'İsrail'in kaderi yalnızlık'

25 Eylül 2011 22:35 tsi
Başbakan Erdoğan, "İsrail yönetiminin tutumuna karşı bir tutumumuz var. Eskiden bizim büyük dostumuzdular. Ve bu koşullarda yalnızlık İsrail'in kaderidir. İsrail bölgede yalnız kalacaktır" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki temasları sırasında CNN televizyonuna verdiği mülakatta Türkiye-İsrail ilişkileri, Suriye ve İran konusu, Türkiye'ye kurulacak NATO radarı ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki demokrasi hareketleri hakkında Fareed Zakaria'nın sorularını cevaplandırdı.

Mülakat öncesi yapılan sunumda Atatürk'ten bu yana Türkiye'nin en güçlü lideri olarak takdim edilen Başbakan Erdoğan'ın sadece bu yıl ABD Başkanı Barack Obama ile 9 kere telefonda konuştuğu ve başka hiçbir devlet adamının bu kadar ilgi görmediği ifade edildi.

Türkiye'nin tarih boyunca Doğu ve Batı ile İslam ve Hıristiyanlığa yakın olduğu vurgulanarak, Erdoğan'ın şimdi ise yeni ittifaklara yöneldiği dile getirildi. Sunumda ayrıca, AB üyeliğinin Türkiye için artık büyük bir öncelik olmadığı, İsrail'in artık yakın bir dost olmadığı ve Amerika ile uzun süreli müttefikliğin artık zannedildiği kadar egemen olmadığı belirtildi.

İSRAİL İLE İLİŞKİLER

İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler hakkındaki soruyu yanıtlayan Başbakan Erdoğan, "Şu anda açıkça ve samimi bir şekilde söyleyebilirim ki, iki ülke arasındaki ilişkilerdeki kırılma İsrail tarafından çıkartılan sorundan kaynaklanıyor. Gazze'ye ulaştırılmaya çalışılan insani yardım filosu 33 farklı ülkeden yolcu taşıyordu ve hem denizden hem de havadan saldırıya uğradı. Bu saldırıların sonucunda 9 Türkiye vatandaşı öldü. Bir tanesi Türk kökenli bir ABD vatandaşı. Ve bir ABD vatandaşının hakları ABD tarafından savunulmadı. Bugüne kadar orada giden can için herhangi ciddi bir tavır takınılmadı. Bu durum ölenin Türk kökenli olmasından mı kaynaklanıyor? Bu durumla alakalı olarak çok üzgünüz. Bu durumda kimden bahsediyor olursak olalım demokrasi, haklar ve özgürlük savunulmalıdır. Kim mevzubahisse, eğer haklarımız, özgürlük söz konusuysa savunulmalıdır. İsrail'e uyarılarımızı yaptık. Bu savaş sebebidir. Bu uluslararası sularda yapılamayacak bir şeydir. Büyük bir devlet olarak çok affedici olduk. Bu kadar sakin olmamızın sebebi de budur. Özür dilemelerini, tazminat ödemelerini ve kesin olarak Gazze'deki ambargoyu kaldırmalarını talep ettik. Eğer taleplerimiz karşılanmazsa, Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkiler hiçbir zaman tekrar normale dönmeyecek. İsrail halkına karşı değil, İsrail yönetiminin tutumuna karşı bir tutumumuz var. Eğer rahatsızlığın kaynağında ısrarcı olursanız, sürekli olarak daha fazla yalnızlaşmaya mahkumsunuz demektir. Eskiden bizim büyük dostumuzdular. Ve bu koşullarda yalnızlık İsrail'in kaderidir. İsrail bölgede yalnız kalacaktır" dedi.

Gazze'ye gönderilecek yeni filoya donanmanın eşlik edip etmeyeceği yönündeki soru üzerine Başbakan Erdoğan, "İnsani yardım olduğu sürece Gazze olabilir, Mısır olabilir. Böyle bir olay gerçekleştikten sonra güvenlik konusunda bir güvensizlik var. Filolar gittikleri yerlere donanmamızın eşliğinde gidebilir çünkü İsrail'e güvenilemez" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Obama yönetiminin üzerinde uğraştığı gibi İsrail'le anlaşmaya yakın mıydınız? İsrail hükümeti son anda mı vazgeçti?" şeklindeki soruya da şu cevabı verdi:

"İzlenimlerimizi pek çok ilgili kurumun yanı sıra Sayın Obama'ya da ilettik. Türkiye, söyleminde çok net ve görüşlerimizin arkasında duruyoruz. Ne söylendiğini ve duymaktan üzüldüğümüz ifadeyi belirteyim. Filistinlilerin, İsrail halkını bombaladığını ve pek çok İsraillinin öldürüldüğünü söylüyorlar. Görüşlerimi çok açık belirtiyorum; kaç İsraillinin Filistinliler tarafından fırlatılan füzelerle ve bombalarla öldürüldüğünün doğru istatistiğini istiyorum. 10, 20, 100, 200? Lütfen belgeleyin. Bilmemizi sağlayın. Öteki tarafta, yüz binlerce Filistinlinin öldürüldüğünü biliyoruz. Sadece Gazze saldırısının sonucu olarak binlerce insan öldürüldü. Bunlar çok açık görüşler. İsrail halkı tarihte sadece soykırım konusuna geri dönüyor. Ve o soykırımı kullanarak her zaman mağdurmuş gibi davranıyor. Daha önce bu konuyla ilgili olarak Almanya'ya tazminat talebinde bulunun dedik ve yaptılar. Sonuç olarak Almanya, İsrail'e borçlarını ödedi ve ödüyor. Fakat Türkiye'nin ya da bölgedeki Müslümanların böyle bir sorunu yok. İsrail'e hiçbir zaman böyle bir zalimlik göstermediler. Fakat İsrail o bakımdan çok zalim, hiç acıma göstermiyor. Babalarının bacakları arasında saklanmaya çalışırken veya babaları onları kollarına alarak korumaya çalışırken sahilde öldürülen çocukların çığlıklarını asla unutamam. O sahneleri asla unutamam, çünkü ben de bir babayım. Evimde eşimle, çocuklarımla bu sahneleri birlikte izledik. Bir saldırının sonucunda 7 kişinin öldürüldüğünü gördüm. Bunlar açıklanamaz İsrail davranışlarıdır.

Eğer normalleşme istiyorsanız, barışı sağlamak ve karışıklık çıkarmayı bitirmek için bazı belli adımlar atmanız gerekir. İsrail, nükleer bombalara, ağır silahlara, fosfor bombalarına ve kitle imha silahlarına sahip. Ben de size aynı soruyu sorabilirim, Filistin neye sahip? Filistin'in iddia edildiği kadar insan öldürdüğünü nasıl düşünüyorsunuz? Birbirimizi aldatmayı bırakalım. Çünkü insan ırkı artık aldatılamaz. Herkes İsrail'in ne yaptığını biliyor."

SURİYE KONUSU

Fareed Zakaria'nın, "Türk diplomasisi Suriye konusunda aldatıldı. Birlikte tatil yaptığınız Esad hakkında önceden yanlış değerlendirme yaptığınızı düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusunu cevaplayan Erdoğan, "Öncelikle hiçbir zaman birlikte tatil yapmadık. Kendisi sadece davetlim oldu. Türk halkı için bir tatil yeri olarak bilinen bölgemize gelmesi için sürekli çağırdım. Misafirimizdi fakat birlikte hiç tatil yapmadık. Ne zaman Türkiye'ye gelse tabii ki bir araya gelip Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkiler hakkında konuşurduk. Aynı şekilde ben de Suriye'ye pek çok sefer gittim ve orada bizim cumhurbaşkanımızla da görüşmeler oldu. Ama bir şeyi çok açıkça ve içtenlikle ifade edeyim. Biz prensipler üzerinden hareket ederiz. Prensipler. Bu prensipler benim için belirleyici faktörlerdir. Sen ve ben, bugün arkadaş olabiliriz, kardeş olabiliriz. Fakat bir gün demokrasinin belirleyici prensipleriyle çatışırsan ve temel haklara, özgürlüklere ve hukuka karşı davranırsan, kalbimdeki kardeş ve arkadaş pozisyonunu kaybedersin. Bu tam olarak böyle yaşandı. Çok sabırlıydım. Sabır, sabır, sabır. Ve sonra çatladım" şeklinde konuştu.

Suriye'deki hükümetin dayanıp dayanamayacağı yönündeki soru üzerine ise Erdoğan, "Her zaman söylediğim bir şey vardır. Zorbalık ve zulümle hiçbir zaman mutlu olamazsınız. Zalimlikle görevde kalamazsınız. Hiçbir zaman halkın iradesinin önünde duramazsınız. Bu süreç biraz daha uzatılabilir fakat er ya da geç Suriye'de insanlar farklı bir karara varırsa o karar karşılanacaktır. Mısır'da, Tunus'ta ve Libya'da olduğu gibi. İnsanlar özgür olmak istiyor. Ve o özgürlüğü kazanmak için mücadele ediyorlar. Diktatörlükler teker teker toprağa gömülüyor. Despot sistemler son bir kez daha demokratik sistemlere doğru yönelerek tasfiye oluyorlar" diye konuştu.

İSLAM VE DEMOKRASİ

Fareed Zakaria'nın, "Özellikle ABD'de pek çok insan yaptıklarınızın yeni bir İslami dış politika olduğunu, Atatürk zamanından beri süregelen dış politikayı değiştirdiğinizi ve bu çabaların Türkiye'nin dış politikasına bir tür İslami ideoloji katmak için olduğunu söylüyor. Ne dersiniz?" sorusuna ise Başbakan Erdoğan şu cevabı verdi:

"Ortak bir zekaya odaklanmış bir takımız. Medeniyetlerin çatışmasını istemiyoruz. Medeniyetlerin ittifakını görmek istiyoruz. Dünya savaşlardan bıktı. Trilyonlarca dolar silaha ve cephaneye ayrılıyor. Bu artık insanların içinde yaşamak istediği bir dünya değil."

Fareed Zakaria'nın, "Türkiye'yi Atatürk zamanından beri giden yoldan farklı bir yola mı götürüyorsunuz? Türkiye'yi Batı yanlısı olmayan, tarihsel kaderini Batı'da görmeyen ve daha İslami, daha popülist bir politikaya mı götürüyorsunuz? Kahire'ye gittiğinizde bir rock star oldunuz. Filistin konusundaki politikanız sayesinde büyük fotoğraflarınız ve posterleriniz vardı. Bu yeni popülist İslamcı Türk dış politikası mı?" şeklindeki sorusuna ise Erdoğan şu cevabı verdi:

"Ben bir siyasetçiyim, rock yıldızı değilim. Fakat net olarak söyleyebilirim ki Batı dünyasının yaptığı her şey ille de doğru değil. Batı'nın bilimini almaya çalışıyoruz. Batı'da geliştirilmiş ve güzel olan ne varsa almaya çalışıyoruz. Fakat unutmayalım ki Doğu'da da gerçekten güzel şeyler var. Dünyanın Doğu bölgelerini bir kenara atmayın. Biz her zaman bilimin ve zekanın peşinde koşuyoruz. Bilgiyi dünyanın hangi bölgesi daha ileriyse orada arıyoruz. Sonra süzüp alıyoruz."

İRAN VE RADAR

"İran'la iyi ilişkiler sürdürmeye çalıştınız fakat Türk topraklarına Amerikan radarı koymayı kabul ettiniz ve şimdi İran hükümeti sizi eleştiriyor. Sizce İran nükleer programı konusunda yapıcı bir diyalog kurulabilecek bir ülke mi? Ya da sizce iyi izlenmesi gereken ve kontrol altında tutulması gereken bir ülke mi?" şeklindeki soru üzerine de Başbakan Erdoğan, "İki noktayı karıştırmamak lazım. Birincisi, Türkiye'ye füze savunma üssü yerleştirme planları NATO'ya ait bir konsepttir. Hiçbir ülke özel olarak belirtilmedi. Bizce İran'ın ortada sebep yokken gücenmemesi lazım. İsrail'in gerçeklikten farklı okumalar yapmasını görmek istemiyoruz. İran bunu farklı bir şekilde okuyorsa bu onların kararıdır.

Çok içtenlikle söylüyorum; Türkiye'ye saldırılmadığı sürece, İran'a Türk topraklarından saldırılmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Fakat neden İran'ın nükleer silaha sahip olmasını yasaklayan ülkeler, İsrail'i de nükleer silah bulundurmaktan men etmiyorlar? İsrail atom silahına ve nükleer silaha sahip. Sebep ne? İsrail'in kuşatma altında olması mı? Fakat İsrail bölgede nükleer silahlara sahip tek ülke. Kuzeyde sadece Rusya'nın nükleer silahları var. Ve İran da tek amacının nükleer güç yoluyla düşük maliyetli enerji elde etmek olduğunu söylüyor. Varsayımlar üzerinden hareket etmek istemiyoruz. Varsayımlar üzerinden uygulanacak yaptırımlar Türkiye tarafından kabul edilemez" dedi.

OBAMA

"Başkan Obama'yla pek çok görüşmeniz oldu. Sizin gözünüzde dünya sahnesinde bir lider olarak nasıl biri?" sorusuna ise Erdoğan, "Kişisel olarak Barack Obama gerçekten sevdiğim bir insan. Siyaseti ve uygulamaları yoluyla, çok daha fazla başarılı olmasını isterim. Göreve başladığında omuzlarında büyük bir ekonomik yük vardı. Bu güçlükleri aşabilseydi, bugün çok daha rahat olurdu. Ve bu noktada, yaklaşık 400 gün sonra genel seçimler olacakken, kendisine en iyi dileklerimi iletirim. Çünkü kendisini öyle ya da böyle iyi tanıma şansım oldu. Karşılıklı ve iki taraflı görüşmelerimizde olsun, pek çok telefon görüşmelerimizde olsun, daha önce olduğundan çok daha sık görüştük.

Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler stratejik ortaklıktan örnek bir ortaklığa geçti, çok daha yüksek bir seviyeye geldi. Cumhuriyetçi adayların kimler olacağını bilmiyorum fakat tabii ki Amerikan halkının tercihlerine her zaman saygı duymalıyız. İktidarda Demokratlar da Cumhuriyetçiler de olsa Amerika ve Türkiye arasındaki ilişkiler her zaman çok olumlu olmuştur. Umuyorum ve dua ediyorum ki önümüzdeki günlerde de böyle iyi olsun. Bu seçimlerin dünya barışı, Amerika halkı ve Amerikan siyasi yaşantısı adına en yararlı sonucu getirmesini diliyorum" yanıtını verdi.

Bu haber 1,020 defa okundu.