En Sıcak Konular

Esat Canan'dan ölüm tehdidi iddiası

5 Haziran 2007 13:01 tsi
Esat Canan'dan ölüm tehdidi iddiası Hakkari'li vekil Esat Canan'dan çarpıcı açıklamalar. Canan bölgeyi ve PKK'nın nasıl biteceğini anlattı. "CHP'nin ne olduğu belli değil" diyen Canan ölüm tehditleri aldığını da açıkladı. Tehditlerin kaynağına gelince...

Fadime Özkan'ın röportajı...

Hakkári milletvekili Esat Canan ‘Sistem, toplum ve PKK arasına sıkışıp kaldık’ diyor

Şemdinli olaylarının tanığı ve takipçisi Esat Canan bölge siyasetçilerinin siyaset üretmekte zorlandığını söylüyor. Canan ‘Bana hayatımın tehlikede olduğunu tebliğ eden emniyet yetkilileri çağrı üzerine koruma teklif etti’ diyor

9 Kasım 2005 ve sonrası: Şemdinli’de Umut kitapevi bombalandı. Halk failleri yakalayarak güvenlik güçlerine teslim etti. Hakkari milletvekili Esat Canan da oradaydı, kamuoyunu bilgilendirdi. Van Savcısı Ferhat Sarıkaya dava sanıklarından Ali Kaya’yla ilgili olarak ‘Tanırım, iyi çocuktur’ diyen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ın ‘örgüt kurmak, sahte belge düzenlemek ve görevi kötüye kullanmak’ suçundan Genelkurmay Yüksek Mahkemesi’nde yargılanmasını isteyince hararet yükseldi. ‘Nereye uzanırsa uzansın sonuna kadar gidilecektir’ diyen yetkililer ağız değiştirdi. Büyükanıt’ın yargılanmasına gerek olmadığı açıklandı. Savcı Ferhat Sarıkaya ise meslekten ihraç edildi. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Şemdinli sanıklarına verdiği 39’ar yıl hapis cezası ise Yargıtay’da bozuldu.

5 Haziran 2007: Aradan bir buçuk yıldan fazla zaman geçti. O günlerde ‘Bombaların bölgede huzursuzluk çıkarmak ve ileride Kuzey Irak’a yapılacak operasyona gerekçe oluşturmak için patlatıldığını’ söyleyen Esat Canan bugün ‘gelişmeler beni haklı çıkardı’ diyor. CHP’den geçen hafta ayrılan Canan, seçimlere bağımsız giriyor.

30 Ocak 2006’da Milliyet’te yayınlanan röportajınızda Derya Sazak size ‘Hakkári bölgesi niye hedef’ diye soruyor, siz de ‘Şemdinli hassas bir bölgede. K. Irak’ta Kürt Federe devletinin kurulması Türkiye’de kaygıyla izleniyor. Huzursuzluk yaratarak ileride K. Irak’a müdahalenin gerekçesi yaratılmak isteniyor olabilir’ diyorsunuz. Şimdi K. Irak’a operasyondan bahsediliyor. Ne diyorsunuz?

O tarihlerde Hakkari’de 20’ye yakın bomba patlatıldı. 9 Kasım Şemdinli bombalamasında halk faillere suçüstü yapmıştı. Bana göre patlatılan bombalarla istikrarı bozmak, K. Irak’a müdahale için gerekçeler yaratmak hedefleniyordu. Gelişmeler o zaman söylediklerimi bir anlamda doğruladı.

PKK DEMOKRASİYLE BİTER

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt operasyonla ilgili ‘İçeri girince sadece PKK’yla mı uğraşacağız yoksa Barzani ile bir şeyler yapacak mıyız’ diyerek belirsizliği vurguladı. Yorumunuz ne?

PKK’yı bitirmek gerçekten hedefleniyor mu veya K. Irak’a operasyonla PKK bitirilebilecek midir, bunun iyi hesaplanması lazım. Geçmişte çok güçlü operasyonlar yapıldı K. Irak’a fakat sonuç alınamadı. Ortada bir Kürt sorunu vardır. Türkiye’de gerçek anlamda çağdaş normlar, batı tipi demokrasi olursa Kürt sorunu çözülecek, PKK bitirilecektir. Operasyon yerine sosyal ekonomik kültürel ve siyasal çözümler üretmek lazım. Bu da devletin, TBMM’nin görevidir.

Irak eski Irak değil. Kuzeyde Kürt federe devleti, Bağdat’ta merkezi devlet ve bir de ABD var. Ve tam da operasyon konuşulurken ABD bölgeden çekildi. Gelişmeleri nasıl okuyorsunuz?

Kuzeydeki federe Kürt devleti, yeni Irak anayasasıyla oluşmuştur. Dolayısıyla Türkiye’nin başka bir ülkeye ait bir bölgedeki değişikliklere müdahale etmesi uluslararası arenada da büyük sıkıntılara sebebiyet verecektir. Irak’tan Türkiye’ye yönelik tehdit olduğu söyleniyor ama bunun çok gerçekçi olduğunu söylemek mümkün değil.

SORUN TÜRKİYE’DE

Neden değil, PKK orada ve Türkiye’de terör eylemlerini sürdürüyor?

PKK sadece K. Irak’ta değil, Türkiye’de de var. Türkiye’dekini görmeyip sadece K. Irak’ta olduğunu iddia etmek gerçekçi değildir. Sorun Türkiye içinde değerlendirilmelidir.

Evet ama Kürt sorunu hem ABD’nin oradaki varlığı ve bölgeyle ilgili projeleri, hem de Kürt federe devletinin Suriye, İran ve Türkiye Kürtleri için cazibe merkezi olma ihtimaliyle uluslararası bir sorun haline geldi. Sonuçta bölgede bir Kürt havzası ve nihai hedefin tüm Kürtleri kapsayacak bağımsız bir devlet olduğu yönünde senaryolar da var?

Ben böyle düşünmüyorum. Bana göre Türkiye Kürt meselesini büyütüyor ve meselesini uluslararası alana havale eden bir ülke konumuna geliyor. Yoksa kendi ülkesindeki Kürt sorununa çözüm üretse bu sorun uluslararası alanda yer bulamaz. Türk kamuoyunun gündemine getirilmiyor ama K. Irak Kürt federe devletinin sınırları, federe devlet ve Irak devlet anayasasında gayet açıktır. Erbil, Süleymaniye, Dohuk ve bazı ilçelerin isimleri zikredilmek suretiyle sınırlar belirtilmiştir. Türkiye’de iddia edildiği gibi doğu, güneydoğuyu kapsayan bir şey yoktur. Bu mümkün de değildir. Barzani de, sürekli Türkiye’ye ihtiyaç duyduklarını, iyi komşuluk ilişkileri geliştirmek istediklerine söylüyor.

Sizin Barzani’yle ilişkiniz hakkında da spekülasyonlar var?

Bunlar ne doğrudur, ne haklıdır. Benim için ülkem, Türkiye önemlidir, Barzani değildir. Hakkári K. Irak’la en yakın ildir. Sınırımız, köylerimiz ortaktır. Akrabalarımız vardır. Oradaki gerçeği biz biliyoruz ve bu ülkede mutlu olmak istiyoruz. Kürtlerin bölücülük gibi bir amacı kesinlikle yok! Kim söylüyorsa yalandır, buhtandır. Bu gündeme getirilerek toplum korkutuluyor. Kürtler dışlanmış vaziyetteler ama Türkiye’den kopmak istemiyorlar. Şiddetin en yoğun olduğu 90’lı yılları hatırlayın. Şemdinli, Çukurca sınırında hiç kimse K. Irak’ın hemen yanında olmasına, o yıllar için orası çok cazip olmasına rağmen oraya gitmedi. Aç sefil şekilde İstanbul’a, Ankara’ya, Türkiye’nin farklı yerlerine gitti, oralarda ekmek aradı. O zaman nedir bu bölücülük lafı? Bu ülke vatandaşlarına neden güvenmiyor?

KÜRTLER TAHRİK EDİLDİ

Büyükanıt son konuşmasında PKK’yı ‘etnik milliyetçi, faşist PKK’ olarak tanımladı. Bu tanımlama, terör örgütünün siyasi alana kayarken bölgedeki siyasetçileri, kanaat önderlerini de baskılayarak Kürt milliyetçiliğini artırdığı yönündeki analizleri de içeriyor...

... Ben bunun tam tersini söylüyorum. Türk milliyetçiliği kasıtlı biçimde geliştirilerek Kürt milliyetçiliği tahrik ve teşvik ediliyor. DTP ‘Sadece Kürtlerin değil Türkiye’nin partisi olmak istiyoruz’ diyor ama bunlara dışlayıcı tavır içine giriliyor. Oysa o insanların temsili, sorunlarının parlamentoda dile getirilmesi gerekiyor.

Bunun için DTP’liler ve diğer bölge siyasetçilerinin terör örgütüyle aralarına mesafe koymaları, PKK’nın yörüngesi dışında bağımsız politika geliştirmeleri gerekmez mi peki?

Hayır, onun dışında siyaset yapanlar da vardır. Ben yıllardır yapıyorum. Şiddete kesinlikle karşıyım. Kürt sorunu demokratik açılımlarla çözülür. PKK’nın şiddetten vazgeçmesi hem kendileri, hem Kürtler, hem Türkiye için vazgeçilmez bir gerçekçiliktir.

Sizin PKK tanımınız ne?

PKK’yı tanımlamak soruna çözüm getirmez. Ama şu görülmeli: PKK’nın arkasında çok büyük bir toplumsal güç var. Bugün Türkiye’de bir parti 2 milyona yakın oy alıyorsa, o toplumsal yapı PKK’nın ileri sürdüğü bazı görüşlerin arkasında duruyorsa biz o harekete terör de desek çok fazla anlamı olmaz. Yıllardır o bölgede hak ve özgürlükler alanını ilgilendiren bir sorun yaşanıyor. Fikrini ortaya koyabilen biri niye şiddete başvursun ki?

AÇIK KONUŞUYORUM

Başbakan iki yıl önce sorunun adını koydu. Hükümet de AB sürecinde hak ve özgürlükleri genişletti. Çözüm dediğiniz gibi buradan geçiyorsa; bölge siyasetçileri, halk, yerel yöneticiler neden bu adıma sahip çıkmadı? Sorunun çözümü mü istenmiyor?

Bu sonuca varmak için ileriye bakmak lazım. Ben Sayın Başbakanın söylemine bölge halkının sahip çıktığına inanıyorum, çünkü bu açılımın çok olumlu değerlendirdiğine tanık oldum. Farklı bir partiden olmama rağmen ben de Başbakana destek çıktım. Ama bazı siyasi çevreler, söylediğiniz gibi farklı şekilde değerlendirmiş olabilirler.

Bölgede PKK odağında otoriter bir yapılanmadan, farklı fikir ya da yöntem önerenlerin bastırıldığından bahsediliyor. Siz ne yaşıyorsunuz, iki taraflı bir kıskaç arasında mısınız?

Tabiî ki bir kıskaç arasındayız. Bu baskı sadece PKK’dan kaynaklanmıyor. Orada da var o baskı... Bugünkü koşullar altında benim gibi sosyal demokratların siyaset üretmesi gerçekten çok zor. Bölgenin bir siyasetçisi olarak açık söyleyeyim: Sistemle, PKK ve toplum arasında sıkışıp kalmışız. Türkiye’nin yararına bir şey söylediğimizde toplum da, devlet de bizi öte tarafa itmektedir. Farklı bir şey söylediğimizde de öbür taraf, devletten saymaktadır.

TEHDİT EDİLİYORUM

Tehdit alıyor musunuz?

Demokrasiye inanmış biri olarak, mücadeleme devam edeceğim. (Duraksıyor) Emniyet üzerinden tehditler geliyor. Resmi makamlarca tebliğ edilmiş tehditler, hakaretler var. Uyarı gibi. Hayatımın tehlikede olduğu, dikkatli olmam gerektiği noktasında tebligat yapıldı. Hatta bana ‘çağrı üzerine koruma’ diye bir şey önerildi.

‘Çağrı üzerine koruma’ ne demek?

Böyle bir şeyle karşılaşınca emniyeti arayacağım, öbür tarafa da ‘emniyet gelene dek bekleyin, beni sonra öldürün’ diyeceğim. Onlar da bekleyecek.

Bu inanılır gibi değil!

Öyle ama... Hrant Dink’ten sonra tartışma çıktığı için, bazı birimlerin sorumluluktan kurtulmasına gerekçe yaratıldı bence. Kafamda farklı şeyler de var tabi... Acaba böyle bir şey yapılacak da alt yapısı mı hazırlanıyor diye.

Ne yaptınız bu gelişmeden sonra?

İçişleri Bakanlığı’na bildirdim. Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘Beni tehdit edenler neden çıkarılmıyor da, tebligat yapılıyor’ diye başvurdum. Bir ay oldu ama henüz bir cevap alamadım.

CHP’NiN NE OLDUĞU BELLi DEĞiL AMA SOL OLMADIĞI KESiN

CHP’den geçen hafta ayrıldınız. Muhtıraya tavrına mı şaşırdınız?

Bir parti devletçi olabilir ama CHP hiç bu denli otoriter, faşizan, vesayet altında olmamıştı. Muhtıraya karşı tek bir şey söylemedi! Sosyal demokrat olduğunu söyleyen bir partinin darbeye karşı bir şey dememesi mümkün mü?

CHP’nin ‘ne’liği tartışmalı biliyorsunuz. Siz anlayabildiniz mi?

CHP bağ bir parti... Aslında ne olduğu belli değil. Sağ mıdır, değil midir kuşkuluyum ama sol olmadığını kesin biliyorum. DSP ittifakından da bir şey çıkmaz. Zaten iktidar olmak istemiyor.

Nasıl yani? Her parti iktidar olmak için oy ister halktan?

Sayın Baykal’ın istediği CHP içinde iktidar olmaktır. Partinin geleceğini korkular üzerine kurdu. Bir parti projelerle değil korkularla oy toplamaya çalışıyorsa başarılı değildir.

Cumhurbaşkanlığı oylamasında genel kurula giren tek CHP milletvekili sizdiniz! Neden girdiniz genel kurula?

Cumhurbaşkanlığı seçimleri açık bir biçimde Anayasada ve iç tüzükte bellidir. Buna göre üç cumhurbaşkanı seçilmiştir. 367 şartı parlamentoya dayatma, demokrasiye engeldi. Ben vicdanımın sesini dinledim ve demokrasiye, hukuka, milli iradeye sahip çıkmak, vekil olarak görevimi yapmak için girdim genel kurula. CHP halktan iyice kopmuştu, ben halkın yanında kaldım. Kendimi çok rahat ve güçlü hissediyorum o yüzden.

DTP’ye ne kadar yakınsınız?

Bazı söylemlerimiz arasında benzerlik var ve parlamentoya girmesinden de yanayım ama siyaset tarzını beğenmiyorum. Türkiye partisi olması, her türlü şiddeti reddederek daha geniş çerçevede politika üretmesi gerek. Sadece Kürt temelli siyaset DTP’ye de, ülkeye de yarar getirmeyecektir.

Seçimler normal seyrinde yapılırsa DTP’li vekiller büyük ihtimalle bağımsız olarak girecek parlamentoya. Milliyetçi partilerin de girmesi halinde ‘meclis savaş alanına döner’ diyenler var?

İki tarafın da soğukkanlı olmasını istiyorum. 1993’te olanlar Türkiye için iyi olmamıştır. DTP’lilerin daha sağduyulu, gerçekçi ve diyalog içinde görev yapacaklarına inanıyorum.

Star gazetesi



Bu haber 431 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,573 µs