En Sıcak Konular

Suriye için ne yapabiliriz?

26 Ağustos 2011 08:51 tsi
Suriye için ne yapabiliriz? Bölgesel dengeler, kendi içindeki sorunlar, özellikle de Kürt sorunu ve terör, Türkiye’nin yapacağı her hamleyi dikkatle hesaplamasını beraberinde getiriyor...

Türkiye’nin Arap Baharı’na gösterdiği ilginin yeterli olup olmadığı sıkça tartışılıyor. Kimileri Ankara’nın bu süreçte daha aktif rol alması gerektiğini, hatta uluslararası müdahaleler dahil her konuda öncülük etmesini savunuyor. ‘Bu işlere nereden bulaştık’ diyen geleneksel dış politika anlayışını saymazsak, hemen herkes Türkiye’nin bu süreçte aktif rol oynaması gerektiğinde hem fikir.

Ancak bu aktif rolün nasıl oynanacağı konusundaki tezler arasında kelimenin tam anlamıyla uçurum var. ‘Ne yapacaksak dünya ile birlikte yapmalıyız’ diyenlerle, Türkiye’nin kendi dinamikleriyle bu sürece katkı sağlamasını isteyenler arasındaki görüş ayrılığı, sanılandan çok daha derin. Bunu Libya örneğinde gördük, Suriye üzerinde de görmeye devam ediyoruz.

Türkiye’nin ciddi bir değişim süreci yaşayan geniş bir coğrafyadaki pek çok ülkeyle yakın tarihi, siyasi ve ekonomik bağları var. Üstelik siyasi tecrübe ve derinlik açısından onlarla paylaşabileceği ciddi bir birikime de sahip.

Model değil, tecrübe

‘Model’ tartışmalarına başından itibaren sıcak bakmadım. Hatta hayli abartılı bulduğumu da söyleyebilirim. Ancak şu anda rejim krizi yaşayan ya da yeni bir siyasi model oluşturan hemen her Müslüman ülkede, Türkiye’ye yönelik ciddi bir ilginin varlığını da görmek gerekiyor. Özellikle de AK Parti tecrübesi ilgi odağı.

Böyle bir ilgiden, ilişkiden ve beklentiler zincirinden söz edeceksek, listenin en üst sıralarına herhalde Suriye’yi yazabiliriz. Suriye’de Esad rejimine karşı ciddi bir direniş gösteren muhalefetin, Türkiye’den beklentileri olduğunu da biliyoruz.

Öte yandan Ankara temkini elden bırakmıyor. Sırtında da sanılandan çok daha fazla yumurta küfesi var. Bölgesel dengeler, kendi içindeki sorunlar, özellikle de Kürt sorunu ve terör, Türkiye’nin yapacağı her hamleyi dikkatle hesaplamasını beraberinde getiriyor. Beklentiler elbette haklı ve yerinde. Ayrıca bu kadar iddia sahibiyseniz, beklenti çıtasını da yükseltmiş oluyorsunuz.

Ancak bunun için daha uzun soluklu, sabırlı ve ciddi öngörüler içeren politikalar üretmek gerekiyor. Galiba sorunun kaynağı da burada.

Diyarbakır mı Erbil mi?

ORSAM (Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından yayınlanan Ortadoğu Analiz Dergisi’nin son sayısında, Suriye’deki muhalefetle ilgili önemli bir dosya hazırlanmış. (Temmuz Ağustos 2011) Antalya’da bir araya gelen Suriyeli muhaliflerle sıcağı sıcağına yapılan söyleşilerde çarpıcı bilgilere rastlıyoruz.

Mesela Türkiye Kürtleri için de son derece önemli olan Haznevi ailesinden Şeyh M. Murat El Haznevi’yle yapılan konuşma, Türkiye’nin neyi eksik yaptığının adeta manifestosu gibi. Haznevi ailesi, Nakşibendi ve sadece Suriye’de değil, Türkiye’de de ciddi sayılara ulaşan bağlıları ve akrabaları var.

Bu söyleşiden öğrendiğimize göre Haznevi ailesinden önemli bazı isimler Kuzey Irak’ta Erbil’de kalıyor. Mesut Barzani onlara yakınlık gösteriyor ve çalışmalarını orada yürütüyorlar.

Bizim burada sormamız gereken soru gayet açık: Türkiye ile bu kadar yakınlığı ve ayrılmaz bağları olan bir ailenin mensupları niçin mesela Diyarbakır’da değil de, Erbil’de faaliyet göstermektedir?

Cevabı da açık. İddialarımızla mütenasip işler yapmak konusunda pek maharetli değiliz ne yazık ki. Suriye ile aramızdaki asıl yakınlığı oluşturan damarları canlandırmayı ne yazık ki bugüne kadar akıl edemedik. Hala yakın coğrafyamızda yaşayan Kürtlerin kaderinin bizimle bir ve bütün olduğunu idrak edemiyoruz. Onlar da kendilerine yakınlık gösterenlerle birlikte hareket ediyor.

Yeterince açık değil mi?

Nasuhi Güngör / Star

Bu haber 846 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,720 µs