'nın zayıflığının en büyük delili olduğunu ifade eden Çeriç, ''Bu aslında Avrupa'ya zarar veriyor. Çünkü İslamofobi sayesinde özellikle liberal görüşte olan Müslümanlar birleşiyor, hatta İslamiyet'e çok önem vermeyen Müslümanlar artık dinlerine çok daha sıkı bağlanıyor'' dedi.

Fransa'da peçenin yasaklanmasıyla ilgili kendisine yöneltilen bir soruya verdiği yanıtı anlatan Çeriç, şöyle dedi:

''Bir din lideri olarak, şahsen, yüzün tamamen kapatılmasını pek uygun görmüyorum. Ama hiç kimsenin hakkı ve haddine değildir, bir kadının tercihi neyse o şekilde giyinmeli. Seçim ve zevk meselesidir. Hicabın kanunen yasaklanmasına karşıyım. Ama daha şiddetli şekilde, zorunlu kapatılmasına karşıyım. Devlet hiçbir şekilde bunu yapmamalı. Devlet, özel hayata müdahale etmemeli.''

''Herkes Türkiye'nin peşinde koşacak''

Türkiye'nin AB'ye girmesi konusuyla ilgili olarak da Çeriç, Türkiye'nin bir Müslüman ülke olarak değil yüksek demokrasiye sahip, hukuk ve adaletin hakim olduğu bir ülke olarak AB'ye gireceğini söyledi.

Türkiye'nin son zamanlarda ''dünyada en parlayan yıldız'' olarak bilindiğini dile getiren Çeriç, Türkiye'nin haklar ve müreffeh ortamın yaratılması konusunda en başarılı ülke olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin AB'ye alınmamasının Avrupa'nın zararına olacağını belirten Çeriç, Türkiye'nin giderek yükselen bir ülke olduğunu ifade etti.

Ancak bu dönemde Türkiye'nin yeni bir seçim de yapabileceğini ifade eden Çeriç, şunları kaydetti:

''Avrupa yolu öncelikli bir yol olmayabilir, yeni perspektifler ortaya çıkmaya başladı. Ortadoğu ya da Asya ülkeleri söz konusu olabilir, birleşme olabilir. En yakın zamanda AB, Türkiye'ye yalvaracak 'Lütfen bize katılır mısınız' diye. Hiç merak etmeyin. Şimdiye kadar yaptıklarınıza devam. Bütün dünyaya açık olmaya devam edin. Ekonomik olarak da güçlenin. İnşallah herkes Türkiye'nin peşinde koşacak.''


AA



Bu haber 879 defa okundu.