'Bu savaşa kimse müsaade etmez'

20 Eylül 2011 10:32 tsi
Uyarı Rusya'dan geldi: "İsrail hükümeti, Türk Başbakanı ile söz kavgasına girmeye hazırlanmıyor... NATO üyesi Türkiye'nin ABD mütefiği İsrail'le savaşacağını düşünmek hayal. Kimse buna müsaade etmez. Eğer olursa..."

Derginin Kudüs muhabiri Vladimir Beyder'in kaleme aldığı yazıda Erdoğan'ın, Arap dünyasına yaptığı ziyaretin yankıları, gerginleşen Türk-İsrail ilişkileri ve Ankara'nın Ortadoğu politikaları değerlendirildi. Türkiye'nin başarıları ve ayrıca İsrail'e yönelik artan tepkiler sayesinde Erdoğan'ın İslam dünyasının liderlerinden biri haline dönüştüğünü iddia eden muhabir, "Lider bakımından öksüz duruma düşen Arap kitleleri, yeni Türk lidere kavuştu." dedi.Zaferle sonuçlanan Arap Baharı'nın ardından Erdoğan'ın Mısır, Tunus ve Libya'ya çıkarma yaptığını ifade eden muhabir, "Yani bahar sel taşkınları ile uzun yıllar iktidarda kalan liderleri götürdü. Burada verilen mesaj açık, halk liderlerinin ortaya çıkması için acele edilmesini istiyor" dedi. Mısır'da Erdoğan'ın kalabalık halk tarafından coşkuyla karşılandığını hatırlatan Beyder, Türkiye Başbakan için "İslam'ın kurtarıcısı, Allah'ın sevgili kulu Erdoğan!", "Gazze'nin kahramanı, Mısır seni alkışlıyor!" ve "İslam kardeşleri Erdoğan'ı selamlıyor!" şeklinde sloganların atıldığını hatırlattı.

Erdoğan'ın Mısırlı yönetim tarafından "Yeni Selahaddin" olarak nitelendirildiğini ifade eden muhabir, "Selahaddin haçlıları püskürten 12. yüzyılın ünlü komutanı. Kudüs'ün fatihi... Hz. Muhammed'den sonra Müslüman dünyasında önemli bir isim. Bir Türk'ün bu isme benzetilmesi ilginç. Arapların Türklere yönelik münasebetleri o kadar da sıcak değil. Kimse Osmanlı'nın sert egemenliğini unutmamış. Araplar, İslam'ın kendi kanallarıyla dünyaya yayıldığını, diğer Müslümanlara küçük kardeş gözüyle bakıyorlar. Peki Erdoğan'ın neyi Mısırlıların sevgisini kazandırdı. Yanıtı çok basit, dünya liderleri arasında bugün İsrail'in böyle kararlı ve amansız düşmanı yok" dedi.

TÜRK-İSRAİL SAVAŞINA KİMSE MÜSAADE ETMEZ

Türk-İsrail ilişkilerinde son zamanlarda yaşanan gergin olayları da sıralayan Ogonyok muhabiri, 40 Yahudi işadamının İstanbul havalimanında 12 saat bekletildiğini iddia ederek, Türkiye'nin İsrail elçisi gönderdiğini kaydetti. Türkiye'nin savaş gemileriyle İsrail'i tehdit ettiğine dikkat çeken muhabir, "İsrail hükümeti, Türk Başbakanı ile söz kavgasına girmeye hazırlanmıyor... NATO üyesi Türkiye'nin ABD mütefiği İsrail'le savaşacağını düşünmek hayal. Kimse buna müsaade etmez " ifadesini kullandı.

Türk-İsrail savaşının çıkabileceğine inanmadığını tekrarlayan muhabir, "Eğer olsa bu yeni tarihin en aptal savaşı olacak" dedi.

BM RAPORU ÖZÜR DİLEMEYE ENGEL OLDU

Erdoğan için millet onurun önemli olduğuna işaret eden muhabir, ilk olarak Mayıs 2010'ta Mavi Marmara gemisinde yaşanan üzücü olayları hatırlattı . Dokuz Türk vatandaşın İsrail komandoları tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Rus gazeteci "Erdoğan direkt şunu söylüyor, bunun için özür dileyiniz, ölenlerin ailesine tazminat ödeyiniz ve Gazze şeridine yönelik ablukayı kaldırınız. İsrail Savunma Bakanı, üst düzey askerler dahil İsrail hükümet kabinesinin bir kaç üyesi buna yeşil ışık yakıyordu. Hatta Başbakan'ın bile razı olduğu yönünde fısıltılar dolaştı. Sadece detayları masaya yatırıldı...

Bu arada Mavi Marmara ile ilgili BM komisyonu raporunu tamamladı. İsrail'in BM ve onun komisyonlarıyla ilgili kötü deneyimleri var. Onlar her zamanki gibi İsrail karşıtı konumda bulunuyor. Genelde İsrail ona ait olayların BM komisyonlarında araştırılmasına karşı. Fakat bu sefer hariç. İsrail resmi düzeyde komisyonla işbirliği yaptı" yorumunda bulundu.

BM raporundan Türkiye'nin memnun olmadığını vurgulayan dergi, İsrail'in gemiyi durdurmakta haklı bulunmasının ardından İsrailli mercilerin özür dilemeyi reddettiğini savundu.

Türkiye'yi dünyanın gelişmekte olan ülkelerden biri olarak tanımlayan Ogonyok muhabiri, Türk ekonomisinin istikrarlılığı, halkın refah düzeyinin artması ve ekonomik kalkınma rakamlarının Çin'den sonra dünyada en hızlı gelişen ikinci ülke olduğunu kaydetti. Türkiye'nin kalkınma modelinin hep Batı ve laik yörüngede olduğunu kaydeden Rus dergisi, "2002 yılından bu yana İslami hassasiyeti olan parti iktidarda. Ne oldu? Hiçbir şey. Daha iyi oldu. Ülke anayasasına göre ordu, laikliğin garantisi. Erdoğan'ın demireli askerlerin sivil hayat üzerindeki etkinliğini azalttı. Zamanla Anayasa da değişecek. Kendi ülkesinde ona kimse engel değil. Zengin ve güçlü bir ülkenin hırslı lideri. Erdoğan'ın yönetiminden uzun yıllar önce Türkiye alnıyla Avrupa'nın duymaz kapısına vuruyordu. Avrupa Birliği'ne girmeye çalışıyordu, bazen şuna bazen de buna dolanarak Doğu ve Batı arasında kendi yerini tutmaya çalışıyordu. Ama her yerde yabancı kalıyordu. Beş yıl önce bu zıplamalar sona erdi. AB Türkiye'nin üyelik isteğini geri çevirdi. Ve Erdoğan kendi tercihini yaptı. Osmanlı İmparatorluğu'nun mirası kendi evine, Doğu'ya döndü." dedi.

OSMANLI TOPRAKLARINDA ETKİNLİK MÜCADELESİ

İmparatorluğunu küresel ortamda kurmaktan ziyade, Türkiye'nin kendi mali zenginlikleriyle Osmanlı'nın eski bölgelerinde etkin olabilmek için atağa geçtiğini iddia eden muhabir dergi ; bu bölgeleri, Karadeniz, Kafkaslar ve Orta Doğu olarak sıraladı.

Muhabir, Davos toplantısında İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le tartışan Erdoğan'ı haksız buldu. Rus muhabir Peres'i "Başlıca İsrail barışseveri ve dünyanın en saygılı İsrailli politikacısı" olarak tanımladı. Erdoğan'ın toplantıyı gazapla terk ettiğini vurgulayan muhabir, "Bunun ardından Erdoğan Gazze'nin kurtarılması için kolları sıvadı. İHH tarafından Gazze'ye ilk yardım filosu ortaya atıldığı zaman, Erdoğan kendisi de katkı sağladı, onların para ve siyasi destek konusunda sıkıntısı olmadı. Suriye ile askeri ve ekonomik işbirliği anlaşmasını sağladı. Yani benim elimden barış istemiyorsanız, alın o zaman savaşı dedi. İsrail'in en kötü kalplı düşmanı Ahmedinecad'la yakınlaştı" dedi.

cihan

Bu haber 2,008 defa okundu.