iyibilgi zoom" /> iyibilgi zoom"/>

En Sıcak Konular

The Secret'ın iğrenç sırrı: "Bebeklere tecavüz edilmesi bebeklerin suçu!"

4 Haziran 2007 10:15 tsi
The Secret'ın iğrenç sırrı: En çok satanlar listesinde üst sıradaki yerini hala koruyan "The Secret" hala gündemde. Yazar, minicik bebeklerin tecavüze uğramasının suçunu bebeklerin enerjisine yüklüyor! iyibilgi zoom

En çok satanlar listesinde üst sıradaki yerini hala koruyan sahte mutluluk kitabı "The Secret" hala gündemde tutuluyor. İyibilgi'nin doğuracağı sakıncalara

karşı uyardığı bu kitabı okuyanların bir çoğunun mutluluk takıntısı ile psikolojisinin bozulduğu biliniyor... Hürriyet'te Ayşe Arman kitabın yazarı ile söyleşiyor... Yazar, minicik bebeklerin tecavüze uğramasının suçunu bebeklerin enerjisine yüklüyor!

İsterseniz mutluluk verici olmaktan çok psikoloji bozan kitabı biraz hatırlayalım:


Kitaptaki sırrın açılımı şu: İyi düşün iyi hisset, şüphelenme, sorgulanma... Kendi kendinin yaratıcısı ol. Senin üzerinde külli bir irade mevcut değil.

Dünyada senden başkası yaşamıyor zaten... Dünyadaki hiçbir olumsuzluk kafanı meşgul etmesin. Gerek yok. Dünyada savaş mı var sanki? Ülkeninin, ailenin, arkadaşlarının tehlike altında olsalar dahi tehlikeye girebileceklerini düşünme. Onları uyarma... Uyarmayı dahi düşüme! Bu esnada kötülüğü hem kendine hem de yakınına çekme... Evladının uyuşturucu kullandığında mı şüpheleniyorsun! O şüpheyi kafandan hemen at. Hatta iyimse davranıp, benim çocuğum uyuşturucu kullanmaz dahi deme... Yerçekimi kanunu seni çarpar. Kullandığını öğrendiğinde de neden uyuşturucunun kötü birşey olduğunu düşünerek hata ediyorsun... Sen kaderinin tanrısısın... Hatta düşüncelerinle alemdeki yerçekimi trafiğini etkiliyorsun! Ölümsüzlük mü istiyorsun? Bu sır ölümü dahi engelliyor. Bak kitapta ne yazıyor:  "İnsanlar sırrı kullanarak ölüm döşeklerinden ayağa kalkarak sağlıklarına kavuştuklarını yazdılar" Ölümü, cehennemi aklına getirme.... Aman ha.... Kafanı boşalt. Bütün tehlikeler, olumsuzluklar, ölümler, hastalıklar seni paranoyak hale sokan komplo teorilerinden ibaret. Ayağını yerden kesmezsen, uçamazsın!

Kitabın en büyük sırrına gelince - bunu kesin ilk kez duyuyorsunuzdur!- "Kötü şeyler düşünmezsen, kötü şeyler hissetmezsin... Bu da seni mutlu kılar" Bu sırra nail olmak ne büyük lütuf!

Sır,  erdem, sevgi, dostluk vaad gibi hasletleri vaad etmiyor. Gerek var mı?Erdem yerine para, dostluk yerine, sizi popüler kılacak kadar çevrenizde bir sürü insan, sevgi yerine bireysel mutluluk sunuyor. Bunlar günümüz insanlığının geçer akçeleri ne de olsa. Bu yüzden kitaba görüş veren kişilerin ünvanları da bu doğrultuda seçilmiş. Kitaba görüş bildirenlerin başında işadamı ve yatırım uzmanları, servet yönetimi ve eğitimcileri geliyor. Bir de "kişisel dönüşüm uzmanları" var. (Kişisel dönüşüm insanı neye, ne için dönüştürür ki?) Şifacılar da kitaba bolca görüş verenlerden. TV'de reality şovlarda basılan, okumuş adamlar tarafından aşağılanan şifacılar, kitabın başköşesine oturmuş, okumuş adamlara ahkam kesiyor! Okur- yazarlar da bu kitabı okuyup erdiklerini iddia ediyor!


İşte, insanı Tanrılaştıran kitabın yazarı Rhonda Byrne'nin Ayşe Arman'ın sorularına verdiği ibretlik "yanıtlar"... Yazar minicik bebeklerin tecavüze uğramasının suçunu bebeğe yüklüyor! 

Farkındaysanız, bizim elimizden şunu alıyorsunuz: "Kaderim böyleymiş!" "Alınyazısı işte ne yapacaksın..." Başımıza gelen her iyi ve kötü şeyden bizim sorumlu olduğumuzu söylüyorsunuz. Kabul etmesi çok kolay değil...

- Evet. Üstelik bazı insanlara bu fazlasıyla ürkütücü geliyor. Çünkü tüm hayatlarının sorumluluğunun kendi ellerinde olduğunu duymak ağır bir şey. Suçu, hep başka yerlerde aramak daha kolay. Hep eşleri, çocukları, iş arkadaşları, trafik, politikacılar vesaire suçludur. Kimseyi bulamazlarsa, bu kez Tanrı’yı suçlarlar. Ama herkes bilmelidir ki, herkesin sorumluluğu kendisindedir. Bununla yüzleşmeli. Korkacak bir şey yok. Hatta son derece özgürce geliyor bana.

Peki minicik bir bebeğin ölümü? Ya da küçük bir çocuğa tecavüz ettiler diyelim. O bebeğin bir bilinci var mı ki, felaketi çağırsın...

- Olayı bilmiyorum, belki de felaketi annesi çağırmıştır, nasıl bir ortam yaratıldığını bilmiyorum. Ama yeni doğmuş bebeklerin bilinçlerinin gelişmediği doğru değil. Hatta ilahi bir bilinç var onlarda. Büyüdükçe git gide unutuluyor ve bilinç seviyesi düşüyor. Evet onlar için de Çekim Yasası geçerlidir. Bebekler masum olduğu için şimdi de bunun suçunu Çekim Yasası’na yükleyebilir insanlar. Ama unutmamalı ki, onların da özgür iradesi var.

 Tek kişilik yatağı olan kadınlar ne yapmalı?

- Öncelikle iki kişilik yatak almalı. Tek kişilik yatak bile, yeni bir aşka hazır olmadıklarını gösterir. Çift kişilik yatakta yatacaklar ve yanlarını boş bırakacaklar. Aşık olacakları adamlar gelip oraya uzansın diye. Gerçekten de, bir insan sanki bir partneri varmış gibi yaşamalı, aşk için gereken ortamı hazırlamalı.

Peki, sürekli insanın "Ben, ben, ben" demesi "Şunu istiyorum, bunu istiyorum" demesi kibirli bir hal değil mi? Bize alçakgönüllü olmamız öğretilmişti...

- Ama unutmayalım ki, çok alçakgönüllülüğün altında da çok büyük egolar yatar. Alçakgönüllü gözükerek insanların daha çok takdir etmesini istemek vardır olayın özünde. Hepimiz, ister kendimizi alçakgönüllü olarak nitelendirilelim, ister başka bir şey, içimizde kendimizi çok özel hissetmez miyiz? Dürüstçe bir düşün. Bu yolla, kendimizi motive etmenin ne zararı olabilir ki?

Evrenin bir katalog olduğunu söylemek, biraz ticari bir yaklaşım değil mi?

- Sizce öyle değil mi? Bir katalog tabii. Karşımızda, "Senin hayalin benim emrim olur" diye bir evren var. Tarihteki bütün büyük düşünürler böyle söylüyor.

İlk defa ben söylemiyorum ki...

Peki herkesin mutlu olması mümkün mü? Dengeler bozulmaz mı? Bir de sıkıcı olmaz mı? Kötülük olmalı ki, iyiliğin ne olduğunu anlayabilelim, aynı şekilde mutsuzluk olmalı ki mutluluğun değerini bilelim...

- Dünya, tabii ki değişik renklerle güzel. Ama mutsuzluk, bir renk seçeneği değildir. Seçenekler mutluluk renklerinin farklı tonları olmalı. Dünyada yaşanan bunca mutsuzluktan sonra herkes mutluluğun değerini çok iyi anlayacak durumda. Bu konuda hiç endişeniz olmasın.
 
Bir arkadaşım kitabınızı okuduktan sonra, son derece rahatsız oldu. "Bu kitapta Tanrı’yı göremedim" dedi ve inanmayacaksınız ama "Tanrı Var" diye bir kitap okumaya başladı...

- Biz "Evren" diyoruz. Birçok insan "Tanrı" diyor. Birçok dinde ve birçok dilde değişik söylemleri var. Tanrı, kitabımın tüm hücrelerinde. Biliyorum.

Peki kader?

- Var. Biz çiziyoruz hayatımızı. İyi şeyleri de, kötü şeyleri de hayatımıza biz çekiyoruz.

Secret’ın insanların psikolojisi bozduğu iddiasına ne diyorsunuz?

- Gülüyorum. Secret’ı gerçekten uygulayan insanlarda böyle şeylerin olması söz konusu değil. Unutulmasın ki, Secret ekibinde dünyaca ünlü psikologlar da yer aldı. Ve uzun çalışmalar sonucunda ortaya çıktı Secret.

Diyelim ki, Secret bir ülkede iyi satmadı, bu ne anlama geliyor? Yayıncı, kitabın yeteri kadar satacağına inanmadı mı mesela?

- Böyle de olabilir. Ancak her şey, hemen olacak diye bir şey yok. Sabırla ve disiplinle çalışmaya devam etmek gerek. Sonucun zaferle biteceğine garanti verebilirim. Bir gün herkes mutlu olacak.

 

*****

Bu cevaplardan sonra Ayşe Arman kitaba ne diyor beğenirsiniz: "Ha tasavvuf, ha secret ne fark eder?"

Fark edecek basireti olmayanlar için farketmez tabii ki!

www.iyibilgi.com

 



Bu haber 1,395 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,104 µs