Zombilerin dönüşü
0 0 0000 00:00 tsi
Eski siyasilerin birbiri ardına siyasete geri döner gibi yapmalarının bende yarattığı şokun boyutu, zannettiğimden daha fazlaymış. Psikiyatristim yeni ilaçları kargoyla yolladı. O da yeni durumumdan hayli endişeli galiba çünkü kargo çok ağır olmuş.
Bu bir korku filmi tamam ama bu filme uygun adı bir türlü bulamıyorum. İlk önce; 'Kabus sürüyor: Freddy is back' dedim sonra Mesut Yılmaz karakterinin yanına Hüsamettin Özkan'ı da ekleyerek izlemekte olduğumuz korku filmine 'Freddy Jason'a karşı' ismini taktım ama hala daha tatmin olmamış durumdayım.
Bu film adlarının çoğu olayın temeline inemiyor bence. Örneğin 'Yaşayan Ölülerin Dönüşü' adı bu filme daha uygun olurdu. Zombiler zaten ölü halde olduklarından onları öldürmek de mümkün değildir. Bizim bu tipler de bu tanıma çok uyuyor.
Bir ara 'dead man walking' adı da aklıma geldi ama bundan hemen vazgeçtim. Çünkü 'dead man walking' idama mahkum olmuş insanın hücresinden idamın infaz edileceği yere varıncaya kadar yaptığı yürüyüşe verilen addı ve bu aralar korku filmine bu adı vermek durup dururken darbe yanlısı bir tavır almak anlamına gelebilecekti. (Üstelik bu tür filmde kimi başrol oynatacağıma da henüz karar veremedim. If you know what I mean)
Bu insanların toplu halde çekilmiş fotoğraflarına bakın lütfen... 'Yaşayan Ölülerin Dönüşü' filmi sizin de aklınıza gelmiyor mu; açık yüreklilikle itiraf edin... Bizim gazetede çıkan haberlere göre çoktan ölmüş olması gereken Bülent Ecevit de yataktan kalkıp kalabalığa katılsa film çok daha gerçekçi olabilir aslında.
Bütün bunlar olup biterken AKP'de inanılmaz bir sakinlik var. Onlar toplandılar ve konuşuyorlar. (Bu filme 'dead poets society' diyebiliriz, AKP'liler şiir okumayı pek severler de, bilmem anlatabiliyor muyum?) Onların aslında hala yaşadıklarını arada bir iskeleye inen milletvekillerinden anlıyoruz. Milletvekilleri iskeleye gelip denize atlamadan bir Kürşad Tüzmen sendromu yaşıyorlar, onun gibi vücut pozları veriyorlar. Tüzmen'e vücut göstermek yakışabiliyor da bunun her milletvekiline yakıştığı da pek söylenemez ama olsun; erkekliğin onda dokuzu ortada somut bir neden olmasa da kendine güvenmektir değil mi? (Meraklısına not: Benim de kendime güvenim arttı. O nedenle bu yaz ben de vücudumu sergilemeyi düşünüyorum. Önceden haber vereyim de aniden görünce hayranlıktan şoka uğramayın dedim)
Sadece vücut güzelliği kriter olsaydı ben de AKP'den milletvekili seçilebilirdim ve hatta bakan bile olabilirdim diye düşünüyorum. Böyle bir olasılık olursa ben kesinlikle basınla ilişkilerden sorumlu devlet bakanı olmak isterim, bu da şimdiden bilinsin.
Son fikrim de şu: Bu arada Rahşan Ecevit, Tansu Çiller ile de görüşecekmiş. 'Eastwick Cadıları' filmini çekebilmemiz için bir üçüncü kadına daha ihtiyacımız var; duyurulur...
Bu haber 309 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle